Kamuoyu anketlerinde AKP-MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın yüzde 50 barajının altında kaldığı tescillenirken, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “HDP kapatılsın” çağrısının da oy denklemini yeniden kurma çabasının bir parçası olarak görülüyor.
Yorumcular ise, tüm girişimlere rağmen HDP'nin 'diz çökmediği' ve bu durumun da Saray'da rahatsızlık yarattığına dikkat çekiyor.
Artı Gerçek yazarı Celal Başlangıç, "HDP diz çökmüyor, Saray koalisyonu hırçınlaşıyor" başlıklı, 15 Aralık tarihli yazısında, "Yapılan onca operasyona karşın HDP’yi çökertemediler. HDP hâlâ kilit parti konumunu sürdürüyor. Bu yüzden soykırımı çağrıştıran hırçın söylemlerle HDP’ye saldırıyorlar" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın, "HDP/PKK kamilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür" sözlerine dikkat çeken Başlangıç, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın Yalçın'a verdiği, "Şu anda Semih Yalçın’ın yaptığı uluslararası ceza hukukunun soykırımı tahrik ve teşvik olarak nitelendirdiği suçlardır. Bu sarf edilen sözler, uluslararası ceza hukukuna göre insanlığa karşı suçtur. Biz suç duyurularını hem içeride hem de dışarıda yapacağız. BM, Avrupa Konseyi ve uluslararası ceza yargısı kurumlarına, uluslararası sivil insan hakları örgütlerine ve soykırım karşıtı kuruluşlara da bu başvuruları ileteceğiz. Türkiye’de savcıların derhal dava açması gerekir. Bizim suç duyurusunda bulunmamıza bile gerek yoz. Bizim ceza kanunumuzun 76-77. Maddeleri soykırım ve insanlığa karşı suçları düzenliyor" yanıtını hatırlattı.
Başlangıç, HDP'ye yönelik saldırıyı başlatanın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu belirtti ve ekledi:
"9 Aralık’ta Erdoğan Azerbaycan’a giderken gazetecilerin; Demirtaş’ın tahliyesinin yargı reformu kapsamında gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin sorusunu yanıtlarken 'Yargının işine müdahale etmek benim haddime değil' diye söze başlayıp yargıya resmen talimat veriyordu:
'Özellikle biz Selahattin Demirtaş gibi bir teröristin bu noktada varsa sözde hakkını koruyacak değiliz ki böyle bir şey yok. Ben inanıyorum ki bizim yargımız Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste böyle bir imkân tanımaz. Kobane’nin faili, Diyarbakır’ın faili, Yasin Börü’nün faili odur. Bunları görmezden mi geleceğiz? Yargımız bunları görmezden mi gelecek? Böyle bir teröristin asla önünün açılmasına yol vermeyiz.'
Hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmayan, hatta iddianamelerde isnat edilmeyen suçlardan bile Demirtaş’ı mahkûm etmeye kalkan Erdoğan HDP’ye, Demirtaş’a çok kızgın.
Erdoğan gibi Bahçeli’nin de başta HDP olmak üzere bütün muhaliflerden açıkça nefret etmesinin son nedeni de TBMM’de yapılan bütçe görüşmelerinde Saray iktidarının uğradığı büyük başarısızlıktır.
Önceki yıllarda iktidarın daha çok kendini anlatma olanağı bulduğu bütçe görüşmeleri bu yıl başta HDP olmak üzere muhalefetin AKP’yi silkeleme, yerden yere vurma seansına dönüştü.
Rahatsız olunan nokta; bütçe görüşmelerinde MHP’nin de ortağı olduğu AKP iktidarının artık savunulacak hiçbir yanının kalmadığının kabak gibi ortaya çıkmasıdır.
TBMM’de muhalefetin karşısında iktidar bloğu dağıldı, büyük bir moral bozukluğu yaşıyor. Çünkü parlamentodaki iktidar partilerinin milletvekilleri, kendi iktidarlarının yaptıklarını savunamaz durumda, büyük bir acizlik yaşıyorlar.
Hatta sırf bu yüzden bir kurtarıcı olarak kürsüye çıkardılar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu. Onun da ergen bir holigan gibi 'oh, oh' çekerek yaptığı konuşma bile Saray iktidarını kurtaramadı, moral bozukluklarını gidermedi, dağılan iktidar cephesini toparlayamadı.
Cumhur İttifakı’na olan kamuoyu desteği her geçen gün daha da eriyor.
Erdoğan artık Cumhurbaşkanı seçilmesi için alması gereken yüzde 50+1 oydan uzaklaştıkça uzaklaşıyor.
Ortaya çıkan gerçek şu ki, önümüzde yapılacak erken ya da zamanında seçimin kilit partisi HDP’dir.
Saray iktidarı uzun bir süredir, gittikçe artan bir şiddetle HDP’yi yok etme, tümüyle siyasetin dışına atma operasyonu uyguluyor.
Eş Genel Başkanlar içeride, milletvekilleri içeride, belediye başkanları içeride, partinin il ve ilçe yöneticileri içeride, hatta artık sıra HDP’nin üyelerine, seçmenlerine geldi.
Bunca operasyona, gözaltına, tutuklamaya karşın Saray iktidarı HDP’nin direncini bir türlü kıramadı.
HDP örgütlerine dinleme 'böcekleri' yerleştirmeleri de fayda etmedi."