Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) bugün 40. yaşını kutluyor. Sendika Selamiçeşme Özgürlük Parkı Açık Hava Sahnesi’nde “TYS 40 Yaşında, 40.Yıl Şenliği” ile kutluyor bugünü.
Etkinlik kapsamında gerçekleşecek açılış konuşması TYS Genel Başkanı Mustafa Köz tarafından yapılacak. Öte yandan Engin Ayça’nın yönetmenliğini yaptığı TYS Belgeselinin de gösterileceği etkinlikte Cengiz Bektaş, Adnan Özyalçıner ve Enver Ercan konuşma yapacaklar.
Sunuculuğunu Gülsen Tuncer’in yapacağı şenlikte Ezginin Günlüğü, Masalın Aslı, Nevzat Karakış, Ömer Özgeç ve BASAD Çoksesli Korosu sahne alacak. Bunların yanı sıra, Zafer Dinçer Nazım Hikmet şiirlerini okuyacak ve Troya Zeybek Ekibi de bir gösteri sergileyecek.
TYS’nin 40. yılı dolayısıyla sendika üyesi yazarlara, sendika ve sendikanın 40. yılı hakkında düşündüklerini sorduk.
‘TYS, YAZARLARI 40 YIL YAN YANA GETİRDİ’
Mustafa Köz: Ülkenin siyasal, toplumsal, yazınsal birikiminde üretken ve savaşçı 40 yıl. Kolay değil… Hele her günü bir ateş topu içinde savrulan bir ülkede bu sürekliliği, bu direnci göstermek hiç kolay değil.
40.yılımızda da bu direncimizle yeni bir iz, yeni bir bellek oluşturmak istiyoruz. 40.yıl şenliğimiz de bu isteğin önemli bir parçası.
TYS, yazarları 40 yıl yan yana getirdi. Onların özgürlükleri için, hakları için yılmadan çalıştı. Bu şenliğimiz de yazarlarımızı ve okurlarımızı yan yana görmek için bir olanak yaratacak. Dayanışma bilincimizi tazeleyeceğiz.
40.yıl şenliğimize halkımızı, okurlarımızı, yazarlarımızı bekliyoruz. Her şeyin üzerimize üzerimize geldiği şu karanlık günlerde bu birlikteliğe daha fazla gereksinimiz var.
‘YAZARLARIN SAVAŞI SÜRÜYOR’
Adnan Özyalçıner: Türkiye Yazarlar Sendikası, 40 yıl önce düşünce ve anlatım özgürlüklerinin kısıtlanarak, temel hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alınıp yaşam hakkının bile gasp edildiği baskı günlerinde kuruldu. O gün bugündür tam bağımsız, insanın insanca yaşayacağı, özgürlükçü, demokratik bir ülke uğruna, başta düşünsel alanda gerektiğinde eylemsel olarak savaşım veriyoruz. Bu gün geldiğimiz noktada yazarların bu savaşı bitmedi, sürüyor. Türkiye Yazarlar Sendikası ile bütünleşerek daha da etkinleşmiştir. Sonuçta insanlığın da, edebiyatın da özgürlüğüne kavuşacağına inanıyorum.
‘TYS ÜYESİ OLMAKTAN ONUR DUYUYORUM’
Cengiz Bektaş: Türkiye Yazarlar Sendikası, kuruluşundan bugüne etiğini korumuş, sorumluluğunun bilincinde, her dönemde yapılabilecek olanları başarmaya çalışmış, toplumun her kesiminden bilgili olarak çözüm üretme savaşında olmuş bir kuruluşumuz. Kendi adıma, Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi olmaktan onur duyuyorum. Kimi dönemlerde tam olarak, sendikanın istediği gibi etkin olmadığı sanılsa da, hem ona karşı savaşanlarla savaşmış, hem de yapılabilecek olanları yapmaya çalışmış bir kurumumuz.
Sennur Sezer: TYS, düşünce özgürlüğü yanında yazarların özgürlükleri ve hakları için kuruldu. Bürokratik engeller iktisadi anlaşmaları bütünüyle yapamadıysa da yakın zamana kadar yayıncılar birliğiyle centilmenlik anlaşmaları imzalandı. Bugün yayınevi çalışanlarının hakları için toplanmaları sendikanın ikdisadi işlerinin gereksinmesinin de göstergesi.
