Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    1922 ve infaz düzenlemesi

    2 Haziran 2025

    Dünya ses vermiyor, ışık olmuyor!

    2 Haziran 2025

    Suriye’deki korsan, mihraptaki imam ve ümitvar Abdi

    2 Haziran 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Yaban domuzunun günahı ne?

      31 Mayıs 2025

      Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

      28 Mayıs 2025

      Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

      21 Mayıs 2025

      Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

      18 Mayıs 2025

      Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

      18 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      1922 ve infaz düzenlemesi

      2 Haziran 2025

      Dünya ses vermiyor, ışık olmuyor!

      2 Haziran 2025

      Suriye’deki korsan, mihraptaki imam ve ümitvar Abdi

      2 Haziran 2025

      Gezi’nin unutulan bedeli: Lobna Allami’nin duyulmayan çığlığı

      1 Haziran 2025

      Yasal düzenlemeler sorunu çözer mi?

      1 Haziran 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Gölgede kalan mesele: Lozan ve Süryaniler

      31 Mayıs 2025

      Mahir Sayın: Yeni çıkış sosyalistler açısından sağlam bir başlangıç noktası

      22 Mayıs 2025

      Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

      21 Mayıs 2025

      Bir Türkiye hikâyesi olarak Golik: ‘Görülmüştür’ damgalı Kürtçe mizah dergisi, nasıl dava konusu oldu?

      21 Mayıs 2025

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » YDG’den İstanbul Newroz’u açıklaması: ‘Tertip Komitesi LGBTİ+’lara yönelik saldırıyı sessizce geçiştirdi’

    YDG’den İstanbul Newroz’u açıklaması: ‘Tertip Komitesi LGBTİ+’lara yönelik saldırıyı sessizce geçiştirdi’

    İstanbul Yenikapı Newrozu’nda yaşananlara ilişkin değerlendirme açıklaması yapan YDG, LGBTİ+'ların yaşadığı saldırıya yönelik Tertip Komitesi’nin açıklamasının yetersiz olduğunu vurgulayarak komiteyi özeleştiri vermeye davet etti.
    Zilan Azad19 Mart 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    İstanbul Newroz’unda özellikle lubunyalara dönük nefret saldırılarını gündeme alan Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Filistin bayraklarına, kurumlarına ve Mücadele Birliği’nin flamalarına kadar bütün saldırıların etraflıca tartışılması gerektiğini açıkladı.

    Olayları yerli yerine oturtarak özetleyeceklerinin belirtildiği bir açıklama yayınlayan YDG, “Yenikapı’da gerçekleştirilen İstanbul Newrozu’nda açığa çıkanlar, yaşananlar ve doğrudan yaşadıklarımız üzerine bir tavır belirlemek, gerekli eleştirileri yapmak ve özeleştirel bir tutum takınmak olayların boyutu itibariyle bir zorunluluktur” dedi.

    ‘Newroz Tertip Komitesi’nin açıklaması yetersiz’

    LGBTİ+’lara dönük nefret saldırılarının miting bitene kadar devam ettiğinin vurgulandığı açıklamada, bu sürece ilişkin Newroz Tertip Komitesi’nin açıklaması dahil yapılan tüm açıklamaların ‘yetersiz ve kendi sorumluluklarını görmeyen bir içeriğe sahip’ olduğu belirtildi.

    YDG, saldırıların sorumlularını yalnızca Nasyonal Kürtler isimli gruba indirgenmesine yönelik şunları açıkladı:

    “Sorun bu grubun gittikleri her yerde sonsuz provokasyon çabalarına girişmiş olmalarına rağmen ideolojik ve pratik olarak bundan çok daha köklüdür. Geçtiğimiz yıllara göre en geniş katılım ve coşkuyla geçen ezilenlerin direniş günü Newroz, bu özü itibariyle sistemin doğrudan ve dolaylı saldırılarının hedefi olmuştur. Bu coşkun ve umut dolu olan gün, gerçekleştirilen provokasyonlarla gölgelenmek istenmiştir.

