Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    CHP İstanbul’da banka hesapları krizi: Mahkeme kararı bekleniyor

    6 Kasım 2025

    Sokak hayvanlarını besleme yasağına tepki: “Açlıktan öldürmek istiyorlar”

    6 Kasım 2025

    Marmara cezaevlerinde tekmil dayatması ve şiddet: ÇHD hak ihlallerini açıkladı

    6 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Kuyu Tipi Hapishaneler: Tecrit ve direniş

      6 Kasım 2025

      Romanes: Cadı dilinden direniş diline

      5 Kasım 2025

      İnşa süreci: Faşizm ya da demokrasi

      4 Kasım 2025

      Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

      3 Kasım 2025

      Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

      30 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      “New York, New York”

      6 Kasım 2025

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      3 Kasım 2025

      Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

      2 Kasım 2025

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025

      İstikrarsızlık üreten istikrar programı

      26 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Tülay Hatimoğulları: Anayasa tartışmaları gerçek sorunların üstünü örtmemeli

    Tülay Hatimoğulları: Anayasa tartışmaları gerçek sorunların üstünü örtmemeli

    DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Türkiye’nin demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. Fakat şunun altını çizmek isteriz; Türkiye’nin çok acil gündemleri var. Özellikle açlık yoksulluk işsizlik, özgürlük… Bu kadar özgürlük düşmanı bir atmosferde anayasa tartışmanın bütün bu sorunların üzerini örtmemesi gerekiyor” dedi.
    Siyasi Haber7 Mayıs 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

    Grup toplantısına Hatay Deprem Dayanışması, Suruç Aileleri, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz ile Tüm Emekliler Sendikası üyeleri katıldı.

    Tülay Hatimoğulları, idam edilmelerinin yıl dönümünde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı andı.
    Tülay Hatimoğulları, “Dersim başta olmak üzere insanlığa karşı gerçekleştirilmiş tüm katliamlarla yüzleşilmelidir. Bu çatı altında hakikatleri araştırma, yüzleşme komisyonları oluşturulmalıdır. Dersim halkından özür dilenmelidir” dedi.

    Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz ile Düzgün Baba Cemevi Başkanı Sinan Kırmızıçiçek’e cezaların yağdırıldığını hatırlatan Tülay Hatimoğulları, devamla şunları belirtti:
    “İktidarın Alevi inancı üzerindeki tekçi anlayışına, dayatmacı anlayışına hayır diyenler, asimilasyon politikasına her fırsatta karşı koyanlar, Alevilere dönük biz devletin Alevisi değiliz, kendi Alevilik inancımızı özgürce bu topraklarda yaşamak istiyoruz diyenlere ne yazık ki böyle cezalarla karşılık verilmektedir. Ceza politikaları Alevilere diz çöktürmedi, şimdiden sonra da diz çöktürmeyecektir. Bizler DEM Parti olarak Alevi canlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Dün olduğu gibi bugün de Alevi canlarımızla yan yana, iç içe ortak mücadele içinde olacağımızı bir kez daha buradan belirtiyorum.

    Söze başlarken gündemlerimiz yoğun demiştim. Hıdırellez kutlamaları da gerçekleşti. Önceki gün Hıdırellez’di. Doğanın uyanışı, baharın gelişi, darda kalanın dilek dilediği, umudunun suda, ağaçta yeşerdiği gündü. Yeni başlangıçların umudu Hıdrellez’in bütün halklara barışı, kardeşliği, eşitliği ve özgürlüğü getirmesini diliyorum. Hızır hepimizin bu zor koşullarda yar ve yardımcısı olsun. Yine geçen gün Paskalya bayramıydı. Eş Başkanımız Sayın Bakırhan ile bizler Mardin’deydik. Kadim şehir farklılıkların inançların bir arada yaşadığı kent olan Mardin’deydik. Mardin’de Kırklar Süryani Ortodoks Kilisesi’ni ziyaret ederek bayramlarını kutladık. Bir kez daha buradan Hristiyan aleminin geçmiş paskalya bayramlarını kutluyorum. Bütün bayramların barışa kardeşliğe ve adalete vesile olmasını diliyorum.

