Şehriban Elmas, 5 Aralık’ta kocası ve kocasının ailesi tarafından dövülerek öldürüldü. Her yeri kırıklar içinde sokağa bırakıldı, komşuların çağırdığı ambulansla götürüldüğü hastanede yaşamını kaybetti. Geride 6 aylık bir bebek ve yaşanamamış bir hayat bıraktı.
Şehriban Elmas, kaçarak evlendi, sürekli şiddete uğradı. “Dul kadına kötü bakarlar, bebeğime bakamam, abilerimin boynu bükülür” diyerek evliliğini bitiremedi. 5 Aralık’ta kocası ve kocasının ailesi tarafından dövülerek öldürüldü. Her yeri kırıklar içinde sokağa bırakıldı, komşuların çağırdığı ambulansla götürüldüğü hastanede yaşamını kaybetti. Geride 6 aylık bir bebek ve yaşanamamış bir hayat bıraktı.
Şehriban’ın, uzun saatler süren işkenceler yapılarak öldürüldüğünde 2 aylık da hamile olduğu ifade ediliyor. Tutuklanan zanlı İzzet Elmas’ın ilk ifadesi “Erkekliğime laf söyledi, beni tahrik etti, itişme sırasında kafasını sobaya vurdu” şeklinde oldu.
Şehriban’ın ailesi başka Şehriban’lar olmasın diye davanın peşini bırakmayacak, tüm kadınları da başka kadınlar öldürülmesin diye davayı takip etmeye çağırıyor.
Şiddet gördü, tedbir kararı aldırdı
Evliliği boyunca hem kocasının hem de kocasının ailesinin şiddetine maruz kalan ve daha 20 yaşında işkence sonucu hayatını kaybeden Şehriban, ekim ayında yaşadığı şiddetten kurtulmak için adım atmış ve İzzet Elmas’ın yanı sıra kayınvalidesi ve kayınbabası hakkında bir ay uzaklaştırma cezası verilmişti. 1 gün sığınmaevinde kaldıktan sonra, bebeğiyle orada daha uzun kalamayacağını düşündüğü için İzmir’de yaşayan ailesinin yanına gitti. Sürekli baskı ve tehditlere maruz kalan Şehriban eve geri döndü.
Sokağa ekmek almak için bile çıkamıyordu, çıktığında hakarete uğruyordu. Düzenli bir işi olmayan kocası eve para getirmiyordu. Evinde bir halı, bir yatak, bir soba, bir piknik tüpü ve televizyondan başka bir şeyi olmayan Şehriban’ı kız kardeşleri aradığında ilk sordukları soru, “Aç mısın, çocuğun maması var mı?” oluyormuş.
Şehriban’ın öldürüldüğü gün yaşadıkları 1.5 yıldır cehenneme dönen evliliğinin bir özeti gibi.
Öldüğü gün yaşadıkları evliliğinin özeti
Cinayetin işlendiği günün sabahı kız kardeşi Yıldız Kurt, “Bize gel, biraz hava al, yemek yiyelim” diyerek Şehriban’ı çağırmış. Kocası İzzet Elmas, “Tek başına dışarı çıkamazsın” diyerek izin vermemiş. Kayınbaba İsmail Elmas da telefonla aileyi arayarak Şehriban’ı bir daha çağırmamaları gerektiğini söyleyerek “Tek başına sokağa çıkan kadına iyi bakılmaz, izin vermiyoruz” demiş.
Israr edince Şehriban’ın taksi ile kendi evine geldiğini söyleyen Yıldız Kurt “İzzet arkasından taksi ile gelip götürdü. Ona yemek yediremeyince soframdaki yemek boğazımdan geçmedi. Aradım, ‘Bir şeyler yiyebildin mi?’ diye sordum. ‘Yemedim abla’ dedi. ‘Gel yiyelim’ dediğimde ‘Abla olmaz. Beni rezil eder’ dedi. Gelemedi.” diye konuştu.
