SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya: “Saldırı dalgasına karşı, faşist diktatörlüğün inşasının tamamlanmasına karşı açık, demokratik, meşru, militan mücadeleyi hayata geçirecek anti-faşist bir demokrasi cephesini oluşturmak en acil görevimizdir. Bu, ekmek ve su kadar önemli.”
Röportaj: SiyasiHaber
HDP bileşeni örgütlerin başkan ve sözcüleriyle birlikte 9 Şubat’ta gözaltına alınan ve bu sabah adli denetim şartıyla serbest bırakılan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya ile gözaltı-tutuklama operasyonlarını ve mevcut siyasal koşullarda yapılması gerekenleri konuştuk.
HDP-HDK ve bileşenlerine yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonları dalgasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son dönemlerde HDP ve HDK bileşenlerine yönelik operasyonların en temel amaçlarından birisi, HDP’nin geçtiğimiz günlerden yapılan kongresini zayıflatmaya ve silikleştirmeye çalışmaktır. Burada da önemli amaç, kitlelerin sokaklara çıkmasını, birlikte güçlü biçimde durmasını engellemektir. HDP bileşenlerinin başkan ve sözcülerinin hepsinin birden gözaltına alınması da buna yöneliktir. Diğer bir amaç ise, Kürt halk hareketiyle birlikte davranan sosyalistlerin bu dayanışma ve birlikteliklerinden koparılmak istenmesidir. Özetle, kelime kelime söylersek, 1) sokağın sessizleştirilmesine dönük bir hareket, 2) HDP kongresine dönük bir tutum, 3) Kürtlerle yan yana duranların duruşlarını dağıtmaya yönelik bir harekettir bu operasyon dalgası.
Aynı zamanda bu dalga içinde partiniz SYKP’ye yönelik operasyonların da arttığını görüyoruz. Bunu nasıl görüyorsunuz?
SYKP yönetici ve üyelerine yönelik gözaltı ve tutuklamalardaki artışın nedeni, yukarıda söylediğimiz genel amaçların yanı sıra, SYKP’nin özgün tutum ve davranışıdır. Açık alanda meşru ve demokratik direniş çizgisiyle SYKP ayrıksı bir tutum ve davranış içindedir. Bize yönelik operasyonların artması, bunun susturulmasına ve örgütlü yapımızın zafiyete uğratılmasına yöneliktir. Eş başkanlar, MYK üyelerimiz gözaltına alınıyor veya evleri basılıyor. İl eş başkanlarımız, onlarca üyemiz aynı şekilde gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Bu uygulamaları, SYKP’nin artan görünürlüğünü silikleştirmeye, geriletmeye dönük olarak değerlendirmek gerekir.
Bugünkü ortamda temel politik görevler nelerdir?
SYKP’nin II. Büyük Kongre’sinde faşizmin inşasına giden süreci ayrıntılı biçimde tahlil etmiştik. Bugün yaşadıklarımız, tespit ve tahlillerimizi doğruluyor. Siyasi iktidarı elinde tutanların, faşizmin inşasını tamamlamak üzere sokağın tam kontrolünü ellerine geçiremedikleri görülüyor. İşte en son örnek, HDP Kongresi’nin 32 bin kişinin katılımıyla büyük bir coşkuyla gerçekleştirilmesidir. Ben ne yazık ki orada olamadım, içerde olduğum için… 32 bin kişinin bütün operasyonlara, bütün engellemelere rağmen ülkenin dört bir yanından gelip kongreye katılmış olması, kitlelerin bulduğu en küçük yarıktan girip tepkisini ifade ettiğini gösteriyor.
SYKP’nin de içinde olduğu sosyalistlerin, demokratların, HDP bileşenlerinin yapması gereken, bu sokağa akma hareketini dikkate alarak kendisini konumlandırması, açık alanda meşru, demokratik ve militan mücadelenin yükseltilmesi, ama bu işin birlikte yapılmasıdır. Eğer bunu gerçekleştiremezsek AKP ve müttefikleri, işte şimdi Afrin’de savaş oluyor, yarın başka bir yerde, belki ilerde içerde, iç savaşa yönelebilir.
Zaman geçirmemek gerekiyor. Geciktiğimiz her saat aleyhimize işliyor. Bu saldırı politikaları herkesi, bütün muhalifleri vuracak ve saldırı dalgası daha da yoğun olacak. AKP’ye, mevcut iktidara ne diyorsun? Ortadoğu’daki savaş politikalarına, emperyal davranışlarına ne diyorsun? Ülkedeki ekonomik gidişe ne diyorsun? Bu sorulara açık ve net cevap verenlere saldırılar daha yoğun olacak diye düşünüyorum.
Buna karşı, faşist diktatörlüğün inşasının tamamlanmasına karşı açık, demokratik, meşru, militan mücadeleyi hayata geçirecek anti-faşist bir demokrasi cephesini oluşturmak en acil görevimizdir. Bu, ekmek ve su kadar önemli.