(İstanbul/EVRENSEL)
İKİ DARBE ARASINDA
Her şey güllük gülistanlık olsaydı otuz dört yıl, bir ülkenin toplumsal ve siyasal tarihinde su gibi akıp giden bir zaman sayılabilirdi. Ancak her on yılda bir özgürlükleri orduya alınan bir ülkede edebiyatın ötesinde tartışılacak pek çok şey de olmalıdır. 68’in özgürlük rüzgârı Fransa’dan Şili’ye, Arjantin’e baskılar ve darbelerle dağıtılırken Türkiye de 1971’de payına düşeni almıştı. Bir uçtan öte uca sindirilen ülke, iki üç yıllık siyasal baskıdan sonra görece de olsa ilk demokratik atılımlarını yapmaya başladı. Türkiye Yazarlar Sendikası da bu süreçte ilk adımlarını atabildi.
Yine yazarlar tutuklanıyor, aydınlar üniversitelerinden uzaklaştırılıyor, gençler ipe çekiliyordu. Düşünce ve yaratım özgürlükleri kısıtlanan Türkiyeli yazarlar, kesintisiz söz ve yazı özgürlüklerinin korunması için bir yazar örgütüne gereksinim duydular. 4 Şubat 1974’te 70, şair ve yazarın ilk toplantısıyla TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI kuruldu. Sendikanın ilk amacı, yazarlığı iş edinmiş kişilerin emeğini sermayeye karşı korumak ve hukuki, sosyal, kültürel, ekonomik temel hak ve özgürlükleri savunmaktı.
İLK YÖNETİM – ÇANTA SENDİKA
İlk toplantıda Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Bekir Yıldız, Adnan Özyalçıner, Leyla Erbil, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Orhon Murat Arıburnu, Adalet Ağaoğlu, Nihat Behram ve Ali Özgentürk “Kurucu Kurulu”nu oluşturdu. Bu kurul geçici bir yönetim kurulu oluşturdu. İlk genel kurulda Yaşar Kemal Genel Başkanlığa, Bekir Yıldız İkinci Başkanlığa, Adnan Özyalçıner de Genel Sekreterliğe seçildi. Bir yıl sonra yapılan 2.Genel Kurul’da ise Genel Başkanlığa Aziz Nesin getirildi.
İlk günlerde Sendika’nın kalıcı bir yeri yoktu. Yönetim toplantıları başka bir Sendika’nın salonunda yapılıyordu. Neredeyse her şeyi küçük bir çantanın gözlerinde taşınıp duruyordu. Sonra ise kâğıtlar kalemler o küçük çantadan küçük bir odaya geçti.
BÜYÜK GÖZALTI
Yazarlar üzerindeki baskılar sürüyordu. Dönemin gazetecilerinin çoğu TYS’nin üyesi olmuştu. Onlar da hak ve özgürlüklere yönelen saldırılara karşı direniyorlardı. 1970’ten sonra ülkedeki siyasal çalkantı hiç durmadı. TYS’li yazarlar, düşünce özgürlüğü için savaşımlarını sürdürüyorlardı.
1977-1979 yılları, Sendika’nın yazınsal ve siyasal eylemlerinin yoğunlaştığı bir dönemdi. Bu yıllarda dünya yazar örgütleriyle ilişkiler kuruldu. İstanbul’da Balkan Ülkeleri Yazar Örgütleri Toplantısı yapıldı. Sendika, Union Française binasına taşındı. Bu bina, 12 Eylül döneminde “anlaşılmaz bir yangın” geçirdi. Sendika’nın da belgeleri bu yangınla yok oldu.
12 Eylül’ün alevleri, ülkenin her yerinde değdiği her yeri eritiyordu. 12 Eylül 1980’de yeni bir insan avı başlamıştı. Sendikanın çalışmaları, diğer kitle örgütleriyle ilişkileri öne sürülerek durduruldu. Devlet, kendi düşüncesini gözetecek yazar örgütleri kurdu Türk Edebiyatı Vakfı, Türk Edebiyatçılar Birliği gibi örgütleri korumasına aldı. Çağdaş kültür kurumlarını kapattı. TYS ise yasa dışı sayıldı. Yazarlarına yurt dışına çıkma yasağı kondu. Barış Derneği Davası’nda yargılanan TYS yöneticilerine yeni davalar açıldı. (Kapatma davaları, Aydınlar Dilekçesi Davası). 3.5 yıllık yargılamadan sonra 18 yöneticisi aklandı.
SEKSENİN ALEVLERİ
Sendika, 1987 yılında yine küçük bir apartman dairesinde yeniden kuruldu. Aziz Nesin eski ve yeni başkandı. “80 Askeri Darbesi Anayasası”nın antidemokratik yasaları, tüm demokratik örgütlerin ellerini kollarını yine bağlıyordu. Ülke, toplumsal ve kültürel yönden iyiden iyiye gerilemişti. Bu kez, devleti kuşatan köktendincilik, aydınlar üzerinde baskı oluşturmaya başlamıştı.
