Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Kadınlar, Diyanet’in miras hutbesine karşı sokakta: “Eşit hakkımızı tartıştırtmayız”

    20 Ağustos 2025

    Suruç Aileleri: Katliamla yüzleşmeden bu ülke nefes alamaz

    20 Ağustos 2025

    Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetimi, DEM Parti’nin miting afişlerini toplattı

    20 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

      17 Ağustos 2025

      Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

      16 Ağustos 2025

      Yangını büyütelim!

      15 Ağustos 2025

      Kadınlara “lütuf” gibi sunulan hak: Yarım zamanlı çalışma tuzağı

      15 Ağustos 2025

      Kürt sorunu, Lozan’ın mirası ve TKP’nin şovenizmi

      14 Ağustos 2025
    • Seçtiklerimiz

      Türk – Arap ittifakı?

      18 Ağustos 2025

      Tek istatistikte soykırım gerçeği

      18 Ağustos 2025

      Paris Komünü’nden Aydın’a uzanan bir ders

      15 Ağustos 2025

      ‘Gizli’ toplantının açık mesajı

      14 Ağustos 2025

      6,5 milyonu bekleyen tehlike! Kamu emekçileri toplu pazarlığı

      12 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » SYKP 4. Olağan Kongresi tamamlandı: Faşizmi Birlikte Yıkacak, Yeniyi Birlikte Kuracağız!

    SYKP 4. Olağan Kongresi tamamlandı: Faşizmi Birlikte Yıkacak, Yeniyi Birlikte Kuracağız!

    Siyasi Haber8 Ağustos 2021
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    ‘Birlikte Bu Ablukayı Dağıtacak, Yeni Bir Dünya Kuracağız’ şiarıyla toplanan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin 4. Olağan Kongresi tamamlandı. Kongrede halihazırdaki Eş Genel Başkanlar Canan Yüce ve Cavit Uğur yeniden seçildi.

    Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin(SYKP) Ankara TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Yurdu’nda “Bu Ablukayı Dağıtacak, #Birlikte Yeni Bir Dünya Kuracağız” şiarıyla düzenlediği 4. Olağan Kongre/Konferansı başarıyla tamamlandı. 

     

    Kongrede partinin öncelikli hedefi, “Faşist kurumsallaşma karşı en geniş anti-faşist ittifak zeminini kurmak için çabalamakla birlikte ve felaketten başka bir şey üretemez hale gelen küresel kapitalizme karşı sosyalist seçeneği yeniden güçlendirmek” olarak belirlendi. 

     

    Gelecek dönem için seçilen Parti Meclisi, “En geniş antifaşist cepheyi geliştirmek, sermayenin iki kutbunun dışında ezilenlerin ve emekçilerin tarihsel demokratik ittifakını sağlamak, antikapitalist mücadeleyi sosyalizme doğru yönlendirecek koordinasyonu kurmak ve yeniden sosyalizm iddiasını aktüalize etmek” ile görevlendirildi.

     

    Kongrede halihazırdaki Eş Genel Başkanlar Canan Yüce ve Cavit Uğur yeni dönem için de oy birliğiyle yeniden seçilirken, Parti Meclisi’nin yaklaşık yüzde altmışı yenilendi, yüzde 50 kadın kotası tamamlanarak PM’de önemli oranda gençleşme gerçekleşti.

    Karar tasarıları ve konu başlıkları Anti-faşist mücadele ve ittifak siyaseti, Kürt Sorunu, HDP-HDK, ekoloji, iklim krizi, sınıf siyaseti, hayvan özgürlüğü, Ortadoğu, enternasyonalizm, LGBTİ+, çocuk hakları, göçmenlik, kadınlar ve 4. Sanayi Devrimi şeklinde oldu. 

