Son beş yıllık dönemde Türkiye’nin yapmış olduğu yurtdışı yardım miktarı toplam 38,5 milyar dolara ulaşmış. 2019 yılında yüzde 1,15’e ulaşan dış yardımın GSYH’ye oranı takip eden yıllarda kademeli olarak yüzde 0,62’ye kadar gerilemiş bulunuyor.
Hayat pahalılığının belini büktüğü sabit gelirlilere ve asgari ücretlilere yapılan zamlar bütçeye ve enflasyona etkisi olumsuz olacağı düşüncesiyle sınırlandırılırken Türkiye dış yardım yapan ülkeler arasında en üst sıralarda yer alıyor.
Son yıllarda zaman zaman Türkiye’nin dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden birisi olduğuna ilişkin açıklamalar duyuyoruz. Nitekim Küresel İnsani Yardımlar Raporuna göre 2023 yılında 5,1 milyar ABD doları dış yardım yapan Türkiye ABD’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu rakam GSYH’nin yüzde 0,5’ine karşılık geliyor.
Türkiye her ne kadar bu listenin ilk sıralarında yer alıyor olsa da Rapor’da söz konusu yardımın büyük ölçüde Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için harcandığı ve bu nedenle diğer bağışçılar tarafından yapılan uluslararası insani yardımlarla tam olarak aynı nitelikte olmadığı ifade ediliyor.
Türkiye’nin yurtdışı yardım karnesi
Genel olarak Türkiye’nin insani yardımları da içeren dış yardımları son on yılda ivmelenerek dünyanın birçok bölgesine yayılmış bulunuyor. Bu yardımlar 1990’lı yıllarda, ağırlıklı olarak gıda olmak üzere, ayni yardımlar şeklinde yapılırken son yıllarda nicelik ve nitelik bakımından da çeşitlenerek ayni ve nakdi yardımları ve hibeleri kapsar hale gelmiş bulunuyor. Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde de Suriye’nin ötesinde Afrika, Güneydoğu Asya, Orta Asya gibi geniş bir coğrafyada yardım faaliyetlerinin yürütüldüğü belirtiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) verileri bu gelişimi gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin Yaptığı Resmi Kalkınma Yardımları (milyar ABD doları)
Son beş yıllık dönemde Türkiye’nin yapmış olduğu yurtdışı yardım miktarı toplam 38,5 milyar dolara ulaşmış. 2019 yılında yüzde 1,15’e ulaşan dış yardımın GSYH’ye oranı takip eden yıllarda kademeli olarak yüzde 0,62’ye kadar gerilemiş bulunuyor.
Türkiye’nin Yaptığı Resmi Kalkınma Yardımları (GSYH’ye oran %)
Türkiye’nin dış yardımları resmi ve özel çok sayıda kurum ve kuruluş aracılığıyla hayata geçirilirken bunun yüzde 89’u ağırlıklı olarak iki taraflı resmi akımlar, yani Türkiye’nin doğrudan ilgili ülkeyle yaptığı anlaşmalar yoluyla sağlanıyor.
TİKA’nın yayımladığı Türkiye Kalkınma Yardımları Raporlarına göre yardımların önemli bir kısmı eğitim ve sağlık gibi alanlarda yapılan ayni yardımlardan oluşurken, genel olarak bakıldığında dörtte üçü Suriye’ye kullandırılmış.
Nakdi olarak hibe şeklinde yapılan dış yardımlar ise 4749 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Hazine bütçesinden yapılıyor ve 2023 sonu itibariyle toplam 68,5 milyon dolar Somali ve Azerbaycan’a hibe edilmiş bulunuyor.
Öte yandan, Türkiye milli gelirine oranla en fazla dış yardım sağlayan ülkelerden birisi olmakla beraber, 2023 yılı verilerine göre en büyük yirmi bağışçı ülke arasında kişi başına gelir seviyesi en düşük ülke olması dikkat çekiyor. Listede yer alan Türkiye dışındaki ülkelerin ortalama kişi başı milli geliri 57.390 ABD doları iken, Türkiye’nin bir üstündeki Suudi Arabistan’da bu rakam 32.094 dolar seviyesinde.
Bu tabloya bakıldığında, Türkiye’nin kişi başı gelirine oranla en yüksek insani yardım sağlayan ülke olması vicdan, merhamet ve empati yüksekliği gibi toplumda karşılığı olan hususlar üzerinden ele alındığında olumlu olarak değerlendirilebilir.
Değirmenin suyu nereden geliyor?
Dış yardımlar, gerek nakdi gerekse ayni olsun, resmi kanallar kullanılmak suretiyle finanse edildiğinde doğrudan ya da dolaylı olarak bütçe kaynaklarının yeniden dağıtımı ve vergi gelirlerinin tahsisi süreçlerinde etkili oluyor. Bu kapsamda, diğer kamu kaynaklı transferlerde olduğu gibi, dış yardımların toplumsal kesimler üzerindeki yükünü değerlendirmek için vergilerin hangi kesimlerden alındığına bakılabilir.
Vergilerin elde edilmesi bakımından Türkiye en fazla kalkınma yardımı ve insani yardım sağlayan ülkelerden önemli ölçüde ayrışıyor. Bu kapsamda Türkiye’de gelir, kar ve sermaye kazançlarından alınan vergilerin GSYH’ye oranı sadece yüzde 5,8 seviyesindeyken listede yer alan diğer ülkelerin ortalaması yüzde 15’e ulaşıyor.
En fazla yardım yapan bağışçı ülkelerde kişi başına gelirin yüksek olması ve vergi sisteminin ağırlıklı olarak gelir, kar ve sermaye kazançlarına dayanmasının yanı sıra önemli bir servet unsuru olan emlak üzerinden alınan vergilerin büyüklüğü de dikkat çekiyor. Nitekim, Türkiye’de emlak vergilerinin GSYH’ye oranı yüzde 0,7 iken bu oran İngiltere’de yüzde 4’e, Güney Kore’de ise yüzde 3,8’e kadar yükseliyor. Türkiye dışındaki diğer bağışçı ülkelerin ortalaması ise yüzde 2,3 seviyesinde.
Sabit ve dar gelirliden alıp kalkınma yardımı mı veriyoruz?
Yurt dışı kalkınma yardımlarının ivmelenmeye başladığı 2012 yılından bu yana bakıldığında;
* kişi başına gelirin dolar bazında sadece yüzde 13 oranında arttığı,
* enflasyonun yüzde 6’dan yüzde 80’lere kadar yükseldiği,
* 1,7 lira olan döviz kurunun 30 lirayı aştığı,
* Merkez Bankası net rezervlerin 50 milyar dolardan 8 milyar dolara kadar gerilediği,
* bütçe dinamiklerinin bozulduğu ve açığın tarihsel olarak yüksek seviyelere ulaştığı,
* Gini katsayısının 0.40’tan 0,42’ye yükseldiği ve hayat pahalılığı ile birlikte yoksulluğun arttığı
bir dönemde Türkiye’nin kalkınma yardımları ve insani yardımlar için 75 milyar dolar kaynak tahsis ettiği görülüyor.
Resmi kanallardan aktarılan tutarın büyüklüğü göz önüne alındığında; vergi gelirlerinin yüzde 65’ini dolaylı vergilerin oluşturduğu, gelir, kar ve sermaye kazançları üzerinden alınan vergilerin payının oldukça düşük olduğu, gayrimenkul rantı gibi alanların vergilendirilmediği koşullarda yurtdışı kalkınma yardımlarının ağırlıklı olarak sabit ve dar gelirli kesimlerden elde edilen kaynaklarla karşılandığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.