SYKP İsviçre örgütünün 11. Geleneksel şöleni “Birlikte Barış, Birlikte Demokrasi” mottosuyla düzenlendi. Şölene Türkiye’den gelen konuşmacıların yanı sıra İsviçre Federeal Milletvekili Sibel Arslan, Basel Kanton Eğitim Bakanı Mustafa Atıcı, İsviçre Emek Partisi (PdA), Basel İçin Güçlü Alternatif – BastA!, Yeşiller Partisi (Grüne), Sosyal Demokrat Parti (SP), İsviçre Kürt Toplum Merkezi, DİDF, İGİF, MARDEF, Dersim İnşa Kongresi, Xeta Sor, İsviçre Demokratik Haklar federasyonu, KUTÜSCH, Bern Kadın Dayanışması, İsviçre -Filistin Dayanışması Grubu, İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu temsilcileri ve HDP önceki dönem milletvekillerii Dilan Dirayet Taşdemir ve Ferhat Encü, Bern Kanton Parlamentosu üyesi Haşim Sancar, Batman Belediyesi eski başkanı Necdet Atalay, 17 + Alevi Kadınlardan Feminist yazar Gülfer Akkaya da katıldı.
Göçer: Faşizme karşı demokrasiyi, savaşa karşı barışı savunmalıyız
Şölende ilk konuşmayı yapan SYKP İsviçre Eş Sözcüsü Berfin Göçer Avrupa’da ve tüm dünyada sağın ve faşist hareketin tehlikeli yükselişine dikkat çekerek, bu yükselişin yanı sıra militarizmi, cinsiyetçiliği, göçmen düşmanlığını ve ırkçılığı, emeğin haklarına saldırıları da sürüklediğine dikkat çekerek öncelikli görevin bu faşist yükselişi durdurmak ve topluma gelecek vaat edemeyen kapitalizme karşı sosyalizmi yeniden bir alternatif haline getirmek olduğunu söyledi.
Göçer “Krizini çözemeyen, geniş halk kitlelerine bir gelecek vaat edemeyen ve bu yüzden meşruiyetini yitirmekte olan Sermaye sınıfları sadece Türkiye’de değil, bütün coğrafyalarda faşizmi bir kez daha dünyanın başına bela etmek istiyor. Bu karanlık tabloya, faşist ilerleyişe karşı tek seçeneğimiz “FAŞİZME GEÇİT YOK, NO PASARAN!” şiarını tüm dünyada yükseltmektir!” şeklinde konuştu.
Karabaş: Faşizmi durdurmanın yolu en geniş antifaşist mücadele cephesinde ısrardır

SYKP MYK adına şölene katılıp bir konuşma yapan MYK üyesi Suzan Karabaş Türkiye’de AKP-MHP eliyle gerçekleştirilmek istenen faşizmi kurumsallaştırma ve derinleştirme sürecinin tam hız devam ettiğine dikkat çekerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın verdiği barış ve demokratik çözüm mesajının faşizmi geriletmek için önemli bir fırsat kapısı araladığını belirtti.
Karabaş konuşmasında Türkiye’nin bir krizler kavşağına döndüğünü vurgulayarak Türkiye toplumunun ekonomik, ekolojik, kültürel, toplumsal, siyasal bir yıkım ve çürümeyle yüz yüze olduğuna dikkat çekti. Karabaş “22 Yıllık Erdoğan iktidarı, devraldığı çarpık kapitalizmi, İslam’ı ve milliyetçiliği de kullanarak faşizmin hüküm sürdüğü bir rejime çevirmeye uğraşıyor. Kimsenin itiraz edemediği, hakkını arayamadığı, örgütlenemediği, muhalefet edemediği dikensiz bir gül bahçesi istiyor kendisi ve sermaye için.” dedi.
Emekçi kitlelerin, köylülerin ve küçük esnafın derin bir yoksullukla karşı karşıya olduğunu belirten Karabaş, Türkiye nüfusunun yüzde 80’ninin yoksulluk sınırının altında yaşadığına ve çalışabilir durumda olan 66 milyon kişinin sadece 22,4 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer bulabildiğine dikkat çekti. Karabaş sözlerini “Bu rakamlar kadınlar için daha da vahim durumda elbette. Her 5 kadından yalnızca 1’i kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda! Geniş tanımlı genç kadın işsizliği yüzde 46,7’ye ulaştı! Yani her iki genç kadından biri işsiz!” şeklinde sürdürdü.
Öcalan’ın çağrısının siyasi iktidarın elindeki en önemli operasyon ve dezenformasyon kozunu boşa düşürdüğüne dikkat çeken Karabaş, “Cumhur İttifakı’nın bugüne kadarki pratiği bu köklü̈ sorunu ele alma biçimi ve son süreçte gerçekleştirdiği faşist saldırılar sorunun demokratik çözümünü sağlayacak bir zihniyette olmadıklarını açıkça gösterse de, Öcalan’ın barış ve demokratik çözüm çağrısına olumlu bir karşılık vermeleri için kuşatılmalı, adım atmaya zorlanmalıdır.” şeklinde devam etti.
