Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Gezme ceylan bu dağlarda…

    10 Mayıs 2025

    Türkiye’de eşitsizliğin kaynağı

    10 Mayıs 2025

    Köy diye başladı, özgürlük diye büyüdü: Erdoğan Öven Engelliler Köyü

    10 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Köy diye başladı, özgürlük diye büyüdü: Erdoğan Öven Engelliler Köyü

      10 Mayıs 2025

      Hrant, Sırrı ve Selo

      8 Mayıs 2025

      Üç fidan, bir ülke: Direniş hiç bitmedi

      6 Mayıs 2025

      “Kalbinizde barışa bir yer açın”

      4 Mayıs 2025

      Kriz, emperyalist savaş ve devrim

      3 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Gezme ceylan bu dağlarda…

      10 Mayıs 2025

      Türkiye’de eşitsizliğin kaynağı

      10 Mayıs 2025

      Engelliler Haftası kutlu olmasın

      10 Mayıs 2025

      Öcalan’ın cezaevi koşulları: Daha geniş mekana alındı, sekretarya oluşturuldu

      9 Mayıs 2025

      Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini

      9 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025

      “Çelişkilerden imkân üretmek…” – Ertuğrul Kürkçü

      1 Mart 2025

      Kuzey Kore efsaneleri: Bir akıl dışı çılgınlıklar ülkesi mi? – Kavel Alpaslan

      26 Şubat 2025

      Suriye’de Aleviler hedef tahtasında: Tehcir, işkence, katliam* – Hamide Rencüs

      25 Şubat 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Yılmaz Güney: Kazanacağız, mutlaka kazanacağız!

    Yılmaz Güney: Kazanacağız, mutlaka kazanacağız!

    Siyasi Haber9 Eylül 2021
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Yılmaz Güney, 47 yıllık kısa hayatının 15 yılını hücrelerde, hapislerde ve sürgünlerde geçirdi. 1984 Paris Newroz’undaki konuşmasında şunları diyordu Yılmaz Güney: “Ezilen sınıfların sınıf kardeşliği en güçlü silahlarımızdan biridir. Dost ve düşman bilsin ki; kazanacağız mutlaka kazanacağız!. Bir köle olarak yaşamaktansa bir özgürlük savaşçısı olarak ölmek daha iyidir.”

    12 Eylülcülerin yaktığı 104 film… 

    Yönetmenliğini yaptığı 22, senaryosu çekilen 61, sadece 7’sinde oynamadığı toplam 119 film… Yayımlanmış 24 kitap…

    15 yılını hücrelerde, hapislerde, sürgünlerde geçirdiği 47 yıllık kısa hayatının sonunda Yılmaz Güney’den geriye kalan bunlar…

    Ve…

    Yoksul evlerin duvarlarında solmuş posterleri ile milyonlarca insanın kalbindeki müstesna yeri…

    1937 yılı baharında Adana’nın Yenice köyünde doğdu. 

    Yılmaz koydular adını: Yılmaz Pütün. Anne Varto, baba Siverek’li. 

    Dokuz yaşında çalışmaya başladı… Çobanlık yaptı, su ve simit satışı, pamuk tarlalarında ırgatlık… 

    13 yaşında ikinci el bisikletiyle film şirketlerinin bobinlerini salonlara taşıdı. 

    Öyküleri lise yıllarında edebiyat dergilerinde yayımlandı.

    Masal anlatıcısıydı anası. Masal anlatmaya giderken, Yılmaz’ı ve kız kardeşini de götürürdü zengin evlerine… Belli ki, hikaye yazarlığı anasından geçmişti Yılmaz Pütün’e.

    8-9 yaşlarında babası kuma getirdiğinde eve Yılmaz’ın çocukluğunun mutlu günleri de bitti. 

    Sık sık babası anasını döver, çocukları kovardı evden. Evin önündeki dut ve incir ağacının altında uyumak zorunda kalırlardı çaresiz. 

    1950’li yıllarda yasaklı Nazım Hikmet’i, dünya edebiyatını ve güncel dergileri büyük bir açlıkla okudu. Eline ne kadar para geçtiyse hepsini kitaplara verdi.

    1959 yılında Yaşar Kemal ve Yönetmen Atıf Yılmaz’la tanıştı. 

    Yaşar Kemal çok yetenekli bulduğu bu gence dayanışma için 500 TL verdi. Atıf Yılmaz “senaryoya yardımcı ol” dedi. Ve “Bu Vatanın Çocukları” adlı ilk filminde başrol oynadı Yılmaz Güney.

    Adını da o zaman değiştirdi. Yılmaz Pütün, Yılmaz Güney oldu.

    1961 yılında, 1955 yılında 18 yaşındayken yazdığı bir öykü nedeniyle komünizm propagandası yapmaktan 1,5 yıl hapis ve sürgün cezası aldı. İlk romanı Boynu Bükük Öldüler’i cezaevinde yazdı.