Ablası işkenceyi telefonda duydu
Konuşmalarından bir saat sonra kız kardeşinin arayarak “Kocam bana pompalı tüfek çekti” dediğini anlatan Kurt, İzzet’le konuşmaya çalışmış. İzzet’in “Şehriban evde yok, markete gitti, gelmedi” dediğini söyleyen Kurt, “Ekmek almak için bile dışarıya çıkarmazlardı. Şüphelendim, tekrar aradım. Şehriban açtı, bağırışlar geliyordu. Kayınvalidesinin ‘İsmail o demiri bana ver’ dediğini duydum. Bacım ‘vurmayın’ diye yalvarıyordu. Bana ‘hakkını helal et’ dedi.”
İzzet Elmas’ın ailesinin bulunduğu mahalleye gittiklerini anlatan Kurt, orada ailesi tarafından silahlarla darbedildiklerini, İzzet Elmas’ın kardeşinin ‘Bacını öldürdüm. Gidin ölüsünü hastaneden alın’ dediğini belirterek “Abimin eline Şehriban’ın siyah eteğini ve cüzdanını siyah bir poşette verdiler” dedi.
Kız kardeşinden ayrılmasını istediğini anlatan Kurt, Şehriban’ın “Gideyim de dul kalmış diye adım mı çıksın? Mecbur çekeceğiz” dediğini anlatıyor ağlayarak. “Kız kardeşim sahipsizdi. Ne ağabeylerim, ne başka biri ona sahip çıkamadı” dedi. Kurt, “Kardeşimin kanı yerde kalmasın, başka Şehribanlar olmasın” diyerek dayanışmaya çağırdı.
‘Sürekli tehtit ediyorlardı'’
Cinayetten sonra İzzet Elmas’ın kendisini arayarak “Kızını ne hale soktum. Sizi de tek tek alıp böyle yapacağım” diye tehdit ettiğini anlatan anne Aynur Altuntaş, hastanede kızının iki aylık hamile olduğunu öğrendiklerini söyledi. Şehriban’ın “Aileni öldürürüz” diye tehdit edildiğini anlatan Altuntaş “Bunlar, savcı dayımız var. Öldürürüz, dayımız bizi bir saat içinde kurtarır’ dediler, kızımı canından ettiler. Hesabı sorulsun istiyorum” dedi.
Vücutta işkence izzleri var
Katil zanlısı kocanın yakalandığında ilk söylediği şey "ben o.. olursam, sen de d.. olursun' diyerek beni tahrik etti. Evdeki itişme sırasında başını sobaya çarptı" şeklinde. Ancak Şehriban'ın yaşadıklarına yakından tanık olan ve o gün yaşananları anlatan kız kardeşlerinin ifadeleri ve Adli Tıp raporu kocanın söylediklerini yalanlıyor. Otopsi tutanağında Şehriban'ın boyun, kafatası ve omurlarına kırıklar olduğu belirtiliyor. Hastanede yanı başında bekleyen kız kardeşi Hülya Katar'ın anlatımına göre ise Şehriban'ın vücudunda kırılmadık yer kalmamış. Kafatası içe çökmüş, eti yerinden koparılmış.
‘Kadın kıyımına karşı dayanışma'
Aileyle dayanışma içinde olacaklarını ve kadınlar olarak adalet sağlanıncaya kadar mücadele edeceklerini söyleyen Adana Kadın Platformu üyesi Derya Çiçek "Her gün yanıbaşımızdan kadınlar eksiliyor. Şehriban işkence edilerek öldürülüyor. Bedeninin parçaları hala bulunamayan Songül'ün cenazesi Adli Tıp'ta kimse sahip çıkmadığı için bekliyor. Biz kadınlar olarak Şehriban'ın davasına, Songül'ün cenazesine sahip çıkacağız. Ama biz kadınların ölülerine değil, yaşam sevinçlerine sahip çıkmak istiyoruz." diye konuştu. (EVRENSEL)