    Miting alanında açığa çıkan saldırganlık LGBTİ+’ların alanda gökkuşağı ve trans bayrakları açmasıyla Nasyonal Kürt’ler LGBTİ+’lara dönük nefret saldırılarını başlatmış ve bu saldırılar miting içerisinde bu gruptan bağımsız birçok Kürt gencini içerisine alarak, suçuna ortak ederek büyümüştür. Saldırılar başlar başlamaz, Tertip Komitesi’nden az sayıda görevli, YDG, Partizan, SMF, Halkevleri, BDSP, EKA, Aralık Feminist Kolektif faaliyetçileri ve gencinden yaşlısına yüzlerce yurtsever Kürt, sahiplenici bir tavır geliştirerek LGBTİ+’lar ile saldırgan gruplar arasına geçmiş ve saldırıyı engellemeye çalışmıştır. Fakat, süreç boyunca yüzlerce insanın saldırgan gruplara karşı barikat olması, LGBTİ+’ları alanda güvenli bir şekilde tutmaya yetmemiş, psikolojik ve fiziki saldırıları sonlandıramamıştır. Nitekim LGBTİ+’ların kendi Newroz alanlarını bu şekilde terk etmek zorunda kalışı, LGBTİ+’ları savunanların bu denli çaresiz ve yetersizliği hepimizin içinde tarihsel bir yara açmıştır.”

    ‘Tertip Komitesi sessizce geçiştirdi’

    Tertip Komitesi ve yurtsever hareketin, nefret saldırılarına yönelik sessizliğini eleştiren YDG şunları ekledi:

    “Tertip Komitesi’nin ve yurtsever hareketin açığa çıkan nefret saldırılarına karşın sorunu örgütlü ele almayışı ve olabildiğince sessizce geçiştirmeci yaklaşımı, bu saldırıların engellenememiş olmasının, güvenli bir alan yaratılamamasının kaynağıdır.

    LGBTİ’+lara dönük nefret tutumu bir yanda devam ederken, miting alanındaki birçok noktada Filistin bayrakları taşıyanlar küçük küçük grupların tehditvari söylemleri ile karşılaşmış, Filistin bayrakları indirilmeye çalışılmıştır. Bu kaotik ve gergin ortam içerisinde Mücadele Birliği’nin Türkiye devrimci hareketi önderlerinden Deniz Gezmiş’in resminin olduğu flamaları güya Kemalizm düşmanlığı üzerinden yakılmış ve aynı ateş üzerine sözde davaları “Kürtlük” olan bu Türk devlet işbirlikçisi grup tarafından trans ve gökkuşağı bayrakları ile yan yana taşıdığımız için üzerinde Kürtçe ismimizin de yazılı olduğu flamamız kaçırılarak atılmıştır.”

    ‘Öfkemiz düşmanımızın üzerinedir’

    Provakasyoncuların LGBTİ+’’lar ve Filistin bayrakları üzerinden yükselmesinin nedenlerine yönelinmesi gerektiği belirtilerek, bu saldırıların LGBTİ+’lar üzerinden ateşlenmesinin boşuna olmadığını şu şekilde açıkladı:

    “İcraatlarıyla, işbirlikçi tutumlarıyla kendilerine Nasyonal Kürtler yakıştırması yapan ama gericiliklerinin niteliği ve içinde bulundukları bölge itibariyle kendilerine İttihatçı Kürtler demeleri gereken bu sözde M. Kemal karşıtı KDP çizgisindeki işbirlikçi grup devlet tarafından örgütlendiği açık olan provokasyonların sorumlusudur. Bu provokasyonlar içerisinde fiili olarak bizzat yer alanlar hesap soracaklarımız arasındadır, ancak onların an itibariyle beklemeleri gereken bir sıra bulunmaktadır. Öfkemiz, kinimiz, ellerimiz ve gözlerimiz bu düşmanca saldırıları da örgütleyen birincil düşmanımız üzerinedir. Türk hakim sınıflarından köklü bir şekilde hesap sorana kadar halka karşı düşmanlık yapan her diğer oluşum sırasını beklemek zorundadır, bu sırayı değiştirmek bu işbirlikçi grupların kendi faaliyetlerine bağlıdır.

