Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    DİSK-AR: “Asgari ücretlinin 10 aylık kaybı 6 bin 322 TL

    4 Kasım 2025

    Öcalan: “Güncel sorunlarımızı da kapsayacak bir ufuk oluşturarak hareket etmeliyiz”

    4 Kasım 2025

    AİHM kararının ardından Meclis’te ilk sözler: “Kobani Davası’ndaki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekir”

    4 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      İnşa süreci: Faşizm ya da demokrasi

      4 Kasım 2025

      Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

      3 Kasım 2025

      Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

      30 Ekim 2025

      Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

      29 Ekim 2025

      Ankara’nın vesayeti ve Kıbrıs halkının iradesi

      26 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      3 Kasım 2025

      Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

      2 Kasım 2025

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025

      İstikrarsızlık üreten istikrar programı

      26 Ekim 2025

      ESMA’nın hatırlattıkları

      26 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Rosa’dan bugüne kırlangıçların direngenliğindeyiz!

    Rosa’dan bugüne kırlangıçların direngenliğindeyiz!

    Siyasi Haber12 Ocak 2021
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Asya ERDAL yazdı – Ne mücadeleden ne aşktan ne polemikten ne de kavgadan bir an bile geri durmayan bu Polonyalı ‘aksak’ kadın, yalnız devrimci hayatında değil, kişisel yaşamında da erkek bir yüzyılın duvarlarını tırnaklarıyla kazıyarak parçalamıştır.

    Bundan tam 102 yıl evvel, cebinde iki satır kelamla bir kadın cesedi, bir nehir kıyısına vurmuş halde bulundu. Ama o bir bedenden, bir ölümden, bir insandan çok daha fazlasıydı. O bir direngen kırlangıçtı, yaktı geçti erkekliğin bahçelerini. O bir devrimciydi, o bir teorisyendi ve hepsinden evvel o, bütünüyle erkek bir yüzyılın duvarlarını çatlatıp filiz veren mor kızıl bir karanfildi. Ve tarih onu içimizde ve dışımızda on yıllardır kadınların erkekliğe karşı verdiği mücadelenin işaret fişeklerinden birisi olarak yazdı.


    Rosalina'ydı adı ve ne babasının ne de kocasının adıyla yazıldı ismi tarihe. Ve 1919 Ocak'ında yoldaşı Karl'la birlikte katledildiklerinde onlar onurlu bir devrimci duruşun gücüyle elveda dediler dünyaya.


    Rosa Luxemburg içinden geçtiği yangın yıllarında yola çıktıkları savrulurken, partisi SPD milliyetçi bir çizgiye kayar ve mülksüzleştirilenlerin safında durmayı bir türlü beceremezken, parti içinde ve dışında bütün kuvvetiyle bir itirazın kalelerini ördü. Ne yaftalamalar, ne parti içindeki erkeklerden ona yönelen saldırılar, ne hapis, ne iltica, ne devlet, ne de burjuvazi onu bir adım bile geriye düşürmeyi başaramadı.


    rosa3


    Öyle ki onun katledilme emrini veren Yüzbaşı Waldemar Pabst bile 1962'de "Rosa Luxemburg ve Karl'ın konuşma yaptıkları bir KPD toplantısına katılmıştım. İkisinin devrimin önderleri oldukları kanaatine varmış ve onları öldürtmeyi kararlaştırmıştım" dediğinde, Rosa'nın kuvveti ve yarattığı korku daha bir anlaşılır olmuştu. O hem teorik hem de pratik anlamda yalnız kadınlar için değil, bugünün Marksistleri için de bir işaret fişeğiydi, direncin ve sosyalizmin zaferi için duyduğu inançla safında durduğu devrimci barikatlar, bugün bile hala yolumuzda bir deniz feneri gibi seçiliyor. Çünkü o emperyalist savaşa ve yükselen milliyetçiliğe karşı verdiği mücadeleyle yalnız çağına değil bütün zamanlara ilham vermeyi hala sürdürüyor. Fakat bütün bu büyük tesirinin yanında Feminist mücadeleye bıraktıkları var ki bunlar, bugünden bakınca bir başka mana kazanıyor.


    Feminist mücadelenin içinden Rosa'yı anlamak ve kavramak için öncelikle ona dair bir yanılsama olan kadın mücadelesiyle ilgilenmediği ve oraya bir katkı sunmadığı iddiasına birkaç yanıt getirmek gerekmekte. Rosa yakın arkadaşı ve yoldaşı olan Clara gibi bütün mesaisini buraya kanalize etmemiş olsa da bu meseleye kör değildir. O esasen ev içi emeğin önemini kavramıştır ve kadın emeğini üretken olmadığı gerekçesiyle kıymetsiz gören bakışımlar hakkında aynen şöyle düşünmektedir: “evin dört duvarı arasında çalışan kadınların ve proletaryanın annelerinin emeği üretken olmayan emek olarak kabul ediliyor. Bu, kaba ve aptalca geliyor kulağa fakat bugünün kapitalist ekonomik düzeninin kabalığının ve aptallığının kesin ifadesidir…”  Rosa'nın 1917 yılında yayınlanan “Kadınların Oy Hakkı ve Sınıf Mücadelesi” metninden yaptığımız bu alıntısından da anlaşıldığı üzere Rosa kadın emeğine kör falan değildir.


