Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin “güvenlik kabinesi” tarafından alınan Gazze kentini işgal kararı üzerine derhal ateşkes ve esir takası anlaşmasının imzalanması talebiyle ilan edilen genel grev ve protesto eylemleri İsrail’in tüm kentlerinde etkili oldu. Tutsak ve kayıp ailelerinin oluşturduğu platformların çağrısıyla 17 Ağustos Pazar günü yapılan genel greve önde gelen üniversiteler, 75 yerel yönetim, bazı işçi sendikaları ile muhalefet partileri destek verdi. Bar İlan ve Batı Şeria’daki Ariel dışındaki tüm üniversiteler çalışanlarının ücret kesintisi olmaksızın iş bırakmasına olanak verdiklerini açıkladı. 20’yi aşkın belediye de grevi desteklediklerini ve belediye çalışanlarının grev günü izinli sayılacağını bildirdi. Baro ve Tabip Odası’nın da desteğine karşılık İsrail devletiyle kuruluş sürecinden beri bütünleşmiş olan en büyük sendika federasyonu Histadrut’un başkanı Arnon Bar-David, genel grevin siyasal bir eylem olarak anlaşılabileceği gerekçesiyle katılmayacaklarını açıkladı, ancak Netanyahu’ya seslenerek esir ailelerinin “gözlerinin içine” bakmaya ve “yapılması gerekeni yaparak” Gazze’ye saldırıları derhal sona erdirip esir takası anlaşmasını imzalamaya çağırdı.
İşgal kararı, aşırı sağcı hükümetin Eğitim Bakanı Yoav Kiş, Nakab ve Celile Kalkınma Bakanı Yitshak Vasserlauf, Çevre Koruma Bakanı İdit Silman, İnovasyon, Bilim ve Teknoloji Bakanı Gila Gamliel’in evleri önünde de protesto edildi. Protestoculardan Sigal Manzuri, Haaretz gazetesine “Gazze’yi fethetme ve savaşın devam etmesi fikri rehineler için ölüm cezasıdır” dedi.
Yol kapatma eylemleri
Genel grev kapsamında başta başkent Tel Aviv olmak üzere pek çok kentte yüzlerce gösterici otomobil lastikleri yakarak yolları kapattı ve polisle çatıştı. Polisin yer yer tazyikli su kullanarak dağıtmaya çalıştığı eylemlerle Tel Aviv’in ana arterlerinden Ayalon otoyolu dâhil olmak üzere Kudüs’e giden otoyol, kuzeydeki 65, 75 ve 89 numaralı otoyollar ile orta kesimdeki 443, 40 ve 44 numaralı otobanlar da trafiğe kapatıldı. Tel Aviv’de ve farklı kentlerde toplam 32 protestocunun “kamu düzenini ihlal ettikleri” gerekçesiyle gözaltına alındığı bildirildi.
Yüksek teknoloji şirketlerinde çalışan yüzlerce gösterici de Tel Aviv’deki Begin ve Kaplan caddelerini trafiğe kapattı. Gazze saldırılarına karşı pankartlar açan ve sloganlar atan eylemciler, polisin trafiği açmaları uyarılarına yuhalamalarla karşılık verdi.
İsrail hükümetinin Hamas’la her tür anlaşmaya karşı çıkan üyelerinden aşırı sağcı Maliye Bakanı Betsalel Smotriç eylemleri “Hamas’ın ekmeğine yağ süren” ve “teslimiyet” çağrısı yapan “sapkın ve yıkıcı bir kampanya” olarak nitelerken Başbakan Netanyahu da göstericileri “Hamas’ın konumunu güçlendirerek rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirmek” ve “ 7 Ekim dehşetinin tekrarlanmasını mukadder kılmak”la suçladı.
Lapid ve Gants’tan destek
Muhalefet partileriyse eylemleri desteklediklerini açıkladı. Ana muhalefet partisi Yeş Atid’in (Gelecek Var) lideri Yair Lapid, Tel Aviv’de “Rehineler Meydanı” adını verdikleri İsrail Müzesi’nin önündeki alanda toplanan protestocuları ziyaret ettikten sonra yaptığı sosyal medya paylaşımında “Bugün ülkede hayatı durduruyoruz. Esirlerimiz, hükümetin savaş çabaları uğruna feda etmesine izin verilecek piyonlar değil. Esirler evlerine dönene, bir anlaşma sağlanana ve savaş bitene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Mavi-Beyaz Partisi lideri ve milletvekili Beni Gants da sosyal medya paylaşımında hükümeti kınayarak “iki yıldır çocuklarının Hamas’ın elinde olmasının sorumluluğunu taşıdığı esir ailelerine saldırmayı” bırakmaya çağırdı.
Eylem günü, Tel Aviv Meydanı’ndaki mitingle sona erdi. Rehine ve Kayıp Aileleri Forumu’nun emniyet yetkililerince doğrulanmayan tahminine göre 500 bin kişinin katıldığı mitingde “Hepsini eve geri getirin! Savaşı durdurun!” sloganları atıldı.
Genelkurmay Başkanı işgal planınıı onayladı
İşgal planına karşı protestolar doruğundayken, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir planı resmen onayladı. Zamir daha önce Gazze’deki Nuseyre, el-Bureyc, Deyrü’l-Bala mülteci kampları gibi alanlara yönelik bir harekâtın Hamas tarafından buralarda tutulduğu tahmin edilen İsrailli tutsakları karşı karşıya bırakacağı hayati tehdit ve 1 milyona yakın Gazzeliyi zorla şehirden çıkarılmasının yol açacağı büyük insani kriz konusunda Netanyahu’yu ve güvenlik kabinesini uyarmış, ayrıca 22 aydır süren yoğun çatışmalardan sonra ordunun aşırı gergin, donanımının da bu boyuttaki bir harekât için yetersiz olduğunu belirtmişti. Zamir’in itirazlarına rağmen Gazze’yi işgal kararında ısrar eden hükümeti protesto amacıyla İsrail Hava Kuvvetleri’ndeki yedek ve muvazzaf pilotlar da Salı günü Savunma bakanlığı önünde bir gösteri yapmış, 600’ü aşkın komutan ve diplomatsa geçen hafta yazdıkları bir mektupla Donald Trump’ı Gazze savaşına son vermesi için Netanyahu’ya baskı yapmaya çağırmıştı.
İsrail’in resmi yayın kuruluşu Kan’a göre planın Salı günü Savunma Bakanı Kats tarafından onaylanması, haftanın ikinci yarısında da hükümetin onayından geçmesi bekleniyor. ABD yetkililerine de istekleri üzerine sunulacak olan plan yeni bir askeri harekâtın ardından Gazze kentine aşamalı olarak girilmesini, sonraki haftalar içinde de Filistinlilerin şehirden zorla çıkarılmasını içeriyor.