Elon Musk’ın devralmasından sonra, X’teki komplo anlatıları, dezenformasyon ve ayrımcı içeriklerin arttığını belirten RSF, bu gelişmelerin basın özgürlüğü ve değerleriyle bağdaşmadığını ifade etti.
RSF, bu kararını, geçtiğimiz haftalarda Meta’nın doğruluk kontrolörleriyle işbirliğini sonlandırmasını ve platformlarda ifade özgürlüğü adına güvenilir bilgiye erişimin kısıtlanmasını eleştiren açıklamaları sonrası aldı.
Sosyal medya ağlarındaki varlıklarını sürdürmeyi arzu ettiklerini ancak X’in artık bu hedefe ulaşamadığını belirten RSF’nin açıklaması şu şekilde:
“Geçtiğimiz haftalarda yaşanan olaylar endişelerimizi daha da artırdı. Mark Zuckerberg’in Facebook ve Instagram’daki doğruluk kontrolörleriyle işbirliğine son verdiğini açıklamasını sert bir şekilde eleştiriyoruz. Yeni şirket politikası başlangıçta sadece ABD’de geçerli olacak olsa da biz bunu küresel bir stratejinin parçası olarak görüyoruz. İfade özgürlüğü kisvesi altında, güvenilir bilgiye ve bağımsız gazeteciliğe erişim giderek daha fazla kısıtlanıyor. Meta ayrıca gelecekte göç ve cinsiyet eşitliği gibi konularda daha az moderasyon yapmak istiyor. Böylece nefret söylemi, dezenformasyon ve propaganda daha da yaygınlaşacak.
AB’de DSA gibi dijital yasalar teknoloji şirketlerinin gücünü azaltmayı amaçlıyor. Bu yasalar X, Facebook, Instagram ve diğerlerini daha şeffaf, hesap verebilir ve daha etkili moderasyon kurallarına sahip olmaya zorluyor. Zuckerberg yeni AB düzenlemelerini sansür olarak görüyor ve yeni Trump yönetiminden destek umuyor. Ancak AB kendisine baskı yapılmasına izin vermemelidir. Aksine: dijital platformlar sorumlu tutulmalıdır! AB Komisyonu’na yazdığımız açık mektupta Ursula von der Leyen’i kararlı bir şekilde harekete geçmeye ve AB yasalarını uygulamaya çağırdık.
Tüm zorluklara rağmen, sosyal ağlardaki varlığımız da dahil olmak üzere kamusal söylemi aktif olarak şekillendirmeye devam etmek istiyoruz. BlueSky platformu şu anda bizim için X’e en iyi alternatif. Bu durum, bu platforma geçiş yapan gazeteci ve politikacıların sayısındaki artışa da yansımaktadır. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Ayrımcı ve yasadışı içerikle mücadeleye yönelik haklı arzuyu dikkate alan ve aynı zamanda ifade ve basın özgürlüğüne saygı duyan çözümler üzerinde çalışacağız. Bu yolculukta bize eşlik etmeye devam edeceğinizi umuyoruz.“