“ABD’den Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya bütün dünya siyasal ve doğal yaşam büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Sermaye sadece Türkiye’de değil tüm dünyada faşizmi göreve çağırıyor.” diyerek küresel düzeydeki faşist yükselişe dikkat çeken Karabaş, “Küresel ısınmayı hiçe sayan, kadınların, işçilerin kazanımlarını gasp etmeye çalışan, gençlerin geleceğini karartan, LGBTİ+ların hayatını kabusa çeviren, teknolojideki gelişmeleri kullanarak sömürüyü katmerli hala getirmeye çalışan, buna karşı çıkacakları ise otoriter, totaliter, faşist rejimlerle kontrol etmeye çalışan kapitalist ve patriyarkal uygarlığa karşı başka bir alternatifi geliştirme zorunluluğuyla karşı karşıyayız.” dedi.
SYKP MYK Üyesi Suzan Karabaş sözlerini “Faşizme karşı en geniş antifaşist mücadele hareketini, kapitalizme karşı ezilenlerin tarihsel ittifakı olan üçüncü cepheyi, sosyalizme yürüyüşü ilerletebilmek için yenilenmeci, Marxist, birleşik bir devrimci özneyi yaratma mücadelemizi var gücümüzle sürdüreceğiz.” diyerek sonlandırdı.
Tanhan: Sayın Öcalan daha büyük kazanmak için yeni bir başlangıç yaptı
DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan Sayın Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yönelik silah bırakma ve kendini feshederek siyasi mücadeleye ağırlık vermelerini isteyen çağrısının yeni bir sürecin başlatıcısı olduğunu söyleyen Tanhan, bu çağrının sadece bir başlangıç olduğunu, bu sürecin daha aşama aşama geliştirileceğin, ilerletileceğini ve yaratılacak yeni siyasi seçeneğin çok daha kapsamlı ve güçlü bir seçenek olacağını belirtti.
Tanhan konuşmasında Öcalan’ın yaptığı bu çağrının kimilerinde bir kırılma, moral bozukluğu yarattığını gördüklerini belirterek, süreç geliştikçe bu çağrının sonuçlarının görüleceğini ve daha iyi anlaşılacağını vurguladı.
Öcalan’ın çağrısının pasif bir silah bırakma ve kendini feshetme şeklinde olmadığına dikkat çeken Tanhan, bu çağrının ülkesel, bölgesel ve küresel düzeyde çok daha kapsamlı bir siyasi hamleyi başlatmanın ilk adımı olduğunu belirtti.
Bu süreçte siyasi iktidarın da kimi adımlar atmak zorunda kaldığını da söyleyen Tanhan, hamlenin başarıya ulaşmasının hükumete bırakılamayacağını, tüm barış ve demokrasi güçlerinin bu çağrıyı sahiplenmesinin, geliştirmek için ortak bir çaba içerisine girmesinin önemini vurguladı.
Tanhan ayrıca Sayın Öcalan’ın mesajına ek olarak belirttiği bu sürecin gelişmesi için siyasal iktidarın ve devletin üzerine düşeni yapması gerektiği vurgusunun çok kritik olduğuna dikkat çekerek, şimdi adım atma sırasının hükumette olduğunu işaret etti.
Suavi, Azad Karahan, Daf Connection, Tango Show
SYKP İsviçre şöleni konuşmaların yanı sıra sanatsal ve kültürel açıdan da zengin bir içerikle gerçekleşti. Azad Karahan ve arkadaşları, Daf Connection Türkçe, Kürtçe ve Zazaca eserlerle katılımcılara coşkulu anlar yaşatırken, Suavi performansıyla adeta tüm salonu büyüledi. Claire ve Cihan ikilisinin tango showu izleyicilere renkli anlar yaşatırken sanatçıların müzikal performansı şölen boyu devam etti.
Duayen sanatçı Suavi’ni ülkenin ve dünyanın siyasal gündemiyle buluşturarak sahnelediği şarkılar, türküler, marşlar ve çıplak sesle sergilediği performans adeta tüm salonu büyüledi. Yakın zamanda siyasal iktidarın da hedef haline getirdiği sosyalist sanatçı Suavi’nin dinleyicilerle kurduğu etkileşim salondaki atmosferi en üst seviyeye çıkardı.
Barış, demokrasi ve birlikte mücadele çağrısının büyütüldüğü şölen, kadınlara yönelik 8 Mart’ta alanlarda buluşma çağrısıyla son buldu.
(Gaste Avrupa)