    Fakat kadın mücadelesine dair öncelik verdiği meselenin işçi kadınlarının örgütlenmesi olduğunu da kabul etmek gerekmekte. Zira onun burjuvaziden bağımsız bir işçi kadın örgütünün kurulmasına dair büyük bir arzuya sahip olduğu da su götürmez bir gerçek. Fakat bu meselenin asli yüzü, bugün bile oldukça güncel ve güçlü bir talep olan işçi sınıfı içinde ve sosyalistler arasında kadınlar için özörgütlenmeyi arzulamasında gizlidir. Rosa bu meselede Clara Zetkin’i Spartakist Birlik içinde bir kadın seksiyonu kurması konusunda kuvvetle desteklemiş ve cesaretlendirmiştir. Onun on yıllar evvelinde gösterdiği bu tavrın bugün bile birçok Marksistin pozisyonundan daha ileride olduğunu da görmeliyiz. O kadınların özörgütlülüğü için talepkardır. Lakin Rosa'nın kadınların erkeklerle eşit koşullarda var olması bahsindeki mücadelede kadınların safında olduğunu gösteren başka ve belki de daha net ibareler de vardır.


    rosa2


    Hususi olarak birinci dalga feminizmin en temel taleplerinden birisi olan oy hakkı meselesinde Rosa hiç savrulmamamıştır. Hatırlatmakta yarar var, mesela Rosa Sosyal Demokratların Liberallerle seçim ittifakı yapmak için kadınların oy hakkı meselesinde taviz vermelerini en sert biçimde eleştiren kişilerden birisidir. O, oy hakkı talebinin sonuna kadar arkasındadır. Bunun yanında 1918'de Clara'ya yazdığı bir mektubunda kadın meselesine "şu an çok önemli ve burada hiçbirimiz bu konuda herhangi bir şey anlamıyoruz, bu çok acil bir mesele, kaybedilen her gün kabahat" sözleriyle işaret eden Rosa, hemen akabinde Spataküs'ün yayın organı olan Kızıl Bayrak'ta (Rote Fahne) bir kadın bölümü açmıştır. Sonuç olarak onun kadın mücadelesiyle ilgilenmediği iddiası, boylu boyunca bir yanılsamadan fazlası değildir. Lakin onun yaşamında kadınların eşitliği için verilen mücadeleye dair sunduğu katkının yanında, onun yaşayışının kendisi de bir başka manaya tekabül etmektedir.


    Rosa Luxemburg, karma örgütlerde kadınların var olma alanı bulması için çakmış bir işaret fişeğinden çok daha fazlasıdır. O teorisyen, devrimci, yazar ve bir önder olmanın yanında aynı zamanda da ne politikada ne de sosyal hayatında erkeklere asla boyun eğmeyen özgür bir kadın modelidir. O hiç bir erkeğin soyadıyla anılmamıştır, o politik olarak büyük ayrılıklar yaşadığı ve kendisine erkeklikten aldığı kuvvetle canhıraş saldıran hiçbir erkeğe pabuç bırakmamıştır. Ne mücadeleden ne aşktan ne polemikten ne de kavgadan bir an bile geri durmayan bu Polonyalı 'aksak' kadın, yalnız devrimci hayatında değil, kişisel yaşamında da erkek bir yüzyılın duvarlarını tırnaklarıyla kazıyarak parçalamıştır. Eğitim almak için ülkeler geçen, kendi gibi kalmak için iltica eden, çağının büyük erkekleri ve erkeklikleriyle kürsülerden ardında mor kızıl yangınlarla kavga eden bu kadın, biz feministlere çok şey bırakmıştır. Bugün dünyanın her yerinden yükselen "vardık, varız, varolacağız!" şiarı, bir sözden, bir slogandan çok daha fazlasıdır. Rosa'dan bize kalan bütün bir yaşamı direncin düsturunda örmenin hatırasıdır! Biz bugün Rosa'nın tırnaklarıyla kazıyarak patriyarkanın duvarlarında açtığı çatlaktan bir bir filizleniyor, boy veriyoruz. Fakat artık milyonlarız! Ve patriyarkal kapitalizme karşı giriştiğimiz her muharebede, Rosa gümbürtüyle ayağa kalkıyor yeniden ve yüreklerinize korku salan borazanlarla görünüyor saflarımızda her defa… Ve şüphe yok ki sizin kumdan zeminli düzeniniz direngen kırlangıçların kanatlarındaki kuvvetle yıkılacak.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    İnşa süreci: Faşizm ya da demokrasi

    4 Kasım 2025

    Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

    3 Kasım 2025

    Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

    30 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Muhsin Dalfidan

    İnşa süreci: Faşizm ya da demokrasi

    Elif Gamze Bozo

    Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

    Toros Korkmaz

    Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

    Siyasi Haber

    Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Fehim Taştekin

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    Ümit Akçay

    Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

    Mesut Çeki

    Motokuryelerin ekim isyanı

    Ümit Akçay

    İstikrarsızlık üreten istikrar programı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Bern’de şantiyeler durdu: İnşaat işçilerinden “Biz olmadan inşa durur” eylemi

    1 Kasım 2025

    Osmaniye’de köylülerden taş ocağına karşı traktörlü direniş

    1 Kasım 2025

    SGK Başkanı Kaya: Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor 

    31 Ekim 2025
    KADIN

    Eşitlik İçin Kadın Platformu: 11. Yargı Paketi kadınların mücadelesini suç sayıyor!

    4 Kasım 2025

    Erkekler Ekim’de 22 kadını öldürdü: Şiddet durmuyor

    4 Kasım 2025

    Amazonlu kadınlar COP30 müzakerelerinde yer talep ediyor

    3 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.