    Bir kutlama daha var, o da Amedspor’a. Engebeli yollardan geçerek birinci lige çıkarak finali yapan sevgili Amedspor’u hep beraber kutluyoruz. Bizler ne güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu kısacık zaman diliminde kaç halkın kaç inancın bayramını kutladık. Bizler böyle rengarenk bir coğrafyayız. Bizler 72 milletten insanlar olarak bu coğrafyada barış huzur ve kardeşlik için içinde eşit yurttaşlık temelinde yaşamlarımızı sürdürmek istiyoruz.

    Bir an şu son 10 günü düşünerek gözlerimizi kapatıp şu hayali kurabiliriz. Ezanın, çanın, hazanın ve buhur tütsüsünün birbirine karıştığı bir coğrafyada bizler huzur içinde her birimiz kendi rengiyle ötekinin ötekine karışmadığı, insanların birbirlerini inançlarından ve dillerinden dolayı yargılamadığı ve bunun sorun olmadığını bilerek bu hayali yaşamak güzel değil midir?  İşte bu hayali gerçekleştirmek zor değil diyoruz DEM Parti olarak.

    Ekonomik çöküş

    Bunlar Harun diye yola çıktılar ama Karun oldular. İşçinin emekçinin emeklinin yoksulun boğazından çalarak sermayedarın yandaşın cebine koydukları her kuruş para onlara haram olsun zehir zıkkım olsun.
    Bizler bu güzellikleri hayal etmekten vazgeçmeyelim ama Türkiye’nin gerçek tablosunu da görmezden gelemeyiz. Şimdi tabi ağır ve sorunlu tablolara bakacağız. Türkiye ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak çok ciddi bir çöküş yaşıyor. Ekonomik çöküşün diğer adı dışa bağımlılıktır. Bir zamanlar etin, sütün, samanın merkezi olarak bilinen Türkiye AKP’nin politikaları nedeniyle ithalata bağımlı bir ülke haline gelmiştir. Amaç yerli üreticiyi tasfiye etmektir. Bunlar her seferinde kendine yerli ve milli diyor ya, bakın Türkiye geçmiş dönemde tarım ürünlerinde, sebze, meyve ihracatında dünyada ilk 9’da yer alırken şimdi ise domatesi, buğdayı ithal eden bir ülke pozisyonuna düştük.

    Şimdi enflasyon aldı başını gidiyor. Ekonomik çöküşten en çok yoksullar ve asgari ücretle çalışanlar olumsuz olarak etkileniyor. Enflasyon dizginlememektedir. Sadece son 4 ayda 17 bin lira olan asgari ücretin alımı 2 bin 700 lira düşerek 14 bin 300 liraya inmiş durumdadır. Bakın 2 ay sonra biz burada bu kürsüden konuşurken bu rakamların bin lira, iki bin lira daha düşeceğini tahmin ediyoruz. Çünkü enflasyon almış başını gidiyor

    ‘Asgari ücrete bu dönem zam yapmayacağız’ diyorlar Temmuz ayı için ve asgari ücrete zaten zam yapsalar da hayat o kadar hızlı pahalanıyor, tükettiğimiz her şey gıdalar o kadar hızlı pahalanıyor ki asgari ücret bunun karşısında pula dönüşmüş oluyor. Ortada gerçek bir asgari ücret falan yok. Apaçık bir kölelik ücreti, bir sefalet ücreti söz konusu. Hep birlikte yokluğa karşı direnecek mücadele edeceğiz ülke kaynaklarının soyulmasına hep birlikte dur diyeceğiz. Ekmek kavgası bizim kavgamızdır, değerli emekçilerle birlikte ekmek kavgasını vereceğiz.