    Kongreye katılan HDK Eş Genel Sözcüsü Esengül Demir, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, Devrimci 78’liler Derneği’nden Ahmet Telli, Devrimci Parti Başkanı Elif Torun ve KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan, Halkevleri adına Serdar Kibar, EHP Sözcüsü Özge Akman, Sol Parti adına İlknur Başer, 17+ Alevi Kadınlar adına Gülfer Akkaya, TİP adına Erkan Yıldız, TÖP adına Perihan Koca ve KKP adına Ali Gökkaya birer konuşma yaparak SYKP’yi selamladı.

    Kongrede öne çıkan kimi başlıklar şöyle:

     

    “Acil görevimiz rejiminin tasfiyesidir“

    Mevcut rejim ve iktidar bloğu 2023’ü ya faşizmi kurumsallaştırma ve derinleştirme yeni rejimi tüm yönleri ile oturtma yönünde bir ilerleyiş hamlesiyle aşacaktır ya da bu rejim tasfiye edilecektir. İkilem bu keskinliktedir. Dolayısıyla 2023’e doğru giderken bu rejimin tasfiyesi için politik ve örgütsel seferberliğe,  yeni bir politik güçler dizilişine, politik güçler dengesini buna uygun olarak değiştirmeye ihtiyaç vardır. Bizlerin ve bütün toplumsal muhalefetin buna uygun olarak konumlanması gerekir.

     

    2023 sadece seçim değildir

    Bu bağlamda önümüzdeki 2023 seçimleri ister süresinde ister erken yapılmış olsun kritik bir eşik olarak karşımızda durmaktadır.  Yukarıda rejimin geleceği ile ilgili olarak ifade ettiğimiz iyimser ve kötümser yaklaşımlar bir düzeye indirgenerek seçimler bağlamında da kendisini yeniden üretmektedir. Bir yanda “koysunlar sandığı gönderelim bunları” söylemiyle sürekli ve sadece sandığı işaret eden kolaycı bir yaklaşım. Diğer yanda ise yine arkamızdaki seçim ve referandum deneyimine yaslanarak “gitmezler” yaklaşımıdır. Aslında bir yandan koşullar onları gitmeye zorlarken diğer yandan onlar iktidarda kalmaya mahkûm ve mecburdurlar yaklaşımıdır.

     

    2023 seçimlerine doğru yaklaşım ise bu seçimin dar manada bir parlamenter seçim olmadığı gerçeğinin şimdiden bilinmesi ve bütün hazırlıkların buna göre yapılmasıdır. Seçimlerin ancak, sandıklar konulmadan önce politik iklimi başkalaştırarak, güç dengelerini değiştirerek, rejimden kurtuluş motivasyonunu yükselterek, bütün bunları örgütlü bir halk seferberliği ile destekleyerek ve seçim güvenliğini olabildiğince garantiye alarak kazanılabileceğini şimdiden görmek lazım. Bunlar yapılmaksızın “sandıkta görüşürüz” demek bir anlam ifade etmeyecektir.

    Üçüncü yol ve Demokrasi İttifakı

    İçinde yer aldığımız Halkların Demokrasi Partisi öteden beri bir üçüncü yol stratejisi izleye geldi. Bu üçüncü yol stratejisinin kimi başarılarına, yeni rejimin kuruluşunu sekteye uğratmasına, duraksatmasına arkada bıraktığımız birkaç eşikte tanık olduk. Bu strateji 2015 seçim kampanyasında “Seni başkan yaptırmayacağız” mottosuyla başlayarak hayata geçirildi.

     

    Bu stratejik yaklaşım yerli yerinde durmaktadır. Üçüncü yol etrafındaki kimi tartışmaları hesaba katarak burada bir kez daha kendi üçüncü yol tanımımızı vermek isteriz. Üçüncü yol ezilenlerin tarihsel ittifakıdır. Ezilenlerin düzen içi kutuplaşmalarının ve seçeneklerin dışında ve ötesinde konumlanışıdır. Üçüncü yol demokratik bir cumhuriyetin kurucu öğelerinin, güçlerinin açığa çıkarılması yan yana getirilmesi, buluşturulması ve bir politik seçenek, bir güç odağı olarak gittikçe daha fazla görünür ve etkin kılınmasıdır.

