Gazeteci, yazar ve edebiyat emekçisi Deniz Özbaş, Bodrum Belediyesi bünyesinde yürüttüğü kültür-sanat çalışmalarından ani bir kararla uzaklaştırıldı. Gerekçe ise düşündürücü: Özbaş’ın kaleme aldığı metinler ve kitaplara, belediye yönetimince “ihtiyaç yok” denilmesi. Bu karar, yalnızca bir işten çıkarma değil, kamusal alanın edebiyat ve düşün dünyasına açtığı alanın daraltılması anlamına geliyor.
Deniz Özbaş; halkçı, katılımcı ve toplumsal cinsiyet duyarlılığı yüksek bir kültür politikası yürüten gazeteci-yazarlardan biri. Bodrum Belediyesi bünyesinde sürdürdüğü edebiyat atölyeleri, kent belleği çalışmaları ve kültür-sanata dair metin üretimiyle tanınıyor. Ancak, son süreçte belediye yönetiminin yön değiştirmesiyle, bu üretim alanı adeta “zararlı” ilan edilerek Özbaş’ın görevine son verildi.
İmza kampanyası
Özbaş’a yönelik bu tasarruf, sadece bir gazetecinin değil, kültür emeğinin ve bağımsız düşüncenin cezalandırılması anlamına geliyor. Aynı zamanda kamuda ifade özgürlüğünün geldiği tehlikeli noktayı da gözler önüne seriyor. Özbaş’a destek veren meslektaşları ve yurttaşlar, bir yandan Change.org üzerinden göreve iade çağrısını yükseltirken, bir yandan da yerel yönetimlerin kültürel tasarruflarının halktan ve hakikatten yana olması gerektiğini vurguluyor.
Deniz Özbaş, görevine iade edilme talebiyle başlattığı oturma eylemini 5 Ağustos itibariyle 16. gününde sürdürüyor. Bodrum Belediyesi önünde tek başına direnişini kararlılıkla sürdüren Özbaş, sonuç alıncaya kadar geri adım atmayacağını belirtiyor. Eylemi yalnızca kendi işe dönüşü için değil, aynı zamanda kamu kurumlarında ifade ve kültür özgürlüğünün gasp edilmesine karşı bir direnç hattı olarak sürdürüyor.
Giderek piyasalaşan ve “makbul içerik” dayatmasına boyun eğen yerel yönetim pratiklerinin karşısında; edebiyatı, kamusal hafızayı ve direniş geleneğini savunmanın tam zamanı. Deniz Özbaş’ın kaleminin kırılmasına değil, daha gür sesle yazmasına ihtiyaç var.
Siyasi Haber olarak soruyoruz:
- Kamusal alanın kültürle bağını kimler ve neden koparmak istiyor?
- Edebiyatı “lüks”, gazeteciliği “fazlalık” gören bu zihniyet kimin adına konuşuyor?
- Ve en önemlisi: Bu yalnızca Deniz Özbaş’ın değil, hepimizin meselesi değil mi?
“Kalem kırılır ama teslim olmaz” diyen tüm kültür ve basın emekçileriyle dayanışmayı büyütüyoruz.
Deniz Özbaş’la dayanışma için başlatılan imza kampanyasına bu linkten katılabilir ve yaygınlaşmasına katkı sağlayabilirsiniz: https://www.change.org/p/deni%CC%87z-%C3%B6zba%C5%9F-g%C3%B6revi%CC%87ne-i%CC%87ade-edi%CC%87lsi%CC%87n