    Saray bahçe malzemelerine 85 milyon 329 bin öderken, bu parayla asgari ücret ödemeye kalksa 4 bin 266 kişinin asgari ücretini ödeyebilir. Onlar işçiye emekçiye değil, saraya lükse şatafata yatırım yapmaya devam ediyorlar. Bakın kamuda tasarruftan bahsediyor. ‘Müsrifi Allah sevmez’ fetvası veren Diyanet İşleri Başkanlığı, iktidarın elitleri başta olmak üzere lüks ve şatafat içinde yaşamaya devam ediyor. Bunun maliyetini de kimin cebinden karşılıyorlar. İşçinin emekçinin yoksulun ödediği vergilerle karşılıyorlar. Bunlar Harun diye yola çıktılar ama Karun oldular. İşçinin emekçinin emeklinin yoksulun boğazından çalarak sermayedarın yandaşın cebine koydukları her kuruş para onlara haram olsun zehir zıkkım olsun.

    ABD’de Akademiye Taksim’de işçi emekçiye kelepçe

    1 Mayıs’ı da geride bıraktık. 1 Mayıs AYM kararına göre Taksim miting alanı olarak kullanılabilecekti. Fakat Taksim işçilere emekçilere emek örgütlerine yasaklandı. Yasaklamakla yetinmediler. Orantısız bir şiddet uyguladılar ki bu orantı meselesi zaten işin hikayesi. ‘ABD’de akademisyenlere ters kelepçe uygulanmış öyle şey olur mu? Biz bunu kabul etmeyiz’ diyor. Sen aynısını 1 Mayıs’ta yaptın işçiye emekçiye yaptın. Biz ABD’de yapılana da karşıyız buradaki polis şiddetine de karşıyız. Dün Cumhurbaşkanı bugün de küçük ortağı grup toplantısında 1 Mayıs’ı gündemlerinden düşürmüyorlar. 1 Mayıs’ın altında plan ve projeler aramaktalar. Marx’a da dil uzatmış bugün. Marx’ın sözüyle onlara yanıt vermek isterim. ‘İnsanca yaşamanın tek yolu insana düşman olan her şeyle savaşmaktır.’

    Bu zamma, zulme, insanlık dışı yaşama bizler mecbur değiliz. Üreten siz, yaratan siz, aç kalan siz. Böyle bir adaletsiz denklem olmaz, olamaz. Halkın adaleti sizlerden bunun hesabını soracaktır. Değerli arkadaşlar, değerli canlar, ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımız, inanın tek çare birlikte mücadele etmek, daha çok örgütlenmek, daha çok kolları sıvamak, daha çok elimizi taşın altına sokmak.

    Türk yargısının hukuksuzluğu

    Can Atalay cezaevinde değil burada olmalı. Bakın yargı iktidarın arka bahçesine dönüşmüş.  Türkiye’de hak hukuk adalet de çökertilmiştir. Yargı yargıya darbe yapıyor.

    AİHM kararlarına göre Gezi Davası tutukluları Osman Kavala ve arkadaşları serbest bırakılmalıdır. Önceki dava içinde şimdi söyleyeceğim şey geçerlidir. Türkiye’nin kendi anayasası gerçek anlamda uygulanıyor olsaydı şu anda Kobanê kumpas davasından tutuklu bulunan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılmalıydı. 16 Mayıs’a bırakıldı. Kobanê kumpas davasının karar duruşması. Kobanê kumpas davası adı üstünde bir kumpas davasıdır. HDP’nin attığı bir tweet üzerinden onlarca arkadaşımız başta Eş Başkanlarımız yöneticilerimiz seçilmişlerimiz olmak üzere onlarca arkadaşımız haksız ve hukuksuz bir şekilde halen tutukludur.

    Sevgili Gültan Kışanak en çarpıcı ve bariz örnek. Tutuk süresi bittiği halde üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala tutuklu. Bu da yargının keyfiyetini ve taraf tuttuğunu bir kez daha bizlere göstermektedir. Bizler buradan 16 Mayıs’ta Sincan’da görülecek olan karar duruşmasına tüm kesimleri davet ediyoruz. Bu bir tarihi karar olacaktır. Bu tarihi karara hep birlikte tanıklık etmek istiyoruz. Gezi ve Kobanê davası yargının turnusol kağıdı olacaktır.

