Gazetecilik faaliyeti yürüttüğü dönemde hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla dava açılan Siirt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş’ın yargılandığı davanın 7’inci ve karar duruşması görüldü.
Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Eşbaşkan Sofya Alağaş katılmazken, avukatları Resul Temur ve Pirozhan Kareli Güler hazır bulundu.
Duruşmaya ayrıca DEM Parti milletvekilleri, Siirt Belediye Meclisi üyeleri, DEM Parti ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Siirt il ve ilçe örgütleri, Almanya Büyükelçiliği’nden katılımcılar, Siirt Baro Başkanı Muhammed Alptekin, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) üyeleri izleyici olarak katıldı.
Duruşmada, Sofya Alağaş’ın avukatı Resul Temur, iddia makamının mütalaasına katılmadıklarını belirterek esas hakkındaki savunmasını yaptı. Ardından dosyada politik bir müdahalenin olduğunu dile getirdi. “Dosyada politik müdahale var ve bu mahkemenizin yönlendirdiğini düşündürdü. Müvekkilim Gazeteci olması sebebiyle yargılanıyor. Dosyanın hızlandırılmasının sebebi müvekkilimin belediye başkanı olması oldu” ifadeleri kullanıldı.
Diyarbakır’da ve Siirt’te iki ayrı dosya olduğunu ve iki dosyanın birleştirilmediğini hatırlatan Temur, iddia makamı ve mahkemenin süreci hızlandırmasına değindi. “Olağan bir sürecin doğrudan hızlandırılması bize yönlendirildiğini gösteriyor. Dosyaların birleştirilmemesine yönelik de ara karar verilerek birleştirilmeden alelacele hareket edilmesi bize meselenin hukuki değil politik bir yönden yönlendirildiğini gösteriyor.
Ayrıca dosyada iddianamede olmayan bir gizli tanığın dinlenmesi de dosyaya müdahaleyi işaret ediyor. Savcı kendine bir mütalaa çıkarmış. Savcı beyin kendi ifadesini oluşturmaya zamanı olmamış. Kendisine ait olmayan bazı cümlelerle mütalaa hazırlamış. Kopyala-yapıştır cümlelere rastlıyoruz. Bu da dosyanın nasıl acele hazırlandığını gösteriyor.”
Temur, Alağaş özelinde Kürt gazeteciliğinin de yargılandığını söyledi. “Müvekkilimin gözaltına alındığı günden bu yana 50 Kürt gazeteci tutuklandı. Bunun müvekkilime dair değil Kürt gazeteciliğine yönelik bir operasyon olduğunu da görüyoruz. Savcılığın mütalaasına baktığımızda gazeteciliğe bir müdahale görüyoruz. Haberin diline, içeriğine, editöryal tercihine müdahale ediliyor, tektip bir gazetecilik yaratılmaya çalışılıyor. Kamu otoritesini rahatsız edecek haberlerin cezalandırılması talebi var. Gazeteciliğin belirlenen sınırlara sıkıştırılması isteniyor.”
Ardından avukat Pirozhan Kareli Güler yaptığı savunmada, mütalaaya katılmadıklarını belirtti. Mütalaanın iddianamenin küçültülmüş hali olarak tanımladı ve müvekkili hakkında”örgüt üyeliği”ne ilişkin somut delilin olmadığını belirtti. Farazi beyanlarla cezalandırılmaya gidilmesinin hukuka ve bilime aykırı olduğunu ifade etti. Toplanan bazı delil niteliğindeki materyallerin de hukuka aykırı olduğunu söyledi ve Sofya Alağaş’ın beraatini talep etti.
Son savunmayı yapan MLSA Eş Direktörü avukat Veysel Ok, iddianame ve mütalaada toplumsal bir algı yaratılmak istendiğini söyledi. Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı haberlerin suç unsuru yapılmasına ilişkin, “Müvekkil hakkında hazırlanan 383 sayfalık iddianamenin 200 sayfası KCK örgütünün işleyişi ve yapısı anlatılmış. Sadece iddianamenin 10 sayfası müvekkile yönelik suçlamalara ayrılmış. Son iki ayda 200 bin haber yapıldı. Şuan televizyonları açtığımızda Halk tv’den A Haber’e herkes Abdullah Öcalan’ı konuşuyor. Türk gazetecilere serbest olan neden Kürt gazetecilere yasak?” diye sordu. Devamında, “Haberler sizler açısından şok edici, rahatsız edici olabilir. Ama bu haberlerin içeriğinde müvekkilin örgütün içerisinde olduğuna, talimatla haberi yazdığına dair bir şey yok. Savcı bey iddianamede bize bunu sunmamıştır. Bir gazetecinin evine gittiğiniz zaman elbette haberlerle, fotoğraflarla karşılaşacaksınız. Siz evde haber buldunuz diye bunu örgütle ilişkilendiremezsiniz” şeklinde konuştu.
Son olarak, “Usulü olarak mütalaanın bir netlik kazanmadan karara bağlanması hukuki değildir” diyerek Alağaş’ın beraatini talep etti.
Mahkeme karar için duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından Sofya Alağaşhakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.