    1970 yılına kadar, anormal sayıda filmde çalıştı, yazdı, oynadı, yönetti. Çoğu ticari filmlerdi bunlar. Şöhret ve parayı buldu.  Çirkin Kral oldu… “Yenilmişlerin, yoksul çocukların, çeyizsiz, kanadı kırık kızların kralı…”

    Kendinden memnun değildi ama: “Pis bir burjuva gibi yaşıyordum. Bataklığın ortasındaydım, kıpırdadıkça batıyordum. Gece gündüz içki içiyor, kumar oynuyordum. Gerçeğin amansız ağırlığı altında eziliyordum. … O anlar en güçsüz, en dayanıksız anlarımdı. Kabuk değiştiren bir ‘böcük’ gibiydim.”

    O yıl Fatoş Güney diye tanıdığımız Jale Fatma ile tanıştı: “Benim serseri hayatım seninle son buldu. Sen beni hayata bağlayan en güzel köprüsün. Köprülerin en güzelisin.”

    Yine aynı yıl babasının mutsuz hikayesini anlattığı Umut filmini çekti. Sansüre takıldı film. Tuncel Kurtiz filmi yurtdışına kaçırdı. Cannes’de gösterilen film büyük beğeni aldı.

    12 Mart’ta Ulaş Bardakçı, Mahir Çayan, Oktay Etiman ve Hüseyin Cevahir’i Fatoş Güney’le birlikte evlerinde sakladılar.

    Aldıkları ihbar üzerine evi aramaya gelip, “kaçak anarşistleri arıyoruz” diyen askerlere “Buyrun onlar zaten buradalar, biz de sizi bekliyorduk” diyerek belki de hayatının en iyi rollerinden birini oynadı. 

    Daha sonra 17 Mart’ta yakalandı Yılmaz Güney, Mahir Çayan başta olmak üzere diğer THKP-Cüyelerini sakladığı gerekçesiyle mahkûm edildi. 

    1974’te af yasasından yararlanarak cezaevinden çıktı. Aynı yıl “Arkadaş” filmini çekti.

    Yine o yıl içinde Yumurtalık ilçesinde “Endişe” adlı filmi çekerken bir gazinoda, ilçe yargıcı Sefa Mutlu ile çıkan tartışma ölümle sonuçlandı ve tutuklanan Güney Temmuz 1976’da 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

    12 Eylül’ü cezaevinde karşıladı. Yazıları nedeniyle arka arkaya davalar açıldı. İstenen cezalar yüz yılları buluyordu. Yol filminin çekimleri yeni bitmişti. Yıllardır süren mide ağrıları da çok şiddetlenmişti.

    Bir günlük izine çıktı, bir daha da geri dönmedi.  Yurtdışına çıktı…

    Cannes’da “Yol” filmi ile büyük ödülü, Altın Palmiye’yi aldı.

    Paris’de “Duvar” filmini çekti. Gardiyan rolünde Tuncel Kurtiz vardı.

    Dayanılmaz mide ağrıları için gittiği doktorlar çok geç kaldığını söylediler. Yakınlarına bir yıl ömrü kaldığı söylendi.

    Bir kaç ay sonra durumu ağırlaştı. Öleceğini hissettiğinde Fatoş Güney’e “Gideceğim yere seni de götürmek mümkün olsa, yapardım. Benden sonra hayatını istediğin şekilde sürdürebilirsin, yalnız şunu iyi bil, beraber olacağın hiç kimse seni benim kadar sevmeyecek” dedi. 

    Yorgun kalbi dayanmadı Yılmaz Güney’in. 9 Eylül günü (1984) hayata gözlerini kapadı. Öldüğünde sadece 47 yaşındaydı.

    Çok kalabalık bir cenaze töreniyle Père Lachaise Mezarlığı’na gömüldü. 

    Ne zaman gitseniz, kabrinin üstü her zaman çiçeklerle kaplıdır. 

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Elâzığ Cezaevindeki hak ihlalleri Meclis gündeminde

    6 Aralık 2024

    Son derece şiddetli, önceden planlanmış 6-7 Eylül 1955 Pogromu

    6 Eylül 2024

    Özgür Özel: Deniz Gezmiş’in davası aynı zamanda Filistin davasıdır

    6 Mayıs 2024
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Köy diye başladı, özgürlük diye büyüdü: Erdoğan Öven Engelliler Köyü

    Mustafa Şener

    Hrant, Sırrı ve Selo

    Mehmet Murat Yıldırım

    Üç fidan, bir ülke: Direniş hiç bitmedi

    Ahmet Saymadi

    “Kalbinizde barışa bir yer açın”

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Sırrı Süreyya Önder

    Gezme ceylan bu dağlarda…

    Kansu Yıldırım

    Türkiye’de eşitsizliğin kaynağı

    Meral Sözen

    Engelliler Haftası kutlu olmasın

    Ayşe Yıldırım

    Öcalan’ın cezaevi koşulları: Daha geniş mekana alındı, sekretarya oluşturuldu

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.