Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    150’den fazla STK’dan AB’ye çağrı: “Geri dönüş planı geri çekilsin”

    16 Eylül 2025

    Akbelen zeytinliklerine giren iş makinelerine tepki: “Termik santrallere kömür olacak”

    16 Eylül 2025

    İzmir merkezli ESP operasyonunda 5 kişi tutuklandı

    16 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

      15 Eylül 2025

      Dilin Gücü: “Engelli” mi, “özel gereksinimli” mi?

      15 Eylül 2025

      Erken seçim, hemen şimdi!

      14 Eylül 2025

      Tek yol birlikte mücadele

      13 Eylül 2025

      Çıkış Yolu: Emek, Özgürlük, Demokrasi Cephesi

      11 Eylül 2025
    • Seçtiklerimiz

      Dünyaya kaos havası ufaktan yerleşirken

      15 Eylül 2025

      Güney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma

      14 Eylül 2025

      Geç faşizmin hızı, yeni konjonktür ve sosyalist strateji

      9 Eylül 2025

      Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

      7 Eylül 2025

      Ertuğrul Kürkçü: “Bu bir onur isyanıdır”

      7 Eylül 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Özgürlükçü Gençlik: Gençliğin sürece dahil olması tercih değil zorunluluktur

      15 Eylül 2025

      Gençlik Devirecek: Gençler, barışın seyircisi değil, doğrudan öznesi olmalıdır

      14 Eylül 2025

      SGDF: Gençliğin ve Kürt Halkının Talepleri Buluşturulmalı

      14 Eylül 2025

      Yeni Demokrat Gençlik: Gençlik, örgütlü mücadelenin parçası olmadan sürece katkı sunamaz

      13 Eylül 2025

      Öğrenci İnisiyatifi: Gençlik yalnızca “barış isteyen” değil, “barışı inşa eden” bir konumda olmalıdır

      12 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » TTB Merkez Konseyi Başkanı: Yoğun bakımlar doldu, doktorlar hasta seçmek zorunda kalıyor

    TTB Merkez Konseyi Başkanı: Yoğun bakımlar doldu, doktorlar hasta seçmek zorunda kalıyor

    Siyasi Haber30 Ağustos 2020
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Diyarbakır’da bazı hastanelerde doktorlar yoğun bakıma kimi yatıracaklarına karar vermek zorunda kalıyor” açıklamasında bulundu.

    Türkiye'de aktif ve ağır Covid-19 vaka sayısındaki artış devam ederken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, yoğun bakımların doluluğu konusunda uyarıda bulunarak, "Hastanelerde yer yok, yoğun bakımları birçok hastanede dolu.


    Türkiye, toplam hasta sayısında İtalya’yı geçti. Diyarbakır’da bazı hastanelerde doktorlar yoğun bakıma kimi yatıracaklarına karar vermek zorunda kalıyor" dedi. Adıyaman, Türkiye'deki yoğun bakımların yüzde 41'inin özel sektörün elinde olduğunu ve SGK'nın yoğun bakım ücretlerinin ödememeye başlamasının ardından, bu hastanelere Covid-19 hastalarının yatış yapamadığını söyledi. Adıyaman, "Sağlık Bakanı yoğun bakım doluluk oranının yüzde 65,5 olduğunu söyledi. Bu hesapla özel hastaneleri yok sayarsak, bütün yoğun bakım yatakları dolu diyebiliriz. Ankara gibi büyük bir şehirde dahi yoğun bakım yatağında olması gereken hastaların sedyede entübe olarak yattığına dair bilgiler geldi" diye konuştu.


    t24.com.tr'de yer alan habere göre, Türkiye'de etkisini artıran Covid-19 salgınının seyrini anlatan Adıyaman, Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük yeni vaka ve ölüm verileriyle, kendilerine sahadan gelen bilgilerin örtüşmediğini söyledi. Adıyaman, Sağlık Bakanlığı’nın seroprevalans çalışmasında elde edilen sonuçların hesaplanan aktif hasta sayısı ile karşılaştırıldığında, Türkiye genelinde bu sayının 200 binin üzerinde olduğunu ifade etti. Adıyaman, "Rahatlıkla açıklanan sayıyı en az 10’la çarpabiliriz. Bakanlığın araştırması bile paylaşılan günlük rakamların gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor" dedi.