    Türk devleti egemenliğinin olduğu her yerde ve devrimci mücadeleyi bitirmeyi amaçladığı her karış coğrafyada Kürt’ü Kürde, göçmeni yerliye, birini ötekine yani özetle ezileni başka bir ezilene kırdırmak için elinden geleni yapmaktadır. Irak Kürdistanı’nda Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’ne dönük saldırılara KDP olabildiğince ortak edilmeye, işbirlikçi çizgisi derinleştirilmeye çalışılmaktadır. Aynı bölücü politikalar coğrafyamızda da hayata geçirilmek istenmektedir. Bu nedenle saldırıyı gerçekleştirenin kimliğinden daha çok ve önce, saldırıyı gerçekleştirme zemini bulduğu çelişkiler ve ideolojik konular üzerine gitmeli ve doğru çizgiyi yakalayabilmeliyiz. Aksi durumda bugün Nasyonal Kürtler olarak kendisini gösteren bu işbirlikçi grup yarın alanlara sokulmadığında, kabuk değiştirerek Hilafetçi Kürtler ya da Gamalı Kürtler olarak yeniden alanlarda boy göstermeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. Bu nedenle işbirlikçi düşman çizgisi ile fiziki hesap sorma temelinde mücadele etmeden çok daha önce bu provokasyoncu çizginin zemin bulduğu LGBTİ+’lar ve Filistin bayrakları üzerinden yükselmesinin nedenlerine yönelmeliyiz. Bu saldırıların buradan büyütülmesinin ve ateşlenmesi boşuna değildir.”

    ‘LGBTİ+’ların bizimle örgütlenememe suçunun parçasıyız’

    LGBTİ+’ların örgütlenebilecekleri yerleri yaratmadıkları için suçun parçası olduklarının aktarıldığı metnin tamamı şu şekilde:

    “Yıllardır platform, eylem birliktelikleri ve benzeri kurumlarda LGBTİ+’ların kurumsallaşmasının önüne bizzat Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi tarafından geçilirse, ortak açıklamalarımızda bayraklarının indirilmesi söz konusu edilirse, tüzüklerden isimleri çıkartılırsa ve kitle ilerletilmek yerine toplumun gerici, azınlık ama baskın ve saldırgan olan yanıyla uzlaşılırsa üç – beş işbirlikçi büyük bir kitleyi nefret saldırısında suç ortağı yapabilir. Bizim açımızdan ise LGBTİ+’ların örgütlenebileceği yeterli güvenli alanları kurumlarımızda oluşturmayarak, soruna dokunan istikrarlı politikalar üretmeme durumuyla LGBTİ+’ların büyük ölçüde içimizde örgütlenebileceği bir yer olamayarak, sorunu kitleler içerisinde derinlemesine bir eğitim konusu yapmayarak suçun bir parçası oluyoruz. Bu bizim özeleştirisini pratik olarak vermeye çalıştığımız, veremediğimiz ama vereceğimiz bir sorunumuzdur. Filistin direnişi için de durum farklı yanlarıyla beraber ortak bir zemin üzerine yükselir: geri olanla uzlaşmak.

    ‘Direnişle buluşan her toplumsal özneyle büyümek zorundayız’

    Burada seçilmesi gereken şey basitçe alanlar yaratıp yaratmamak değildir, geleceği her yerde bugünün direniş çizgisini yükseltenler örüyor. LGBTİ+’lar varlığını, kimliğini gümbür gümbür kabul ettirmek için mücadeleyi yükseltiyor, ve gelecek kaçınılmaz olarak bunun kabulüyle sonuçlanacaktır, herkes kendisini ona uyum sağlayarak yenilemek zorunda kalacaktır. Şimdi sorun gelecek olandan, hakim sisteme, onun statükosu ve yapı taşlarına karşı mücadele edenden yana olup onla büyüyüp, yenilenip yenilenmeme sorunudur. Türkiye devrimci hareketinin ve özelde de örgütümüzün tarihi geçmişiyle tutucu bir şekilde aynı ezber yerlere basanların yaşadığı tıkanmayı aşamayarak gerilemesinin örnekleriyle doludur. İlerlemek ve amaçlarımızı gerçekleştirmek istiyorsak, direnişle buluşan her toplumsal özneyle büyümek, örgütlenme olanaklarını yaratmak zorundayız.