    Kürt sorununun çözümü

    Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş parlamentoda grubu bulunan bütün siyasi partilere ziyaretler gerçekleştirdi. Elbette biz DEM Parti olarak şunun gayet net farkındayız. Türkiye’nin demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. 12 Eylül’den kalma askeri cunta anayasasının bu topraklara cevap olamayacağını, böyle bir otoriter ve baskıcı rejimin ürünü olan anayasanın ülkeyi demokratikleştirmeyeceğini hepimiz gayet net biliyoruz. Fakat şunun altını çizmek isteriz; Türkiye’nin çok acil gündemleri var.  Özellikle açlık yoksulluk işsizlik, özgürlük…  Bu kadar özgürlük düşmanı bir atmosfer var. Böyle bir atmosferde anayasa tartışmanın bütün bu sorunların üzerini örtmemesi gerekiyor. Bizler DEM Parti olarak bugüne kadar müzakere ve diyalog partisi olarak çağrılarımızın sorunların çözülmesi gerekiyor. Biraz önce sorunlarımızı saydım, biraz daha ekleyeyim. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi dahil bahsini ettiğimiz bütün bu sorunların elbette bir demokratik anayasa yapım sürecinde çözüme kavuşturulabileceğini gayet iyi biliyoruz.

    ‘Demokratik Anayasa için komisyon kurduk’

    Biz demokratik anayasa yapım süreciyle ilgi DEM Parti olarak kendi komisyonlarımızı kurduk ve kendi çalışmalarımızı başlattık. Bu çalışmaları yaparken özellikle anayasanın en geniş toplumsal mutabakat metni olduğu için Türkiye’de bulunan bütün demokrasi güçleriyle emek ve meslek örgütleriyle kadın hareketleri gençlik hareketiyle doğa ve ekoloji hareketleriyle Kürt özgürlük hareketiyle ve Alevi hareketiyle aynı bu ülkede yaşayan bütün farklı inançlardan ve kimliklerden kesimlerle böyle bir geniş yelpazede tabana yayılmış bir demokratik anayasa tartışmasına ihtiyaç vardır. Biz DEM Parti olarak çalışmalarımızı bu çerçevede devam ettireceğiz.

    Kayyum tehdidi

    Anayasa tartışmasının olduğu yerde kayyum tartışması yapılır mı? Yapıyorlar ama yapılmaz. İnanın şimdi DEM Partinin kazandığı belediyelerde belediye eşbaşkanlarımızın yönetimle birlikte ortaya çıkardığı bilançolar korkunç. Kayyumlar belediyeleri çalıp çırpmış, belediyeleri borç batağında bırakmış. Zaten hizmet de sağlamamışlar. Ne yol yapmışlar ne kaldırım, ne su sorununu çözmüşler. Üstüne üstelik belediyelerimizi borç batağına sürüklemişler.

    Kalemini iktidarın mürekkebiyle doldurmuş bir görevli aynı zamanda bir algı operasyonu şöyle bir yazı yazmış. 27 belediyemize kayyum atanacağından bahsetmiş. Yani diyor ki yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden alacağız. Bir tek o mu yazdı; tabii ki bir tek o yazmadı. Ama günlerdir iktidar yandaş medya saray medyası bir algı yaratmaya çalışıyor. DEM Parti’nin sanki bayrakla sorunu varmış gibi bir algı yaratıyorlar. Emin olun yaptıkları bütün haberler yalan DEM Parti belediyelerinin hiçbirinde bayrak sorunu olmamıştır. Bazı provokatif girişimlerin dışındaki biri zihinsel engelli olduğu ortaya çıktı onun dışında böylesi bir haberi yapacak bir durum söz konusu değildir. Biz iki eş başkan olarak her fırsatta şunu dile getirdik. Bizim bayrakla sembollerle hiçbir sorunumuz yoktur.

    ‘Gasp etmenize izin vermeyiz’

    Bu haberlerin boşu boşuna yapılmadığını düşünüyoruz. Hem Anayasa yapacağım diyeceksin hem de halkın en önemli hakkı ve kazanımı olan ve Türkiye’nin erken dönemde elde etmiş olduğu seçme ve seçilme hakkını elinden alamazsın. DEM Parti yerel yönetimlerde ortaya bir seçim başarısı koymuştur. Kayyım olan bütün yerlerden kayyumdan geri almıştır belediyeleri, üzerine yeni belediye eklemiştir. Ben buradan bu çalışmaları yürüten değerli halklarımıza, parti emektarlarımıza bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Şunu bilsinler ki Van’da nasıl irademizi gasp etmelerine izin vermediysek bundan sonra da irademizi hiçbir yerde gasp etmelerine izin vermeyeceğiz.

