Sabah saatlerinde duyurulan kayyum kararı, siyasi parti temsilcileri, basın meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından sert tepkiyle karşılandı. Eleştirilerde, uygulamanın yalnızca bir televizyon kanalına yönelik olmadığını, aynı zamanda demokrasinin susturulma girişimi olarak görüldüğü vurgulandı.
Tele1, yıllardır bağımsız ve eleştirel yayıncılığıyla tanınan bir kanal olarak dikkat çekiyordu. Muhalif görüşlere yer veren yayın politikasıyla bilinen kanalın kayyuma devredilmesi, Türkiye’de ifade özgürlüğünün geldiği noktaya dair endişeleri artırdı.
CHP’den sert tepki: “Halkın sesi susturulamaz”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimi, Tele1’e kayyum atanmasına ilişkin yaptığı açıklamada kararı “halkın haber alma özgürlüğüne darbe” olarak nitelendirdi.
Partiden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu karar, özgür basına yönelik bir saldırıdır. Halkın sesi olan gazetecileri, gerçeğin peşinden koşan yurttaşları hiçbir güç susturamayacak. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarından kaçamayacaksınız; halk bu karanlık düzeni sandıkta sona erdirecek.”
Basın örgütlerinden dayanışma çağrısı
Gazetecilik meslek örgütleri ve bağımsız basın kuruluşları da Tele1’e yönelik karara tepki göstererek dayanışma mesajları yayımladı.
Yapılan ortak açıklamalarda, “Gazetecilik suç değildir, halkın sesi susturulamaz” ifadeleri öne çıktı. Sosyal medyada da kısa sürede gündem olan destek mesajlarında, “Tele1’in susturulması, bir televizyon kanalının değil, bir toplumun sesinin susturulmasıdır” görüşü paylaşıldı.
Tepkiler Büyüyor
Tele1’e kayyum atanması kararının ardından, başta medya çevreleri olmak üzere siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar karara karşı tepki göstermeye devam ediyor. Kararın önümüzdeki günlerde hem hukuki hem de siyasi boyutlarıyla gündemde kalması bekleniyor.
