Kurtuluş Savaşında Türkçe bilmiyorduk, şimdi ana dilimizi bilmiyoruz!
Reyhanlı Çerkes Derneği Adığe Khase Başkanı Uğur Pihava ile, çoğunluğu Çerkes olan Kuzey Kafkasya halklarının 1864’teki büyük sürgününün 150. yılında Çerkeslere yönelik soykırım ve sürgünü konuştuk.
21 Mayıs’ta neden anma yapıyorsunuz?
Çarlık Rusyası 18. yüzyıldan itibaren sıcak denizlere inme politikasını belirledikten sonra, yollarında engel gördükleri tüm ulusların ve halkların yurtlarını ele geçirmek için her türlü zulmü yaptı. Çerkesler de bu zulümden nasibini almıştır.
Bu savaş 1864 yılına kadar sürüyor ve Çarlık Rusyası bu tarihte galibiyetini ilan ediyor. Bunun üzerine Çerkesleri toplu sürgüne itiyor. Daha önce de sürgünler vardı ama toplu şekilde değildi.
Bu yaşananlar için Çerkeslerin gönüllü olarak göç ettiği söyleniyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz biliyoruz ki hiçbir halk gönüllü olarak yerini yurdunu terk etmez. O yıllarda Çerkes halkı Balkanlar’a, Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya sürgün edildi. Sürgün sırasında 200 kişilik takalara (yelkenli) 800 kişiyi bindirip ölüme gönderdiler.
Yaklaşık 1,5 milyon insan sürgün edildi ve bu insanların 700 bini açlık yoksulluk ve salgın hastalıklar sonucu sürgün yolculuğu sırasında ve vardıkları yerde öldü. Bütün bu yapılanlar soykırımdır. Göç değildir.
Osmanlı’ya yapılan sürgünden sonra Osmanlı’da Çerkeslerin konumu nasıl oldu?
Osmanlı merkezi yönetimi Çerkesleri güvenlik hesaplarıyla ihtiyaç duyduğu bölgelere yerleştirmiştir.
Çerkeslerin bir kısmı Hicaz Demir yolunu korumak üzere Ortadoğu topraklarına, bir kısmı Sarayı (saltanatı) korumak üzere İstanbul ve çevresine yerleştirilmiştir. Osmanlı Çerkesleri doğuda İran ve Kürtlere karşı, Karadeniz’den Suriye’ye kadar uzanan bir hat üzerine yerleştirmişlerdir.
Çerkesler Osmanlı’ya yerleştikten sonra 10 yıl askerliğe alınmayacaktı. Ancak 1877-78 yılında Rusya’yla yapılan savaşta Osmanlı saflarında savaştırıldılar.
Edirne barış anlaşması Çerkeslerin Balkanlar’dan Anadolu topraklarına sürülmesine sebep oluyor. Bu sürgünde ölümler devam etti.
Çerkesler Osmanlı topraklarına yerleştikten sonra kendi dillerini ve kültürlerini kısacası varlıklarını koruma ihtiyacından kaynaklı Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti’ni ve Çerkes okullarını kurdular. Gazete çıkardılar.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Çerkeslerin konumları ne oldu?
Cumhuriyet kurulduktan sonra Osmanlı döneminde kurulan Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti ve Çerkes özel örnek okulu kapatıldı. Balıkesir bölgesinde 14 tane Çerkes köyü doğuya sürüldü. Böylelikle asimilasyon politikaları fiilen başladı ve artarak devam etti. Daha sonra tek parti döneminde Çerkes köy isimleri değiştirildi ve bu dili konuşmak yasaklandı.
Çerkesler hiçbir dönem Türkiye’den bir coğrafya talep etmediler. Buna rağmen asimilasyon politikaları giderek arttı. Kurtuluş Savaşında Türkçe bilmeyen Çerkesler asimilasyon politikaları yüzünden şu an kendi dillerini bilmiyorlar.
21 Mayıs’ta alanlarda farklı sloganlar attınız. Çerkeslerin talepleri neler?
1864 yılında Çarlık Rusyası’nın yapmış olduğu soykırım ve sürgünü bugünkü mirasçısı Rusya Federasyonu’ndan açıkça tanımasını talep ediyoruz.
Dünyadaki bütün Çerkeslerin Çerkesya’nın otokton (kadim yerli) halkı olması münasebetiyle doğal vatandaş sayılmasını istiyoruz.
Dünyanın bütün adaletli ülkelerinin, Birleşmiş Milletler’in, insan hakları örgütlerinin, bu soykırım ve sürgünü en açık bir şekilde tanımalarını istiyoruz.
Biz Çerkesler Anadolu’daki demeti güzelleştiren renklerden biriyiz.
Varlığımızı sürdürmek istiyoruz. Kültürümüzü yaşamak istiyoruz. Ana dilimizde eğitim istiyoruz.
24 saat yayın yapacak televizyon ve radyo istiyoruz.
Çerkes halkı olarak diğer halklarla eşit haklar temelinde özgürce ve barış içerisinde yaşamak istiyoruz.
Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem.
—Çerkes Sürgününe tanıklık eden yaşlı bir Çerkes
Siyasihaber.org / Hatay / Röp. Yusuf Kimyon