HDP’nin Adana genç milletvekili adayı Rozerin Tosun: “Üniversiteler devletin ya da devlet tarafından oluşturulan kurumların değil, bizlerindir ve bizler tarafından bilim, irfan yuvası ve özgür düşüncenin temellerinin atılacağı birer saha olarak var olmalıdırlar.”
Röportaj: SiyasiHaber
1996 yılında Liceli bir ailenin ortanca çocuğu olarak Amed'de doğan Rozerin Tosun, hâlen Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğrencisi. 24 Haziran seçimleri için HDP’den Adana 9. sıra milletvekili adayı oldu. HDP'nin en genç adaylarından Rozerin Tosun ile yaptığımız yazılı röportajı sunuyoruz.
HDP’den genç yaşta milletvekili adayı oldunuz. Aday olmanızın amacı nedir?
Aslında genç yaşta aday olmadım. HDP hâlihazırda hem iç tüzüğüyle hem de uyguladığı siyasi anlayış gereği zaten gençlerin, yani bizlerin partisidir. Bu yüzden HDP’de siyasi bir görevde bulunmak asıl olarak biz gençlerin sorumluluğudur. Benim bu göreve talip olmamın asıl sebebi hem bir kadın hem bir genç hem de bir öğrenci olarak bir adım atmak ve asıl sahibi olduğumuz bu partiye sahip çıkmaktır.
HDP’den aday olmamın en büyük nedenlerinden biri de kadına verdiği önem ve değerdir. Şu an sistem içerisinde bulunan diğer partiler kadına bir öteki gibi davranıyor. Gösterdikleri birkaç adayla da adeta ‘bakın size de adaylık veriyoruz’ şeklinde erk(ek) bir yaklaşım sergilemekteler. Sanki kadın ödüllendirilmesi gereken bir varlık gibi düşünülüyor ve bu tarz sergileniyor. HDP’de ise, parti erkeğin değil, kadının partisidir. Türkiye’de bir ilk olarak eş başkanlık sistemi aslında bugün HDP’nin kadınlara verdiği önemi ve değeri net bir biçimde gözler önüne seriyor. Buradan da tüm kadınlara ve genç kadın arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Gelin ve sizler de kendi partinize sahip çıkın. Çünkü bu erkek egemen zihniyet yalnızca kadınlarla ve gençlerle değişebilir. Bu inançla ben de HDP’de görev aldım ve bundan dolayı büyük bir mutluluk yaşıyorum.
Gençlerin, kadınların ve öğrencilerin sesi olmaya adaysınız. Öğrencilere değinmek istiyorum. Yerleşkelerde öğrencilerin yaşadıkları sorunlar nelerdir?
Gençlerin en büyük sorunu aslında niteliksiz bir eğitim sistemi içinde hayat mücadelesi vermek zorunda bırakılmalarıdır. Üniversite sayısı arttıkça niteliğin artmayacağı apaçık bir gerçektir. Üniversiteler tekçi iktidar elinde birer hapishaneye çevrilmiş, akademisyenler OHAL ve KHK zincirleri ile kısıtlanmış, rektörlük ve dekanlık odaları AKP’nin birer propaganda sahasına dönüşmüştür. Muhalif hiçbir sesi kabul etmeyen baskıcı anlayış, eğitimi yok olma seviyesine getirmiştir.
Bakıldığı zaman KHK’ler ile binlerce akademisyenin görevine son verilmiş, öğrenciler düşüncesini açıkladığı için okullardan kopartılmış, üniversitelerin içi boşaltılmıştır. Özgür olması gereken üniversiteler karanlığa sürüklenmiştir.
Bir diğer sorun sahası tabii ki işsizliktir. Mevcut iktidar, uyguladığı politikalar ile bu sorunu çözemediği gibi, daha da derinleştirmiştir. İşsizlik her yaş grubunda bu toplumun birer yarası haline gelmiştir. Özellikle iş konusunda umutsuz bir gelecek şu an sıralarda eğitim görmekte. Hâlâ üniversite açmakla övünen AKP, bu gençlerin geleceği için hiçbir yol ve yöntem bulmamakta. Bina inşa ederek geleceği inşa edemezsiniz. İktidar üniversite sayısı artırılarak var olan işsizlik sorununun sadece adını değiştirdi. İşsizliğin adı ‘mezun işsizler’ olarak değiştirilmiştir.
HDP olarak bizler, hem eğitim sistemini hem de ekonomik sistemi komple değiştireceğiz. Bu değişimi de üniversiteli gençlerle yapacağız. Nasıl ki cumhurbaşkanı tarafından bir cümleyle üniversiteli gençler okullarından koparılıyorsa bizim oluşturacağımız sistemde bir üniversiteli gencin sözüyle cumhurbaşkanı değişecektir. Çünkü üniversiteler ve öğrenciler bu halkın gerçeği ve geleceğidir.
Üniversiteler devletin ya da devlet tarafından oluşturulan kurumların değil, bizlerindir ve bizler tarafından bilim, irfan yuvası ve özgür düşüncenin temellerinin atılacağı birer saha olarak var olmalıdırlar. Tam da bu noktada düşünceleri gerçekçe gösterilerek bugün bir cumhurbaşkanı adayı tutsak ediliyor. İşte gençlerle değişen Türkiye’de düşünce bir suç ya da ayıp değil; aksine özgürlüklerin asıl kaynağı haline gelecektir.
Seçime son iki gün kaldı. Seçmene son olarak neler söylemek istersiniz?
HDP olarak bizlerin amacı özgürlüklerin, özgünlüklerin, sosyal adaletin ve eşitliğin hüküm süreceği; kimsenin renginden, dilinden, dininden dolayı ötekileştirilmeyeceği; tekliğin değil, çokluğun ses bulacağı umut dolu bir gelecek hazırlamaktır. Bu sorumluluğu tüm kalbimle taşıyorum. İlk sorunuzda ‘neden HDP?’ demiştiniz. Çünkü HDP umudun örgütlü halidir.
Bugün ülke baskın bir seçime sürükleniyor. ‘Erken seçim tarzımız değil’ diyenler, son üç yıl içerisinde halkı üçüncü kez sandığa götürüyor. Kendi iktidarlarının bekası için mücadele veren AKP ve MHP ittifakı, toplumun gerçekliğinden tamamen uzaklaşmış durumda. Seçimler halkın hür bir şekilde oy kullanacağı ve iradelerine sahip çıkabileceği alanlar olmaktan çıkarılıyor. Halkların sandıkta özgün iradelerini yansıtmaları engelleniyor. Buradan tüm seçmeni sandıklara sahip çıkmaya devam ediyorum. HDP’nin olduğu bir meclis, umudun olduğu bir gelecek anlamını taşıyor.
24 Haziran’da ‘Mutlaka Kazanacağız’ diyorum.