Lazikiye, Tartus, Banias ve Tarsus başta olmak üzere birçok kentte gerçekleşen eylemlerde HTŞ ve bağlantılı silahlı grupların saldırıları protesto edilirken, federasyon ve uluslararası koruma talepleri öne çıktı. Gösterilere Şam yönetimine bağlı silahlı grupların müdahale ettiği bildirildi.
“Bu yaşananlar sistematik bir soykırım savaşıdır”
Suriye ve Diaspora’daki Yüksek Alevi İslam Konseyi Başkanı Şeyh Gazal Gazal, Humus’taki saldırının ardından yaptığı açıklamada bugün için kitlesel ve barışçıl eylem çağrısında bulunmuştu. Gazal, yaşananları “geçici bir kaos” olarak değil, Alevilere karşı yürütülen planlı bir imha savaşı olarak tanımladı.

Gazal açıklamasında, “İbadethanelerde öldürülüyoruz, evlerimizde boğazlanıyoruz, geçim kaynaklarımızda suikasta uğruyoruz. Tek suçumuz çocuklarımızı korumaya çalışmak. Bu kadar terör ve kan karşısında diz çökmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Alevi toplumunun korkuyla susmayacağını vurgulayan Gazal, bu mücadelenin varoluşsal bir nitelik taşıdığını belirtti.
Kıyı kentlerinde kitlesel protestolar
Şeyh Gazal Gazal’ın çağrısının ardından Lazikiye ve Tarsus başta olmak üzere Suriye’nin birçok kıyı kentinde binlerce kişi sokaklara çıktı. Protestolarda “Alevi, Sünni, Hristiyan, Dürzi, Kürt hepimiz kardeşiz” yazılı dövizler taşındı. Eylemlerde mezhepçi saldırılara karşı birlikte yaşam vurgusu öne çıktı.
Eylemciler, saldırıların durdurulmasını, Alevi yerleşimlerinin korunmasını ve Suriye’de federal, ademi merkeziyetçi bir siyasal sistemin kurulmasını talep etti.
Gösterilere silahlı müdahale
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığı bilgilere göre protestolar öncesinde Şam yönetimine bağlı silahlı gruplar kıyı kentlerinde yoğun biçimde konuşlandırıldı. Birçok ana yolun kapatıldığı, bölgeye sevk edilen silahlı güçlerin maske taktığı bildirildi.
Gösterilerin başlamasıyla birlikte Lazikiye, Banias ve Tartus’ta silahlı grupların eylemcilere saldırdığı, çok sayıda kişinin yaralandığı görüntüler sosyal medyaya yansıdı. Yerel kaynaklar, gözaltıların da yaşandığını aktarıyor.
Humus saldırısı ve HTŞ bağlantısı
27 Aralık’ta Humus’un Vadi el Dahab mahallesinde bulunan İmam Ali Bin Abi Talib Camii’nde meydana gelen bombalı saldırıda 8 kişi hayatını kaybetmiş, 18 kişi yaralanmıştı. Saldırının sorumluluğunu, HTŞ içinden çıkan Ensar’ul Sunne adlı örgüt üstlendi.
Saldırı, Suriye’deki Alevi toplumu başta olmak üzere uluslararası kamuoyunda da büyük tepkiyle karşılandı. Yüksek Alevi İslam Konseyi, saldırıdan doğrudan Suriye geçici hükümetini sorumlu tutarak sert bir kınama yayımladı.
Uluslararası topluma çağrı
Konsey tarafından yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kurumlara acil müdahale çağrısı yapıldı. Açıklamada, Suriye kıyı bölgelerinin uluslararası koruma altına alınması, federalizm ve ademi merkeziyetçilik temelinde yeni bir siyasal sistemin kurulması ve tüm halklar için güvenliğin sağlanması talep edildi.
Alevi kurumları, saldırıların durdurulmaması halinde bölgedeki mezhepsel çatışma riskinin daha da derinleşeceği uyarısında bulunuyor.
