1991 yılında İsviçre’nin Valais kantonunda yaşayan kadınlar eşit haklar için sokaklara inerler. 14 Haziran 2025 tarihinde yapılan Kadın Grevi ilk yıldan bu yana yapılan en kitlesel eylemlerden. Bu yıl da kadınlar yaşadıkları sorunların ana kaynağı olan patriyarkayı hedefe koyup “Patriarkayı yık” diyerek birbirlerine ve dünya kadınlarına seslendiler.
Bu eylem kitlesel ve sembolik bir eylem olarak hem kadınların mücadele tarihinde hem İsviçre’nin siyasi tarihinde haklı yerini almış durumda. Sonuncusu 14 Haziran 2025 tarihinde yapılan Kadın Grevi ilk yıldan bu yana yapılan en kitlesel eylemlerden olup ülke çapında en yaygın protesto eylemleri arasında.
14 Haziran 1991 tarihinde kadınların greve gitmelerinin nedeni ancak bu tarihten on yıl önce İsviçre Anayasa’sına girebilen kadın erkek eşitlik ilkesinin kağıt üzerinde yer bulup pratikte ısrarla reddedilmesidir.
1991 yılında yapılan Kadın Grevi’nin ardından kadınlar ikinci grevi 14 Haziran 2011 yılında yapmış. Bu eylem grev olarak değilse de ilk grevin 20. yılı dolayısıyla küçük çaplı anma etkinlikleri ve protestolar şeklinde düzenlenmiş.
Kadınlar eşitlikte ısrarcı
Kadınlar devam eden eşitsizlik politikalarına karşı en büyük protestoyu yine ülke çapında 14 Haziran 2019 tarihinde gerçekleştirdiler. Yüz binlerce kadının ve LGBTİ+nın katıldığı eylem ülkede uzun süre gündemde kaldı.
Siyasetçilerin eşitliğin sağlanması için kadınların taleplerine kulaklarını tıkamaları, kadınlara sadece vaatlerde bulunup pratikte adım atmamaları nedeniyle Kadın Grevi her yıl düzeni olarak yapılmakta.
İsviçre’de kadınların başat gündemlerinden biri “”Eşit işe eşit ücret.” Çünkü refah ülkesi İsviçre’de kadın işçiler erkek işçilerden yüzde 20 daha düşük ücret kazanıyor. Bir de şöyle söyleyeyim. Erkek işçiler kadın işçilerden yüzde 20 daha çok ücret kazanıyor, sırf erkek oldukları için. Erkeklere cinsiyetleri havadan yüze 20 daha fazla gelir kazandırıyor. Bu ayrımcılık sadece ücret eşitsizliği ile sınırlı kalmıyor, emeklilik dönemine yansıyarak aynı eşitsizliğin emeklilik aylığında da sürdürülmesine neden oluyor. Emekli kadınlar emekli erkeklerden yüzde 20 daha düşük aylık alıyor ve onlardan daha yoksul yaşlılık ve emeklilik yaşıyor. Sosyal yardımlara erkeklerden daha çok muhtaç oluyorlar. Sırf kadın oldukları için!
Bu durum kadın grevine “güvenceli ve insanca emeklilik” olarak yansıyor. Emeklilikte de kadınlar finansal bağımsızlık ve adil ücret talep ediyor tıpkı aktif olarak çalıştıkları dönemler için de talep ettikleri gibi.
Aynı iş yerinde, aynı işi yapan işçiler arasında cinsiyetleri nedeniyle farklı ücret ödenmesi ayrımcı bir politikadır ve bu politika sermayenin daha çok kazanması, kâr etmesi için patriyarka ile sermayenin uzlaşısıdır. Kadın işçilerin erkek işçilerden daha az kazanmasının bir nedeni de sermayenin ve patriyarkanın uzlaşısına ortak olan sendikalar.
Her ay düzenli olarak erkeklerden yüzde 20 daha düşük ücret alan kadın işçilerin daha düşük kalitede yaşam sürdürmesinin, daha az refaha sahip olmasının ardında kadın işçilerin eşit ücret kazanmasına karşı sermayenin, sendikaların, erkeklerin ve devletin iş birliği yatmakta.
