ANF’nin PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan ile yaptığı röportaj Süleyman Şah Türbesi ‘operasyonu’nun perde arkasını aralıyor. Karayılan’ın açıklamaları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun ifadeleriyle örtüşmüyor. Bilindiği gibi Erdoğan ve Davutoğlu Türbe’nin boşaltılması ve ‘emanetlerin” getirilmesini için kimseden izin almadıklarını açıkladılar. Anlaşıldığı kadarıyla AKP Hükümeti, iflas etmiş olan Ortadoğu politikasının kendisini sürüklediği açmazdan çıkmak için bölgede yaşanan gelişmeleri dikkate alan gerçekçi bir yönelim içine girmeyecek, üç maymunu oynamaya devam edecek. Hükümet cephesinden gelen arka arkaya açıklamalar, bu açıklamalardaki “küstah” dil bu gerçeği yeteri kadar kanıtlıyor. AKP Hükümeti belli ki, yerlerde sürünen Ortadoğu politikasının faturasından kurtulabilmek için, kahramanlık hikayeleri yazmaya, burjuva medyanın da yardımıyla milliyetçi duyguları kaşımaya, seçimin arifesinde bu sözde ‘operasyonu” kendi lehinde bir propaganda unsuru olarak kullanmaya devam edecek. Görünen o ki, seçimlere kadar böyle atraksiyonlarla yüz yüze gelmeye devam edeceğiz.
Karayılan da bu durumu net bir biçimde ortaya koyuyor: “Yani orada bir irade var; Kobanê Kantonu var. Sen Kobanê şehir merkezinden geçmişsin, 33 km yol gitmişsin, onların güvenlik kuvvetleri sana eşlik etmiş, yol açmış, yardım sunmuş, elbette Kobanê’deki komutanın dediği gibi hiç olmazsa insan onlara bir teşekkür eder. Hadi etmedin ama böyle küçümseyici, yok edici, hiçleştirici üslup niye? Neymiş, ‘herkes Türkiye’nin caydırıcı gücünden haberdarmış!’.”
Anlaşıldığı kadarıyla AKP Hükümeti, bir yandan kapıya sıkıştırdığı kuyruğunu kurtarmak için çekiştirip duruyor diğer yandan burnunun doğrultusuna gitmekte kararlı görünüyor. Karayılan’ın şu açıklamaları da bunu ortaya koyuyor:
“Türk devlet yetkilileri, PYD ve Kobanê Kanton yetkilileriyle Eşme’ye türbeyi yerleştirmeyi konuşmuşmuşlar mı konuşmamışlar mı bilemiyorum. Fakat kendilerine oranın uygun olduğunu söyleyenlerin, orayı verenlerin veya kendilerinin, o toprak sahiplerine bir şey danıştıklarını sanmıyorum. Orası Kürdistan halkına ait bir toprak parçasıdır. (…)
“…Eşme Köyü, Kobanê Kantonu’nun bir parçasıdır. Hatta bazıları, ‘orası YPG’nin elinde değil, öyle boş bir yer, biz gidip kendimize bulmuşuz’ diyor. El İnsaf! Daha 10 gün önce YPG o sırtı çatışarak, kan dökerek kurtardı. Madem başkasının toprağına gelip tesis kuracaksın, o zaman biraz mütevazı yaklaşırsın. Ama bunu yapmıyor, ‘orayı bıraktık, burayı tuttuk’ diyor. Sanki babasının malı!”
AKP Hükümet yetkililerinin ve Tayyip Erdoğan’ın bütün üst perdeden konuşmalarına rağmen Karayılan’ın açıklamasına göre “Türk devlet yetkilileri bu operasyonla ilgili olarak Kobanê Kanton yöneticileri, yine YPG temsilcileri ve PYD Eşbaşkanlığı ile 5 kez görüşme yapmışlar ve Süleyman Şah’taki askerlerin kurtarılması operasyonu için kendilerinden izin ve destek istemişler”dir. Bu açıklamanın gerçeği yansıttığından kuşku duyulamaz. Erdoğan’ın “Kobane düştü, düşecek” diye ellerini ovuşturup dört gözle IŞİD’in zaferini beklediği günlerde Kobane’ye açık biçimde müdahale etmeye cesaret edemeyen TC Devleti’nin, Kobane direnişi ve zaferinin ardından sıçramalı biçimde bölgesel ve uluslararası meşruiyetini arttırmış olan YPG’nin egemenlik alanından en azından zımmi bir onay olmadan, tank ve zırhlı araçlarla desteklenmiş devasa bir birliği eline koluna sallayarak sınırın 35 kilometre ötesine göndermesi beklenemez. Uluslararası güç ilişkileri ve bölgesel gerçekler böylesi bir tutumun realize edilmesine imkan vermez.
Zaten Karayılan’ın açıklamaları bunu açık biçimde teyit ediyor: “Tamamen tartışılmış, konuşulmuş ve karşılıklı çıkarlar temelinde ortak bir plan doğrultusunda uygulanmış bir harekat söz konusudur. Hatta anladığım kadarıyla Uluslararası Koalisyon’dan bir devletin de bu konuda güven arttırıcı katkılar sunduğu ve bu işbirliğinin yürümesi yönünde telkin edici girişimlerde bulunma durumu da söz konusudur. Demek ki Türk devleti oradan da destek istemiştir. Kısaca operasyon bu temel üzerinden gelişiyor.”
Karayılan gelişmeler böyle olduğu halde Türk Devleti’nin yapıcı bir tutum içine gireceğinden kuşkulu: “Kısacası, gerçekleşen operasyona biz karşı değiliz. Ama bu operasyon nedeniyle ortaya çıkan gerçeklikleri de herkesin görmesi gerekir. DAİŞ ile AKP’nin ilişkisi burada bir kez daha açığa çıkmıştır. Umarım Türkiye değişik biçimlerde DAİŞ’i destekleme ve ortaklaşma politikalarına son verir ve artık bu politikayı sürdürmez. Yine Kobanê Kantonu’nun yapmış olduğu bu önemli desteği unutmaz, nankörlük yapmaz, Kobanê’ye dönük halen sürdürmekte olduğu ambargoyu kaldırır.”
Yukarıda ortaya koyduğumuz gerçekler, burjuva medyasının söylediği gibi TC Devleti ile YPG arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin kapısının aralandığı iddialarını yalanlıyor. Görüldüğü kadarıyla, köşeye sıkışmış olan AKP Hükümeti YPG ve IŞİD’in onayıyla Türbe’yi boşaltmıştır. Hal böyle olduğu halde öyle bir atmosfer yaratılmaya çalışılıyor ki sanki müthiş bir zafer kazanılmıştır. Bu AKP’nin bildik politikasıdır. Sinekten yağ çıkarma siyasetidir. Eşeği farklı bir renge boyayıp sahibine satmaya kalkışma yüzsüzlüğüdür.