TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Leyla Güven’i ziyaret edip talebini dinlemeli” çağrısına, “Sayın Güven’in açlık grevi kendi kişisel durumu ya da cezaevi şartlarıyla ilgili değil. Bu ziyaret konusunu doğru bulmayacağımı ifade edeyim” yanıtını verdi.
Bir tv programına katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, dışarıda ve cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin ilk kez konuştu. Hükümetin “Tecrit kalksın” talebine sessiz kaldığı ve açlık grevinin 172’nci gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’e ilişkin sessizliğini bozan Şentop, “Uzun bir süreç onu hep beraber takip ediyoruz. Leyla Güven 24 Haziranda milletvekili seçildi. O zaman cezaevindeydi. Cezaevindeydi tutuksuz yargılama karar verildi. Orada başlamış olan bir açlık grevi var” dedi.
Şentop, devamla şunları söyledi: “Açlık grevi neden yapılıyor? Genelde açlık grevleri cezaevlerinde bir yöntem olarak dünyada da farklı ülkelerde kullanıldığını görüyoruz. Cezaevindeki şartların kendi kişisel şartlarının iyileştirilmesiyle ilgili talepleri olur. Bunlar karşılanmadığında açlık grevlerine varan bazı protestolar yapılmaya başlanırdı. Sayın Leyla Güven’in açlık grevi kendi kişisel durumu ya da cezaevi şartlarıyla ilgili değil. Onun talebi daha farklı. Onun talebi mahkum olmuş olan terörist başının İmralı’daki bazı durumuyla ilgili talepler. Bu doğru bir şey değil. Bir siyasetçi kendi durumuyla, kendi talepleriyle ilgili şey yapabilir bir eylem yapabilir. Bu doğrudur anlamında demiyorum ama bu anlaşılabilir. Fakat onun talepleri çok daha farklı talepler kendisine mahsus değil bir başka mahkumla ilgili talepler. Bu bakımdan ben bu eylemin en kısa zaman bir mantığı olmayan eylemin sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu ziyaret konusunu da doğru bulmayacağımı ifade edeyim.”
Leyla Güven gibi “Tecrit kaldırılsın” talebiyle 3 Mart’tan bu yana Diyarbakır HDP binasında milletvekilleri Dersim Dağ ve Murat Sarısaç ile birlikte açlık grevinde olan Van Milletvekili Tayip Temel, dün gazeteci İrfan Aktan’ın kendisiyle yaptığı röportajda şunları söylemişti: "Hükümetin diyalogla sorunu müzakere etmek gibi bir karakteri yok. Sizin aracılığınızla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Şentop’a çağrı yapıyorum. Leyla Güven ölüm sınırına gelmiş, kötü bir sonuçla karşı karşıya kalması an meselesi. Sayın Şentop’un başkanı olduğu TBMM’nin bir üyesidir Güven. Sayın Şentop, Leyla Güven’i evinde ziyaret edip talebini dinlemeli. Bu konuda eğer varsa görüşü, düşüncesi, bunu paylaşmalı. Ne yazık ki bugüne kadar çözüme ilişkin hiçbir girişim yapılmış değil. Yapılan tek girişim insanların sesini boğazlarına düğümlemeye yöneliktir. Milletvekilleri dövülüp linç ediliyor, anneler yerlerde sürükleniyor. İnsanların öfkesi, bu zalimliğe sessiz kalanlara da yöneliktir. Haksızlık, hukuksuzluk karşısında İstanbul’daki duyguyla Diyarbakır’daki duygu arasında bu kadar fark olmamalı. Hukuksuzluk karşısında duygular birleşmeli, aynılaşmalı. 2013-2015 arasında bu oldu ve Türkiye iki buçuk yıl bahar havasına girdi. Bu bahar tekrar başlayabilir."
(Mezopotamya Ajansı)