    Toplumsal hareketliliği yavaşlatacak tedbirlerin alınması gerektiğini ve sıkı bir denetlenme yapılması gerektiğini vurgulayan Adıyaman, "Salgın kendi haline bırakılmış durumda. Sağlık Bakanı tweet atıp salgınla mücadeleyi bireylerin eline bıraktı. Biliyoruz ki hükümetçe belirlenen salgın stratejisi başarılı olamadı. Salgınla mücadelede temel sorumluluk kamunundur. Kamu hiçbir tedbir almadan sorumluluğu bireylere bırakırsa 'salgınla mücadele' kalmaz ve şu anda içinde bulunduğumuz durum ortaya çıkar" görüşünü dile getirdi.


     


    TTB Merkez Konseyi Başkanı Adıyaman'ın ifadelerinden öne çıkanlar şöyle:


    "Bütün illerden gelen verilerimiz var, yönetici arkadaşlarımız sahada çalışıyorlar. Son verilere bakıldığında, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerle sahada yaşanan ve bize gelenler arasında bir uyumsuzluk var. Sadece TTB’ye gelen bilgiler değil, Ankara, Konya, İl Sağlık Müdürlerinin, Adıyaman Belediye Başkanı'nın, Malatya, Erzurum, Rize Valilerinin yaptığı açıklamalar da Sağlık Bakanlığı verileriyle uyuşmuyor. Bize gelen verilere bakıldığında, geçtiğimiz hafta bir gün Diyarbakır 601 vaka var vardı. Çankaya’dan 300 küsur vaka, İzmir’den ortalama 400 gelmişti. Zaten bunlar açıklanan rakama denk geliyor.


     


    "Açıklanan sayıyı çok rahat 10 ile çarpabiliriz"


    Sağlık Bakanlığı’nın 150 bin kişi ile yapılan seroprevalans çalışmasında elde edilen sonuçların hesaplanan aktif hasta sayısı ile karşılaştırıldığında, Türkiye genelinde aktif vaka sayısının 200 binin üzerinde olduğu anlamına geliyor.


    Çok rahatlıkla açıklananı 10’la, hatta 12, 13’le çarpabiliriz. Bu araştırma bile açıklanan günlük rakamların gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor.


     


    "Ankara 1000 vakanın altına düşmüyor"


    Ankara'da günlük vaka sayısı 1000'in altına düşmüyor, Urfa, Diyarbakır, Batman 600 vaka civarında. Konya’da, Sakarya, Kocaeli, Manisa’da patlamalar var, özellikle fabrikaların olduğu bölgelerde yoğunluk söz konusu.


    Artık yoğun bakımlar hasta sayısını kaldırmıyor. Salgınla bir mücadele yapılıyordu ama bu mücadelede başarısızlık söz konusu bizce. Bilim Kurulu üyeleri de virüsün kontrolsüz yayıldığını açıkça söylüyorlar.


     


    "Ölüm sayıları da vakalar da açıklanan sayının çok üstünde"


    Sağlık Bakanlığı ile kamuoyu arasında bir kopukluk var. Bu veriler, o hastanede çalışan, testi yapan doktorlara dahi verilmiyor. Bir merkezde toplanıyor ve Sağlık Bakanlığı’na gidiyor. Biz başından beri ‘şeffaflık’ diyoruz. 'Şeffaflık var' denilen ortamda bu gizlilik niye? Bu anlaşmalı laboratuvarla neden gizlilik sözleşmesi yapılıyor? Toplumu pandemiyle mücadeleye katabilmek için bütün verilerin şeffaf olarak açıklanması gerekiyor. Bize Türkiye’nin dört bir yanından gelen bilgilere göre, ölüm sayıları da vakalar da açıklananın çok üzerinde.