Yazarlar, aydınlar, bilim adamları yeniden namlunun ucundaydı. 80’den önce öldürülen Ümit Doğanay, Bedrettin Cömert, Bedri Karafakioğlu, Ümit Kaftancıoğlu gibi aydınlara 80’den sonra Turan Dursun, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Musa Anter, Hrant Dink gibi yazar ve gazeteciler de katıldı.
1993 yılında ülke, tarihinin en büyük toplu kıyımlarından birini yaşadı. İçlerinde Sendika üyesi yazarların da bulunduğu 33 aydın, Anadolu’da (Sivas) bir otelde ateşe verildi. 89 yılı Genel Kurulu’nda başkanlıktan ayrılan Aziz Nesin güçlükle kurtuldu.
Bu “kara yangın”dan sonra Oktay Akbal (1989-1995) ve Ataol Behramoğlu (1995-1999) yönetimlerindeki Sendika, ülkenin kültürel, toplumsal ve siyasal tarihine karışabilmek için yeni bir yapılanmaya girişti. Merkez, bugünkü yönetim yerine taşındı. Sendika, kültürel ve toplumsal geriliğe karşı çalışmalarını hızlandırdı. Üye sayısını arttırdı. Yazarların özlük haklarının korunması için (telif hakları, sanatçı emekliliği…) uğraştı.
Ataol Behramoğlu yönetiminden sonra, Cengiz Bektaş yönetimiyle de (1999-2005) bu çalışmalar sürdürüldü. Sendikaya bir “Edebiyat Müzesi-Belgeliği” kazandırıldı.
2005 yılından 2011 yılına değin Enver Ercan (2005-2011) başkanlığındaki yönetim de pek çok başarılı eylem ve etkinliğe imza attı.
GELDİK BUGÜNE
2011 yılının Mayıs ayında 17. Genel Kurul’la görev üstlenen yeni yönetim, ülkenin üç darbeyle yaralanan kültürel-toplumsal kimliğini yenileyebilmek için önceki yönetimlerin bıraktığı çağdaş, devrimci mirası taşıyor. Tam bir düşünce özgürlüğünün gerçekleştirilmesi, ülkesinin her türlü gericilikten korunması ve yazar haklarının savunulması için savaşımını sürdürüyor.
YENİ YÖNETİM KURULU
Genel Başkan: Mustafa Köz
2. Başkan: Kamil Tekin Sürek
Genel Sekreter: Müslim Çelik
Genel Sayman: Tahir Şilkan
Üye: C.Hakkı Zariç
Üye: Leyla Şahin
Üye: Nurullah Can
Üye: Ertan Mısırlı
Üye: Suna Aras
Yurt dışı temsilcilerimiz; Almanya – Gültekin Emre, Hollanda- Murat Tuncel Fransa – Anais Martin
Diğer temsilcilerimiz: Kadıköy-Mehrizat, Eskişehir-Rahmi Emeç, Antakya-Mehmet Karasu, Bursa-Nursel Aras, Kocaeli-Kadir Yüksel, Adana-Çetin Yiğenoğlu, Ankara-Aydın Afacan, İzmir-Namık Kuyumcu.
Kurullar:
Uluslararası İlişkiler ve Çeviri Yarkurulu:
Metin Cengiz, Gülce Başer, Mehmet Altun, Dursun Özden, Nükhet Eren, Anais Martin
İnsan Hakları İhlallerini İzleme Yarkurulu:
Kâmil Tekin Sürek, Ragıp Zarakolu, Özgün Enver Bulut
Kültür-Sanat Kurumlarıyla İletişim Yarkurulu:
Sezai Sarıoğlu, Mustafa Köz, Cuma Boynukara
Demokratik Kitle Örgütleriyle İletişim Yarkurulu:
Müslim Çelik, Mustafa Köz
İletişim Ve Sosyal Medya Yarkurulu:
C. Hakkı Zariç, Ertan Mısırlı, Erkut Erdoğan,Bülent Usta
Etkinlik Yarkurulu:
Mehrizat, Aslı Durak, Ertan Mısırlı, Müslim Çelik, Nurullah Can, Nur Saka
TYS 2011 17. GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİ
Genel Kurulumuz, ülkemizde “düşünceyi suç” sayan zihniyetin, yazarlara bugün daha azgın, daha fütursuz bir dönemi yaşattığını saptamaktadır.
Emekçi sınıflara yönelik saldırganlığın bir parçası olarak süren bu sindirme çabaları yazarları, gazeteciler hapishanelere koymaktadır.
Henüz yayımlanmamış kitaplar toplatılmakta ve yazarlar hapishaneler konmakta, insanlar dillerinden, kültürlerinden ötürü baskıya, şiddete uğramaktadır.
Biz yazarlar bu baskıları şiddetle kınıyor ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırılara karşı direnişin en önemli odağı olmayı sürdüreceğini bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.