     

    HDP’yi Savunmak

    Bileşeni olduğumuz HDP 2015 seçimlerinden bu yana, çöktürme harekat planından ve çözüm sürecinin rafa kaldırılmasından beri ardı arkası kesilmez bir saldırı altındadır. Bu saldırıların bir dökümünü çıkartmak gereksiz, hepimiz birebir yaşıyoruz ve birebir bunların tanığıyız, içerisindeyiz. Bu kesintisiz saldırı şimdi gelmiş, Kobane davası ve kapatma davası ile HDP ‘yi kalıcı olarak tasfiye etme ve denklemden çıkarma aşamasına dayanmış bulunmaktadır. Gayet iyi biliyoruz ki faşizm karşısındaki bütün direnç odaklarını ezmeden, sindirmeden, elimine etmeden kendi zaferini ilan edemez. HDP‘ ye yönelik dizginsiz saldırının başka pek çok nedeni bulunmakla beraber ana nedenin bu olduğunu, yani faşizm karşısındaki en önemli direnç odağının ortadan kaldırılması suretiyle diğer muhalif odakların sıraya alındığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla bugün HDP ‘yi savunmak aynı zamanda faşizme karşı mücadelede kilit aktörü savunmak demektir. HDP ‘yi savunmak faşizmin ilerleyişi ve kurumsallaşması sürecine  çomak sokmak demektir. HDP ‘yi savunmak demokrasi mücadelesinde ikirciksiz tavra sahip olmak demektir.

     

    “Eşitlik ve özgürlüğümüz için feminist mücadele şart!“

    Bugün kadın hareketine/feminist harekete ve kadınlara yönelen saldırılar, İstanbul Sözleşmesini bir gece yarısı iptali ve 6284 sayılı yasaya yönelen sistematik saldırılarla devam etmekte. Bu saldırılara karşı direniş aynı zamanda, İktidarın “aileyi sağlamlaştırma ve ıslah etme” temel politikalarına karşı kadınların eşitliği için büyütülen bir mücadeledir. Fakat bu mücadelenin aynı zamanda faşizmin kurumsallaşma çabalarından ve faşizmin kadın düşmanlığıyla kurduğu güçlü bağdan azade olmadığı da unutulmamalıdır.

     

    Patriarkal kapitalizme karşı mücadelede erkeklerden, sermayeden, devletten bağımsız feminist bir perspektife sıkı sıkıya sahip çıkmanın önemi hala kuvvetini ve geçerliliğini koruyor.

    Yalnız bölgemiz noktasında değil tüm dünyada kadın mücadelesinin, pek çok direniş ve isyanda da göründüğü üzere, enternasyonal anlamda da büyük bir direniş odağı olduğu ve olmayı sürdüreceği bir siyasal atmosferden geçmekteyiz. Bu anlamda geçtiğimiz iki yıl içinde Arjantin, İspanya, Polonya, İsviçre, İtalya, Hindistan, Meksika, Fransa, Şili ve pek çok ülkede kadınlar yeni sermaye birikimine ve neoliberal politikalarla kadınlara biçilen rollere karşı, kadın grevlerine gittiler. Bütün bu grevlerin yanı sıra Lastesis ve Me Too hareketi gibi eylemlerin dünya kadınlarının aynı saatlerdeki çığlığı ile birbirine güç verişi de kadın mücadelesinin enternasyonal anlamda bir direni odağı haline gelmesini yeniden göstermektedir ve artık küresel gündem yaratma ve eş zamanlı eylem örgütleme biçimleri, dünyadaki yeni sermaye birikimine ve gericiliğe karşı yeni tipte örgütlenmelerle dayanışma ihtimallerini de büyütmektedir. Enternasyonal anlamda kadın mücadelesinin bu yeni örgütlenme biçimleri, coğrafyamızdaki kadın hareketine de bu ivme ihtimalinin bir parçası olmak sorumluğu yüklemektedir.

