2012 yılında toplumsal olaylara karıştıkları ve taş attıkları gerekçesiyle Pozantı Çocuk Cezaevi’ne konulan Kürt çocuklarına taciz ve tecavüz ettiği ortaya çıkan zanlılar hakkında açılan davada takipsizlik kararı verildi. Tecavüz zanlıları hakkında davacı olan 4 Pozantı mağduru 4 çocuk ise, davalı duruma getirilerek müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, Pozantı Çocuk Cezaevi’nde Kürt çocuklarına taciz ve tecavüz eden devlet memurları hakkında açılan davanın takipsizlikle sonuçlandığını belirtti. Davacı olan 4 çocuğun davalı duruma düştüğünü ve müebbet hapis cezasıyla yargılandığını ifade eden Tanrıverdi şunları söyledi: “Taciz ve tecavüz suçlamasıyla tespit edilen 20 zanlı hakkında açılan dava takipsizlikle sonuçlandı. Tecavüz zanlısı olan devlet memurların yerine davacı olan 4 Pozantı mağduru çocuğun ‘devlet malına zarar verdiği’ gerekçesiyle Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 302. Maddeden müebbet hapis cezasıyla yargılanıyorlar. Bugün çıkartılmak istenen İç Güvenlik Paketi zaten Mersin’de Kürt çocuklarına uygulanmaya başlanmış bile.”
Kürkçüler’e sevk
Pozantı mağduru çocukların büyük bir kısmının yaşı dolduğu andan itibaren Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulduğunu dile getiren Tanrıverdi, Kürt çocuklarına yaşatılan travmanın sürdüğünü altını çizdi. Tanrıverdi, “Bu çocuklara Pozantı Cezaevi’nde uygulanan insanlık dışı baskı uygulamaları, şimdi de farklı yöntemlerle Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde devam ettirilmektedir. Pozantı ve Sincan çocuk cezaevlerinden tahliye olan çocuklar, 18 yaşını bitirir bitirmez, düzmece fezleke ve iddianameler hazırlanarak yeniden tutuklanmaları sağlanmaktadır. Daha önce Kürkçüler Cezaevi’nde kalan siyasi tutsakların tümüne yakını Karadeniz bölgesindeki çeşitli illere sürgün edilerek boşaltıldı. Çeşitli cezaevlerindeki Pozantı kökenli bu çocuklar Kürkçüler Cezaevi’ne getirildi. Bu çocuklara uygulanan; keyfi tutuklamalar, yaşlarının katı kadar hapis cezaları, astronomik miktardaki para cezalarının üstüne, şimdi de Kürkçüler Cezaevi’nde insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya kalmaktadırlar” diye konuştu.
Ailelere para cezası
Gösterilere katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan çoğu çocuğun direkt tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilerek tutuklandığını söyleyen Tanrıverdi, adli kontrol hükmü büyükler için uygulanırken çocuklar için uygulanmamasını hukuk dışı olduğunu ifade etti.
“Mersin Defterdarlığı’nın gösterilere katıldığı ileri sürülen çocuklar hakkında açtığı davalar devam ederken çocukların ailelerinden binlerce TL para istenmektedir” diyen Tanrıverdi, daha çocuğun yargılanması bile başlanmadan, çocuğun suçlu olup olmadığı bile belli olmadan, sadece bir iddia olmasına rağmen, çocukların ailelerinden kamu malına zarar verdiği gerekçesiyle para tahsil edildiğini de sözlerine ekledi. Tanrıverdi, usulde ve hakkaniyette uygun olmayan uygulamaların yapıldığını kaydetti.
“Bu çocuklar cin gibi”
Tutuklanan Kürt çocukların tutuklu olduğu cezaevlerinde gelen raporlar doğrultusunda ceza verildiğini söyleyen Tanrıverdi, “Mahkemelerin çocukların ceza ehliyeti olup olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan istediği raporların yetersiz ve sağlıksızdır. Biz cezaevinde çocuklarla görüştüğümüzde kendilerini ifade edecek cümleler kuramazken bir rapor geliyor, ‘bu çocuklar cin gibi her şeyi anlayabilir, yapabilir’ raporu üzerinden çocuklara öyle ağır cezalar veriliyor ki. Çocuğun gençliğini bırakın yaşlılığını bitirecek kadar. Bir defada 44 yıl hapis cezası veriliyor. Adalet sisteminde insaf, vicdan ve hakkaniyet gerekiyor” diye konuştu.
Ailelere ajanlık baskısı
Pozantı mağduru ailelerin ajanlaştırmayı kabul etmediği takdirde Mersin’i terk etmek zorunda bırakıldıklarını söyleyen Tanrıverdi şunlara dikkat çekti: “Kürt mahallelerindeki çocuklar ve bu çocukların aile bireyleri, sürekli tehdit edilerek veya birtakım ekonomik olanaklar sağlanacağı söylenerek işbirliği adı altında itirafçılığa, ajanlığa zorlanmaktadırlar. Ajanlaşmayı kabul etmeyenler Mersin’i terk etmeye zorlanmaktadır. Kabul etmeyen çocuklar düzmece fezlekelerle cezaevlerine gönderilmektedir. Mersin Valiliği tarafından da çocukların ailelerine devlet malına zarar verildiği gerekçesiyle, astronomik rakamlara varan idari para cezaları verilmektedir. Tüm bu uygulamalar; 1996 yılında derin devletin ‘Mersin’i Kürtlerden temizleme operasyonun ısrarla sürdürüldüğünün göstergesidir” dedi.
Bu haber için ANF’den yararlanılmıştır.