    Bugün AKP 31 Mart seçimlerinden sonra belediye sayılarında önemli bir düşüş oldu. Aynı zamanda bizim belediyelerimizin üzerinde DEM Parti belediyelerinin üzerinde tırnak içinde söylüyorum ‘bayrak politikası’ güderek belediyelerimizin esasen varlıklarına ve kaynaklarına konmak istediklerini ifade etmek istiyorum. Onlar belediyelerde belediyeleri kaybettikçe yerellerde kendi yandaşlarına belediyelerin kaynaklarını eskisi gibi peşkeş çekemeyeceklerinin farkındalar. O nedenle kendilerine yerelde aynı zamanda böylesi bir maddi kaynak yaratmak üzere de bayrağı bahane ederek ve bayrak üzerinden siyaset yaparak Türkiye kamuoyunu bayrak üzerinden bizlere karşı kışkırtarak, adım atacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. DEM Parti buradadır, alnımız açıktır, belediyelerimizi sonuna kadar koruyacağız sonuna kadar.

    ‘Çözüm üçüncü yolda’

    Ülkeyi bu çöküşten kurtarmanın mümkün olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz DEM Parti olarak bu çöküşten kurtulmak için aday olduğumuzu, bu konuda hazır olduğumuzun altını çiziyorum. Demokratik bir cumhuriyeti hep birlikte inşa edebiliriz. Bizler bu ülkede yaşayan farklı halklar ve inançlardan insanlarla, işçilerle, emekçilerle, köylülerle, kadınlarla, gençlerle, engellilerle, ezilenlerle ve sömürülenlerle siyasi ve toplumsal bütün güçlerle elbette bu çöküşten çıkabiliriz.

    Bu çöküşten çıkış ortak mücadeleyle mümkündür. 3’üncü yol siyaseti ile mümkündür. 3’üncü yol siyasetini en geniş yelpazede bahsini ettiğim bütün siyasal ve toplumsal dinamiklerle birlikte örmek mümkündür. Toplumu bir radikal demokrasi paradigmasıyla inşa edebiliriz. Demokratik Cumhuriyeti hep birlikte inşa edebiliriz. Ve şundan emin olalım ki bu çöküşten çıkışın yolu budur.”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    CHP İstanbul’da banka hesapları krizi: Mahkeme kararı bekleniyor

    6 Kasım 2025

    Marmara cezaevlerinde tekmil dayatması ve şiddet: ÇHD hak ihlallerini açıkladı

    6 Kasım 2025

    Eski HDP Milletvekili Semra Güzel tahliye edildi

    3 Kasım 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Coşkun Özdemir

    Kuyu Tipi Hapishaneler: Tecrit ve direniş

    Cumur Ülker

    Romanes: Cadı dilinden direniş diline

    Muhsin Dalfidan

    İnşa süreci: Faşizm ya da demokrasi

    Elif Gamze Bozo

    Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ertuğrul Kürkçü

    “New York, New York”

    Fehim Taştekin

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    Ümit Akçay

    Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

    Mesut Çeki

    Motokuryelerin ekim isyanı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Koop-İş Sendikası grev kararı aldı: “Swatch Group emeğe saygı duymalı”

    6 Kasım 2025

    Ekim ayında en az 169, yılın ilk on ayında en az 1737 işçi hayatını kaybetti

    6 Kasım 2025

    İzmir belediyelerinde işçi direnişleri sürüyor

    5 Kasım 2025
    KADIN

    Eşitlik İçin Kadın Platformu: 11. Yargı Paketi kadınların mücadelesini suç sayıyor!

    4 Kasım 2025

    Erkekler Ekim’de 22 kadını öldürdü: Şiddet durmuyor

    4 Kasım 2025

    Amazonlu kadınlar COP30 müzakerelerinde yer talep ediyor

    3 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.