     

    Yeni bir Dünya Tarihsel Konjonktürü

    Oluşmakta olan yeni dünya tarihsel konjonktürünün en belirgin ve karakteristik  özelliği kapitalizmin ve sermaye çağının eş zamanlı olarak hareketlenmesi ve şiddetlenmesi, aynı şekilde çoklu kriz dinamiklerinin birbiri içerisinde işleyecek , birbirini besleyecek, birbirini tetikleyecek şekilde bir dinamizm kazanmasıdır. Böyle bir ortam içerisinde kelebek etkileri dediğimiz küçük gelişmelerin beklenmedik bir şekilde yeni gelişmelere ve tetiklenmelere yol açarak kriz ortamını başkalaştırması ve ağırlaştırması olasılıklar dahilindedir.

     

    Bu son derece kaotik bir gelişme evresidir. Kriz sözcüğünün yetmediği bir evredir. Bunu aynı zamanda bir uygarlık krizi olarak adlandırmak mümkündür. İnsanlığın karşısına yeni, sert ikilemlerin dikildiği bir evre olarak dahi adlandırmak mümkündür. İnsanlık var kalacaksa, biosfer var kalacaksa şimdi oluşmuş bu üretici güçler tabanı bu toplumsal ilişkiler içerisinde doğrusal olarak devam edemeyeceği, sadece mülkiyet ilişkilerini dönüştürerek kendi geleceğini kuramayacağı, yeni bir uygarlık projeksiyonuna ihtiyacımız olduğu aşikardır.

     

    Bir İvmelendirici olarak Covid-19 Pandemisi

    Covid-19 iktisadi krizi şiddetlendirmek ve ivmelendirmekle kalmadı aynı zamanda sermayenin kimi yönelişlerini hızlandırdı ve bunlar üzerinde bir tür çarpan etkisi yaptı. Covid-19 sermayenin yeni birikim rejimine geçme yönündeki adımlarını, yönelişlerini, girişimlerini birden bire hızlandırdı. Covid-19 sermayenin yeni bir emek rejimi arayışlarına ve yönelişlerine görünüşte zorunluluklardan kaynaklanan bir ortamda yeni imkanlar sağladı. Sermaye bu yönde de yeni adımlar atmaya başladı. Covid-19 zaten evveliyatı olan biyopolitik tahakküm, biyopolitik egemenlik yani insan yaşamının toplumsal yaşamın ve doğanın bütün unsurlarının sermaye çevrimlerine içerilmesi, dahil edilmesi, sermaye ihtiyaçları uyarınca yönlendirilmesi ve yeniden üretilmesi doğrultusunda yeni bir kamçı görevi gördü. Covid-19 aynı zamanda küresel rekabeti şiddetlendirdi. Küresel rekabet bakımından da yeni bir tetikleyici işlev gördü.

     

    Bazıları sınırlı, kıtasal ve bölgesel kalmış ve en genel haline Covid-19‘da ulaşmış pandemilerin yeni varyantlarını dikkate aldığımızda, Covid-19 pandemisi bitse dahi, bu süreç bir parantez, gel geç bir olay, sona erdiğinde hayatın eski halinin iade edileceği, her şey nasılsa öyle devam edeceği bir gelişme değildir. Tam tersine, hem yeni pandemiler olasılık dahilinde hem de Covid-19 pandemisi kapitalist dünya sisteminin işleyişi ve geleceği üzerinde nispeten kalıcı etkilerde bulunduğu ya da bulunacağı için de bu bir parantez değil.

     

    “Doğa alarm çalıyor!”