    Bir örnek paylaşayım; Covid-19 hastası tedavisi sırasında ölüyor ancak son yapılan PCR testi pozitif çıkmıyor. Bu ölüm, Covid-19 kaynaklı ölümlere yazılmıyor. Akla gelen tek şey var. Hükümet, Sağlık Bakanlığı Covid’den hayatını kaybeden hasta sayısını az göstermeye çalışılıyor, burada bir başarı öyküsü yazılmaya çalışılıyor ancak başarısızlık söz konusu.


     


    "Doktorlar kimi yatıracaklarına karar vermek zorunda kalıyor"


    Türkiye toplam hasta sayısında İtalya’yı geçti. Diyarbakır’da bazı hastanelerde doktorlar yoğun bakıma kimi yatıracaklarına karar vermek zorunda kalıyor, tercih yapmak zorunda kalıyorlar. Şeffaf olunması gerektiğini ve kamuoyuna doğru bir şekilde açıklanması gerektiğini düşünüyoruz.


    Düğünlerin yasaklandığı şehirler haricinde virüs yok mu? Koronavirüs'ün en çok düğün, taziye, toplu namaz gibi etkinliklerde bulaştığı net. Düğünleri serbest bırakmamaları gerekiyordu, toplumsal hareketlilik tamamen açıldı, yavaşlatılması gerekiyordu.


     


    "Kararlar ekonomik ve siyasi kriterlerle alındı"


    11 Mayıs’ta AVM ve kuaförler açıldı, AVM’ler açılmıştı ama salgın yayılımının çok daha az olacağı parklar kapalıydı. 1 Haziran’da da hızlıca bir açılma oldu, kesinlikle hataydı. Kararların ekonomik ve siyasi kriterlerle alındığı çok belli. Toplum sağlığı düşünülmedi.


    TTB olarak, Haziran'daki kapalı alanların açılmasının hızlı bir şekilde olmaması gerektiğini, belli kriterle açılması gerektiğini ve çok sıkı denetlenmesi gerektiğine ihtiyaç olduğunu söyledik. Ama bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Düğünlerde halaylar çekiliyor, denetleyen yok. Denetlenemiyorsa, düğünler, taziyeler, kafeler, eğlence yerleri serbest olmamalı.


    Açılmadan birkaç gün sonra, ‘Ummayız ama bu salgın ivme kazanırsa bunun suçu vatandaşlara atılacak' demiştik, şu an yapılan da bu. Sağlık Bakanı Twitter’dan açıklama yapıyor, pandemiyle mücadelede sorumluluğu vatandaşların bireysel tedbirlerine dikkat etmemesine bağlıyor. Bu kabul edilecek bir yöntem değil.


     


    "Okulların açılması için salgın kontrol altına alınmalı ve bu ispat edilmeli"


    Okulların açılması için en az 2 metrelik mesafe korunmalı. Hastalığın görülme sıklığının azalması lazım. Yeni olgu sayısının yüz binde 1’in altına düşmesi, toplam test sayısı içinde pozitif oranının yüzde 7'nin altında düşmesi lazım. Biz TTB olarak okulların kesinlikle açılması gerektiğine inanıyoruz ama bunun için salgının kontrol altına alınması ve bunun ispat edilmesi gerekiyor.


     


    "Yoğun bakımlar dolu"


    Hastanelerde yer yok, birçok hastanede yoğun bakımlar dolu. Türkiye’nin yoğun bakımlarının yüzde 41’i özel sektörün elinde. Şu anda SGK kapsamında olmadığı için özel hastanelerin yoğun bakımlarına hasta yatırılamıyor. Sağlık Bakanı yoğun bakım doluluk oranının yüzde 65,5 olduğunu söyledi. Bu hesapla özel sektördeki yoğun bakım yataklarını yok sayarsak yoğun bakımların hepsi dolu diyebiliriz.


    Halk şu an tatilde, büyükşehirlere geri dönecekler ve o zaman büyük patlama olmasından korkuyoruz. Eylül, ekimde grip salgını da başladığında işin içinde çıkamayacak duruma gelebiliriz.


