İktidar, enerji ve maden şirketlerine yeni imtiyazlar tanıyacak, yaşam ve doğaya saldırıları mutlaklaştıracak Torba Yasayı bugün TBMM Genel Kurulu’na getirmeye hazırlanırken Sinop ve Mersin’nden #YaşamHakkıTorbayaSığmaz #TorbaYasaGeriÇekilsin sesi yükseldi.
AKP’li vekiller tarafın hazırlanan Enerji ve maden şirketlerine yeni imtiyazlar sağlayarak yaşama ve doğaya yönelik saldırıları mutlaklaştıracak Torba Yasa yasa teklifi bugün Meclis’te görüşülecek. Türkiye’nin çeşitli kentlerinde bugün başta ekoloji örgütleri olmak üzere yaşam ve doğa savunucuları torbaya yasaya karşı eylemde… Torbaya Yasaya karşı bugün Türkiye’nin Kuzeyi ve Güneyi’ndeki iki kentten Sinop ve Mersin’den “Yaşam Hakkı Torbaya Sığmaz”, “Torba Yasa Yasa Geri Çekilsin sesi yükseldi.
Sinop’ta Sinop Nükleer Karşıtı Platform öncülüğünde Uğur Mumcu Meydanı’nda, Mersin’de ise yine Nükleer Karşıtı Platform öncülüğünde Mersin Eğitim Sen’de bir araya gelen yaşam ve doğa savunucuları ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
İktidara sesleniyoruz; doğanın talanına son ver başlığıyla yapılan açıklamalarda, bugün Meclis’te görüşülmesi beklenen Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Torba Kanun Teklifi’nin tüm maddelerinin sermayeyi, tüm yandaş şirketleri daha fazla korumak ve kollamak için hazırlandığına dikkat çekildi. Açıklamada sözde yasa teklifinin hiçbir kamu yararı olmadığı ve doğanın geri dönülmez biçimde zarar görmesine yol açacağı vurgulanarak, “Halk İşsizlikle, Pandemi ve Depremle baş etmeye çalışırken iktidar şirketlere yeni imtiyazlar sağlama peşindedir. Kanun teklifini komisyona getiren Bakan ve AKP’li milletvekillerinin şu sözleri bir itiraf niteliğindedir: “Öncelikle, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5 ayrı maddesinde yapılan düzenlemeler ile tamamen, yatırımcı ve işletmecilerimiz lehine birtakım kolaylıklar getirmeye çalıştık…” Evet, açık biçimde doğayı sermayeye peşkeş çekeceklerini söylüyorlar. Değişiklikleri destekleyecek tek bir bilimsel bilgi, rapor yoktur, çünkü bu düzenlemelerin tek amacı bir grup ‘yandaş’ı daha fazla zengin etmektir.
Yıllardır ormanları, dereleri, kıyıları, tarım alanlarını yani tüm doğal ve kültürel varlıkları talan eden AKP bu hamlesiyle Ülkenin geleceğini yok etmeyi planlamaktadır” denildi.
Torba yasa doğa ve yaşamı yok edecek
Açıklamada Torba Yasa’nın Meclis’ten geçmesi halinde yaşanacaklar şöyle sıralandı:
“YEKDEM’e (Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması) sınırsız yetkiler sağlanmaktadır. Bu yetkiler artık çocukların bile zararını bildiği HES’lerin çok daha fazla artışına neden olacaktır. İktidarın bugüne değin el koyamadığı ne kadar su ve tarım alanı varsa sermayeye devredilecektir. Bütün bunları da Giresun’da son yaşadığımız felaketin üzerine yapmayı planlamaktadır. YEKDEM’in büyük ölçekli JES, RES ve GES’lerle doğaya zarar verilmesine nasıl aracılık ettiğini biliyoruz, şimdi bu zararlar kat be kat artacaktır.
Hepimiz biliyoruz ki; Japonya ile AKP hükümeti Sinop/İnceburun Yarımadasına Nükleer Santral yapmak için 2013 yılında Hükümetler arası sözleşme imzalanmıştı. Maliyet analizini bahane eden Japonya Projeden çekildiğini resmen açıklamasa da bu işin içinde Japonya yok! Ama Japon şirketleri adına düzmece ÇED raporu düzenlendi. Bizler Bu raporu yargıya taşıdık. Dava Samsun İdare mahkemelerinde görülecek. Bizler Ne Sinop’ta Ne Akkuyu’da Nede Türkiye’nin bir başka yerinde Nükleer Santral yapılmasına izin vermeyeceğiz.
Biokütle Enerji Santrallerinin (BES) yasada yer almasının Sinop için anlamı nettir. Nükleer santralleri yapmadan santral arazilerine atıkları gömen, Avrupa’nın radyoaktif atığı ile doğayı zehirleyen zihniyet buna ek olarak Araba lastiği ve Petro kimya ürünleri ile doğayı tahrip etmeyi planlamaktadır. Lastik ve benzeri, genel bir çöp sözü olacakların habercisidir. Bu santrallerin nasıl zehirli gazlar ürettiğini biliyoruz. Bu atıklar büyük miktarda sera gazı da üretmektedir, iklim değişiyor diye dünya ayakta iken iktidar gözümüzün içine baka baka bize “yenilenebilir enerji” masalı anlatmaktadır.
Jeotermal Enerji Santralleri (JES) en az Termik ve Nükleer Santraller kadar zararlıdır, toprakları ve suları zehirleyen bu santraller için iktidar “Yenilenebilir Enerji” başlığını seçmiştir. Yasa ile Jeotermal alanların ihale sürecini hızlandıracak, Jeotermal Enerji Santrallerinin sayılarının artmasına yol açacaktır. Özellikle Aydın, Manisa, Çanakkale/ Gürpınar ve Tuzla’da doğaya ve tarım alanlarına, bölgede yaşayan Halk’a ciddi anlamda zarar veren JES’ler daha da artacaktır.
Her türlü denetimden muaf yeni enerji şirketleri kurularak, Lisanssız Üretim ve Geçici Ruhsatla üretim ile enerji dağıtım şirketlerine, maden şirketlerine yeni “kıyak”lar yaratılacaktır. Pandemi sürecinde bile ihale yapmaktan vazgeçmeyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Halkımıza İBAN numaraları gönderirken, şirketlerin ihalelere katılımı kolaylaştırmak için, borçlarını ödeme ispatı zorunluluğunu da kaldırmakta, ödemelerde çeşitli kolaylıklar sağlamaya çalışmaktadır.
“Acele Kamulaştırma’ dendiğinde artık, özel ve tüzel kişilerin veya hazine arazilerinin şirketlere devri olduğunu anlıyoruz. Bu yasa ile artık Hukuk tamamen ortadan kaldırılarak, önlerindeki engel olan son küçük taşlar da temizlenmeye çalışılmaktadır.
Torba Yasa teklifinin pek çok yerine yerleştirilmiş; “Cumhurbaşkanı’nın yetkisindedir” sözleri ile anladığımız, petrol, doğal gaz, madencilik alanında kurulu şirketlerin her türlü denetim mekanizmasından ve yükümlülüklerden uzak şekilde Türkiye’de faaliyette bulunmalarıdır. Bu ülkede Cumhurbaşkanı’na karşı dava açıp da kazanan bir kişi bile yoktur.”