Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala ile ilgili “derhal tahliye edilmesi” kararlarını uygulamayan Türkiye yargısının, müebbet hapse mahkum Hizbullah örgütü üyesi üç kişiyi, AİHM kriterleri gerekçe göstererek serbest bıraktığı ortaya çıktı.
AİHM’in “ağır hukuksuzluk” tespitine rağmen, suç unsuru taşımayan, delil olarak kabul edilemeyecek bulgularla hazırlanan iddianame, mahkeme sürecinde yaşanan hukuksuzluklarla Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuklulukları devam ederken, işledikleri cinayetler delillerle ve kendi ifadeleriyle kanıtlanan Hizbullah örgütü üyeleri serbest bırakıldı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bizim mahkeme kararlarımızı tanımayanı biz de tanımayız’ dediği AİHM kararlarının Hizbullah üyeleri için “tanınır” hale geldiği, Hizbullah üyesi birçok tetikçinin yeniden yargılama talebi sonrası AİHM kriterleri gerekçe gösterilerek serbest bırakıldıkları ortaya çıkmıştı.
Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, 1990 yılların başında adı tek kurşunlu Hizbullah infazlarıyla sıkça duyulan Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde 9 vatandaşın öldürülmesi, 3’ünün de yaralandığı suikastlarda tetikçilik yaptıkları gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan ve bu cezaları Yargıtay tarafından oy birliğiyle onanarak kesinleşen Abdulcabbar Kırtay, Kasım Azarkan ile Mizbah Sayan’ın da yeniden yargılama kapsamında AİHM kriterleri gerekçe gösterilerek serbest bırakıldıkları ortaya çıktı.
Sanıklar, işledikleri cinayetleri soğukkanlılıkla savcıya anlatmıştı
Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesinde, “Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine Şer’i esaslara dayalı İran modeli bir Kürt İslam devleti kurmak” suçundan yargılanan iki sanık, yakalandıktan sonra savcı huzurunda Silvan ilçesine götürülerek cinayetleri işledikleri mahallelerdeki cadde ve sokaklarda yer göstermelerde bulunarak tatbikat yaptırılmıştı.
Tetikçiler, bu cinayetleri soğukkanlılıkla işlediklerini savcıya tek tek anlatmıştı. Yine örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü Beykoz Kavacık villalarında ele geçen bilgisayarlardaki örgüt arşivinde de her iki tetikçinin işlediği cinayetlere ilişkin örgüte verdikleri raporlar ele geçirilmişti.
Yine farklı tarihlerde yakalanan Hizbullah itirafçıları da iki sanığı fotoğraflarından teşhis ederek Silvan’da işlenen cinayetin failleri olduklarını itiraf etmişlerdi. Sanıklar da gerek savcı huzurunda, gerekse gözaltı sorgusunda bu cinayetlerin faili olduklarını itiraf etmişlerdi.
Cezaları Yargıtay tarafından onanmıştı
Dosyayı esastan inceleyen Yargıtay, delillerin hukuka uygun elde edildiğini, sanıkların gerek gözaltındaki sorgularında suçlarını itiraf ettiklerini, gerekse savcı huzurunda yaptırılan tatbikat ve yer gösterme tutanaklarına göre de cinayetlerin asli faili olduklarını kabul ettikleri, aynı şekilde ele geçen örgütsel dokümanlarda bu cinayetlerin sanıklarca işlendiği hususunun sabit olması ve tüm dosya kapsamına göre yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediğinden verilen hükmün ayrı ayrı onanmasına oy birliğiyle karar verince hüküm kesinleşmişti.
AİHM kriterleri gerekçe gösterilerek tahliye edildiler
Sanıklar uzun gözaltı süresi, yargılamanın makul süre içinde sonuçlandırılmaması, heyette askeri yargıç bulundurulması, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılanma talebinde bulundular. Talebi jet hızıyla işleme alan mahkeme, Türkiye’nin de taraf olduğu AİHM ve AİHS normlarına uyma zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle yeniden yargılama kapsamında sanıkların tahliyelerine oy birliğiyle karar verdi. Tahliye kararının yine 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesine denk gelmesi dikkatlerden kaçmadı.