Bu nedenle Kadın Grevi bu birleşik sömürü cephesini karşısına alan söylem ve eylemlerden oluşmakta. Kendisini Feminist Grev olarak da adlandıran, feminizmin, feminist taleplerin ağırlıkta olduğu, her tarafta mor rengin ve feminist bayrakların dalgalandığı grevde eviçi kadın emeği sömürüsüne dikkat çekilip, ücretsiz bakım emeğinin tanınması talepleri her yıl güçlü şekilde öne çıkarılmakta.
Ve elbette her geçen yıl artan erkek şiddeti ve bu şiddete karşı önlemlerin yeterince alınmaması da kadınları öfkelendirip harekete geçirmekte. Erkek şiddetine karşı mücadeleye yeterince bütçe ayrılmaması, erkek şiddetini önleyecek boyutta politikaların olmaması kadınların korunma ve güvende olma taleplerini her yıl yinelemesine neden oluyor. Kadın örgütlerinin ve kadınların geçtiğimiz aylarda sürdürdüğü “Kadınların güvenliği için 350 milyon” kampanyası erkek şiddetine karşı idi.*
2025 yılının ilk altı ayında işlenen kadın cinayetleri (16 kadın öldürüldü) şimdiden önceki yıllarda işlenen kadın cinayetlerinin toplam sayısına ulaşmış durumda. Bu durum İsviçre’de alarm düzeyine ulaşmış olsa da siyasiler bu konuda üç maymunu oynamaya devam etmekte. Kadınlar ise önceki yıllara göre daha ilk altı ayda yüzde yüzü bulan kadın cinayetlerini gündemlerinden haklı olarak düşürmemekte.

En çok sömürülenler göçmen kadınlar
Emeği en çok sömürülenler elbette en altta yer alan göçmen kadınlar. Kadın grevinin ana damarlarından birini göçmen kadınlar oluşturuyor. Dilleri, sloganları, farklılıkları ile tüm göçmen kadın gruplarının oldukça görünür olduğu eylem, aynı görünürlüğü ne güzel ki sahnede de sağlamakta. Dansın, müziğin, geleneksel kıyafetlerin pırıl pırıl parladığı, kendi sloganları ve talepleri ile her kökenden, ırktan, dilden kadınların yer aldığı Kadın Grevi İsviçreli ırkçılara, kadın düşmanlarına ve cinsiyetçilere güçlü cevap niteliğinde.
Mülteci kadınların güvenliğinin sağlanması, emeğinin daha çok sömürülmesine karşı önlemler ve ırkçılığa karşı dayanışma ve eşitlik talepleri mülteci kadınların sloganları ve sahne konuşmalarında dillendirildi.

Kahrolsun homofobi
Grevin en kalabalık ve görünen kesimleri arasında yer alan LGBTİ+lar TERF ve iki cinsiyetliliği hedefe alan, ayrımcılığa karşı mücadeleyi öne çıkaran, gökkuşağı renkleri ile ezilen Filistin ve Kürt halkıyla dayanışan politik duruşlarını her yıl yeniden yeniden sergilemekte.
LGBTİ+lar hep olduğu gibi ayrımcılığa, homofobiye, transfobiye karşı eşitlik talepleriyle alandaydı.
Alanda genel olarak Filistin halkını, Kürtleri destekleyen sloganlar ve dövizler taşınmakta. Zaten Jin Jiyan Azadi sloganı 8 Mart’tan 1 Mayıs’a, 14 Haziran Kadın Grevi’ne dek hemen tüm eylemlerin ana sloganı halini almış durumda.
Kadın Grevi’nde eşitlik olmadan barış olmayacağını dillendiren kadınlar yaşadıkları sorunların ana kaynağı olan patriyarkayı hedefe koyup “Patriarkayı yık” diyerek birbirlerine ve dünya kadınlarına seslendiler.
Kaynaklar
* https://www.kadinisci.org/sesimizi-duyurmak-ve-korunmak-istiyoruz/
www.kadinisci.org/esit-ucret-zaman-ve-saygi-istiyoruz
gasteavrupa.org/2025/06/15/isvicrede-yuz-binlerce-kadin-esit-ise-esit-ucret-talebiyle-sokaktaydi