    Toplumsal hareketliliği yavaşlatıcı önlem alınabilir, şehirlerarası yolculuklar kısıtlanabilir, kalabalıklar belli saatlere yoğunlaştırılmamalı. Epidemiyoloji bilimi ne diyorsa ona uygun davranmak gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’de salgınla mücadele sahada yapılması gerekirken, hastanelerde yapılıyor. Bu da salgınla mücadelede başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri.


     


    "Sağlık kapasitemiz yetmemeye başladı"


    Şu anda sağlık sistemimiz kötü etkilenmiş durumda, kapasitemiz yetmemeye başladı. Ankara gibi büyük bir şehirden bile, yoğun bakım yatağında olması gereken hastaların sedyede entübe olarak yattığına dair bilgiler geldi bize. Diyarbakır, Mardin, Batman gibi şehirlerde yoğun bakımlarda yer kalmadı ve bizi arayarak yardım istiyorlar. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir hasta yoğun bakıma yatabilmek için iki gün bekledi. En büyük korkumuz sağlık sisteminin cevap veremeyecek hale gelmesi.


    32'si hekim olmak üzere toplam 66 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Bu bizim kendi çabalarımızla elde ettiğimiz veriler. Nisan ayında Sağlık Bakanlığı, ilk ve son kez, ayrıntı vermeden, enfekte olan sağlık çalışanı sayısını yayınladı. Ancak yeni bir açıklama yapılmadı. Sağlık çalışanları çok yorgun, bitkin, değersizleşmiş hissediyor.


    Aylardır zor koşullarda sahada olan bu arkadaşlarımız tedbirlerin hızlı bir şekilde ortadan kaldırılması ve vatandaşların buna güvenerek, 'ciddi bir durum yok' diyerek alınacak tedbirleri önemsememesiyle hastalık da hastaneye başvuran sayısı da arttı. Bu da sağlık çalışanlarında ümitsizlik durumu oluşturdu. Bir sağlık çalışanı ne kadar fazla hasta bakarsa enfeksiyonu kapma ihtimali o kadar yükselir. Maske ve ekipman kullanılsa da enfekte sağlık çalışanı sayısı bu yüzden çok arttı.


    Sağlık çalışanlarının Covid-19’a yakalanması hâlâ meslek hastalığı olarak kabul edilmiyor. En azından bu hastalıktan etkilenen veya öldükten sonra aileler için hak artırıcı düzenlemeler yapılmalı. Bunun için bir an önce Meclis'in bu kanunu çıkartması lazım biz kanun önerisini verdik ama Sağlık Bakanlığı bu konuda herhangi bir çalışma yapmıyor."

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Bahçeli: Ahmet Türk ve Ahmet Özer göreve iade edilmeli

    12 Eylül 2025

    DEM Parti heyetinden CHP’ye destek ziyareti

    11 Eylül 2025

    Özgür Özel Kadıköy mitinginde konuştu: “Kumpasçıları da işbirlikçilerini de gömeceğiz”

    10 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Yunus Emre Özel

    Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

    Elif Gamze Bozo

    Dilin Gücü: “Engelli” mi, “özel gereksinimli” mi?

    Ekim Veyisoğlu

    Erken seçim, hemen şimdi!

    Tuncay Yılmaz

    Tek yol birlikte mücadele

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Akdoğan Özkan

    Dünyaya kaos havası ufaktan yerleşirken

    Ümit Akçay

    Güney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma

    Şebnem Oğuz

    Geç faşizmin hızı, yeni konjonktür ve sosyalist strateji

    Ümit Akçay

    Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Metal işçisi yoksullaşıyor

    14 Eylül 2025

    AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan TSE’deki grev 60 gün yasaklandı

    13 Eylül 2025

    İzmir’de DİSK/Genel-İş yöneticileri gözaltında: “Erdoğan’a hakaret” suçlaması

    12 Eylül 2025
    KADIN

    Kadın avukata komşu tacizi: “Evimde yalnız kalmaya korkuyorum”

    14 Eylül 2025

    Ağustos ayında 28 kadın katledildi, 25 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti

    6 Eylül 2025

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    3 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.