    Geri olanla uzlaşmak, Yenikapı Newrozu örneğinde de olduğu gibi provokasyon saldırılarına, saldırıların önünün alınamayacağı kadar büyük kitlesel bir zemin sunmaktadır. İş bu noktaya geldiğinde, Türk devletinin bizzat o noktada olmasına gerek bile kalmamaktadır.

    Tüm bunlara ve saldırıların engellenmemiş olmasına karşın, provokasyoncuların gittikleri her yerde tüm örgütsüzlüğü ile kitlenin kendiliğinden tepkisiyle karşılaşmaları, sisteme karşı mücadelenin ortak zeminlerinin ne derece güçlü olduğunu, kitlenin doğru olan ile yakınlaşma eğiliminin ne denli büyük olduğunun göstergesidir. Yönümüzü dönmemiz gereken yer ve umut buradadır.

    ‘Tertip Komitesi’ni özeleştiri vermeye davet ediyoruz’

    Bu Newroz’da ne yazık ki provokasyon saldırılarını engellemeyi başaramadık, fakat devletin bu konuda durmayacağının farkında olur, ve basitçe şiddetle hesap sormanın ötesinde, ideolojik mücadeleyi, kendimizi ve kitleleri olası çelişkiler üzerinden eğitmeyi ve ilerletmeyi başarabildiğimiz sürece biçimleri ne olursa olsun provokasyonları bir girişimle sonuçlanacaktır. Aksi halde, sayıları gerçek anlamda çok çok az olan yeminli işbirlikçilerin suçlarına alet olan kitleler, içerisinde bulundukları yanlış yoldan çekilemezler. İdeolojik, politik ilerlemeden bağımsız olarak sadece şiddet ve olay yaşandığı sıradaki engelleme girişimleri provokasyoncu çizgi sahiplerinin sıkılaşmasına, birbirine kenetlenmesine vesile olur. Bu nedenle yanlış yolu inşa eden ile bu yola yanlışlıkla gireni birbirinden ayırabilmek için uzun süreli ve çok yönlü ideolojik bir mücadeleyi önümüze koymamız gerekir, diğer mücadele araçları buna eklemlenmelidir.

    Tüm bu noktalarda kendi üzerimize düşen sorumluluklar bakımından özeleştirimizi veriyor, başta LGBTİ+’lar olmak üzere saldırının hedefi haline gelen her kesimin her alanda yanında olmayı sürdüreceğimizi ifade ederek, Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’ni ve Tertip Komitesi’ni kendi sorumlulukları itibariyle daha tutarlı bir özeleştiri vermeye davet ediyoruz.”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    HDK tutuklularından Halit Elçi ve Yıldız Tar tahliye edildi

    30 Mayıs 2025

    Sol Parti, Almanya’nın antisemitizm tanımını tartışmaya açtı

    28 Mayıs 2025

    SYKP İsviçre Kongresi tamamlandı: Barışı ve demokrasiyi birlikte kazanacağız

    26 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Yaban domuzunun günahı ne?

    Zeynel A. Göçer

    Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

    Siyasi Haber

    Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Özgür Amed

    1922 ve infaz düzenlemesi

    Siyasi Haber

    Dünya ses vermiyor, ışık olmuyor!

    Fehim Taştekin

    Suriye’deki korsan, mihraptaki imam ve ümitvar Abdi

    Kemal Göktaş

    Gezi’nin unutulan bedeli: Lobna Allami’nin duyulmayan çığlığı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.