    Ekoloji kriz dünyayı ve tüm insanlığı ayrımsız tehdit etmektedir. Amazonlar’da, Ege’de, Akdeniz’de , Kürdistan’da yanan ormanlar; kurutulan dereler, kurulan HES’er, RES’ler, nükleer santraller, maden şirketlerine peşkeş çekilen alanlar… Kanal İstanbul Projesi…

    Bugün gezegenimizin en akut, en yakıcı, insanlığın, biyosferin geleceğini çok yakından ilgilendiren, ivedi çözüm bekleyen en önemli meselesi iklim krizidir.

    Sermayenin bitmez tükenmez kar hırsı ve sonsuz büyüme, üretim ve bu üretimi besleyecek sınırsız enerji açlığının sonucu olarak yaşam hızla geri dönülemez sınıra doğru yaklaşmaktadır. İklim krizi, artan kuraklık, eriyen buzullar ve burada ifade edemediğim nice gelişme dünyayı yaşanmaz bir gezegen olmaya götürüyor.

     

    Bu gidişata hep birlikte dur demek zorundayız. Bu anlamda Türkiye’de çoğu yerde kadınların öncülük ettiği yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesi çok önemli. Doğanın talanına karşı Türkiye’deki dünyadaki ekoloji mücadelesini selamlıyorum. Doğa talanına karşı durmadan yeni bir dünyayı kuramayız.

     

    “LGBTİ+ örgütlenmesini güçlendirelim“

    2015 yılından bu yana LGBTİ+’ların yaşam alanları, LGBTİ+ dernek ya da oluşumlarının örgütlenme ve faaliyet alanlarını daraltılmış, 15 Temmuz sonra ilân edilen OHAL ile birlikte filli yasakların giderek genişletilmiş ve OHAL kalkmasına rağmen LGBTİ+ örgütlenmelerine ve LGBTİ+’ların kamusal etkinliklerine yönelik yasaklar kaldırılmamıştır. Covid-19 Pandemisi ise, Diyanet İşleri Başkanı’nın söylemlerinde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul yöneticilerine ve ailelere gönderdiği mesajlarda yahut Ticaret Bakanlığı’nın gökkuşağı logolu ürünlerin satılmasını yasaklanması örneklerde olduğu gibi LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminin hız kazandığı ve kurumsal olarak daha açıkça ifade edildiği bir süreç olmuştur. Son olarak Türkiye’nin LGBTİ+’ları hukuksal olarak tanıyan ve koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden, tam da eşcinseller tarafından istismar edildiği gerekçesine sığınarak çekilmesi, LGBTİ+’lara yönelik düşmanlık politikalarında daha üst bir aşamaya geçildiğinin göstergesidir.

    Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi olarak; Saray-AKP-MHP rejiminde LGBTİ+ların düşmanlaştırılmasını ve kurumsallaşmaya çalışan faşizmi, hem küresel dinamiklerle hem de Türk Sağı’nın özgüllüklükleriyle birlikte ele alarak değerlendirmek ve buradan hareketle mücadele stratejileri geliştirmek, önümüzdeki en önemli görevlerden biri olarak durmaktadır.

     

    “Göçmenlere yönelik ırkçılığa karşı ödünsüz mücadele”

    SYKP, tüm göçmen işçi ve mültecilerin kendi uygun gördükleri ülkelere erişebilme hakkını, gittikleri yerde insanca ve onurluca yaşama, çalışma, eğitim ve sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma, kültürlerini yaşayıp yaşatma, siyasal yaşama katılma olanaklarının sağlanmasını savunur; bu uğurda mücadele etmeyi temel görevlerinden sayar. Irkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı ödünsüzce savaşır.

    SYKP, yurtdışındaki Türkiyeli göçmen işçi ve mültecilerin bulundukları ülkelerde tüm demokratik ve politik haklarıyla serbestçe yaşamaları için mücadele eder; göçmenlerin örgütlenmelerini ve mücadelelerini destekler. Her şeyden önce göçmen işçi ve mültecilerin kendi yurtlarında özgürce yaşayabilmelerinin koşullarını yaratmak için çalışır; dileyenlerin ülkelerine dönebilmeleri için gerekli önlemlerin alınması için çaba gösterir. SYKP tüm sınırların kalktığı bir dünya için mücadele eder.

    Yeni dönem için görev dağılımı yapıldı

    Önceki dönemde Parti Meclisimiz ve MYK’mızda görev alan tüm üyelerimize teşekkür ederiz. Önümüzdeki süreç için oy birliğiyle görevlendirdiğimiz üyelerimiz ise şöyle:

    Eş Genel Başkanlar:

    Canan Yüce

    Cavit Uğur

    Parti Meclisi Üyeleri:

    Asya Erdal

    Aysel Polat

    Ayşe Eylem Uluçay

    Ayşegül Yavuz

    Betül Aksu

    Busenur Karayiğit

    Büşra Özçelik

    Cansel Aslan

    Ecem Güler

    Esra Üşüdür

    Fatma Osmanağaoğlu

    Gürşenay Dalveren

    Hilal Bakı

    İlkay Kara

    Kardelen Taş

    Kudret (Ezgi) Çetinkaya

    Kübra Beyza Sungur

    Melis Yılmaz

    Meryem Güneş

    Nüve Gönültaş

    Rahşan Çelik

    Sümeyye Köse

    Şeydanur Yazıcı

    Tuğçe Kızıldemir

    Abdullah Erdal Karahalı

    Ali Emre Ecer

    Ali Genç

    Caner Kayhan 

    Çetin Ak

    Çetin Karakaya

    Ekim Veyisoğlu

    Fethi İhsan Yıldırım

    Feyaz Çanak

    İbrahim Halit Elçi

    İbrahim Mergen

    İlhan Cüre

    Mehmet Sait Demir

    Murat Aksoy

    Mustafa Pekdoğru

    Resul Çatar

    Roni Ditın Gören

    Talat Oruç

    Taylan Sönmez

    Ulaş Bedri Çelik

    Yaşar Çalışkan

    Zafer Şahin Taşkın

    Parti Meclisi Yedek Üyeleri:

    Esengül Beşli

    Seda Yüce

    Ferhat Ergen

    Hejar Al

    Kenan Temir

    Mert Aslanyürek

    Orhan Atay

    Murat Yeni

    Kaan Şen

    Birol Tutuş

    Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri:

    Naciye Zidani Sezen

    Dilber Koçak

    Gizem Güzel

    Süreyya Yıldız

    Hasan Özgür

    İzzet Koldan

    Mehmet Yücel

    Merkez Disiplin Kurulu Yedek Üyeleri:

    Özlem Bayat

    Pelin Şahin

    Fırat Kalyon

    Hasan Akın

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, komisyon davetine yanıt verdi

    19 Ağustos 2025

    Aydın’da CHP mitingi: “Özlem istifa” sloganları yankılandı

    19 Ağustos 2025

    CHP’li başkandan Çerçioğlu’na sert tepki: “Minareyi çalan kılıfını hazırlar”

    17 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Furkan Ege

    Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

    Özlem Tolu

    Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

    Tuncay Yılmaz

    Yangını büyütelim!

    Siyasi Haber

    Kadınlara “lütuf” gibi sunulan hak: Yarım zamanlı çalışma tuzağı

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Alp Altınörs

    Türk – Arap ittifakı?

    Akdoğan Özkan

    Tek istatistikte soykırım gerçeği

    Sevda Çetinkaya

    Paris Komünü’nden Aydın’a uzanan bir ders

    Ertuğrul Kürkçü

    ‘Gizli’ toplantının açık mesajı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emekçi iş bıraktı: PTT’ler boş kaldı

    18 Ağustos 2025

    Kamu Emekçileri Türkiye’nin dört bir yanında iş bıraktı: “Kapı kulu değil, emekçiyiz!”

    18 Ağustos 2025

    Kamu emekçileri 18 Ağustos’ta alanlarda: PTT’den iş bırakma eylemi öncesi gözdağı

    17 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.