HDP Parti Sözcüsü Osman Baydemir, Kuruköy köyünde yaşanılanların 90’lı yılları aştığına dikkat çekti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına tepki gösteren Baydemir, “Sözüm ona kişi güvenliğini korumakla mükellef olan ilgili bakan işkenceyi itiraf ediyor ve işkenceyi meşrulaştırma söylemi ve arayışı içine giriyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Baydemir, bugün ölüm yıldönümü olan Yaşar Kemal ile dün yaşamını yitiren Essa Moosa ve Musul’da yaşamını yitiren Rudaw çalışanı Şifa Gerdi’yi anarak konuşmasına başladı.
Baydemir, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yarın 28 Şubat askeri darbesinin yıl dönümü. Maalesef darbeler tekerrür ediyor. Tam da bu atmosfer içinde 28 Şubat tekerrür etmek üzere özgürlüğün sesi olan HDP’nin sesi kısılıyor. Varlığını kan dökmeye bağlayan bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. 7 Haziran sonucunu tanımayanlar ülkeyi bir kaosa sürükledi. 28 Şubat’ın etkisi 100 yıl sürecek dediler de 100 yıl sürmedi. O darbeciler halkın vicdanında mahkûm ve mahcup oldular. Bugün de 4 Kasım darbesini yapanlar mağlup ve mahkûm olacaklar.”
‘Dün askeri vesayet bugün sivil vesayet’
Baydemir, “28 Şubat Merve Kavakçı’nın vekilliğini düşürdü. Bugünün muktedirleri Yüksekdağ’ın vekilliğini düşürdüler. O gün Genelkurmay’dan brifing alıyorlardı bugün de aynı şekilde külliyede el pençe divan duruyorlar. 28 Şubatçıları eleştiren Nazlı Ilıcak bugün cezaevinde tutuluyor. Bugün 150’yi aşkın meslektaşınız cezaevinde. O gün askeri vesayet vardı, bugün sivil vesayet var, faşizm var. 28 Şubat’ın mağdurları bugün 28 Şubat’ın zihniyetini olduğu gibi ülkenin iktidarına taşıdı. Sadece 28 Şubat’ın değil 2 Mart darbesinin de mirasını taşıyorlar” dedi.
‘Vekilliğin düşürülmesi korsanlıktır’
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesini “korsanlık” olarak değerlendiren Baydemir, “Bir darbedir. Yüksekdağ’ın yargılandığı dosya dokunulmazlığı kaldırılmamış bir dosyadır. Ama maalesef hukuk, muhalefetin giyotini haline dönüşmüştür. Yüksekdağ’ın fotoğraflarının İstanbul’da yasaklanması faşizmin ta kendisidir. HDP’nin kurda kuşa yem edeceği tek bir yoldaşı yoktur. Halkın vicdanında nasıl ki Orhan Doğanlar ölümsüzleşti ve her daim vekil kaldıysa bu arkadaşlarımız da öyle kalacaktır” diye belirtti.
HDP’nin eş genel başkanlarla birlikte 13 milletvekili ve 109 il ve ilçe eş başkanının tutuklu olduğunu anımsatan Baydemir, “Bütün muhalefet terörizmle suçlanıyor. 79 belediyeye kayyum atandı, 83 belediye eş başkanı tutuklu. Sadece Diyarbakır’da 969 belediye personelinin işine son verildi. Adeta nana muhtaç edip açlıkla terbiye etme politikasını hayata koyuyorlar. İşinden edilen ekmeğiyle oynanan 10’u aşkın emekçi intihar etti. Bu cinayettir. Hesabı mutlaka hukuk zemininde sorulacaktır” dedi.
Baydemir, “Ben geçmişte AKP’ye gönül vermiş vicdanlı kardeşlerime seslenmek istiyorum. 28 Şubat’ın yarattığı o mağduriyet kitlesi içinden nasıl böyle bir zalim anlayış çıkabilir. Bunu sorgulamak hepimizin vicdani sorumluluğu, görevidir” ifadesini kullandı.
‘Bakan işkenceyi meşrulaştırıyor’
Nusaybin’in Kuruköy (Xerabê Bava) köyünde yaşanılanların 90’lı yılları aşan bir zulüm politikası olarak sürdüğüne dikkat çeken Baydemir, sözlerine şöyle devam etti: “Sözüm ona kişi güvenliğini korumakla mükellef olan ilgili bakan işkenceyi itiraf ediyor ve işkenceyi meşrulaştırma söylemi ve arayışı içine giriyor. İşkence suçtur, hiçbir gerekçe işkenceyi meşrulaştıramaz. İşkence zaman aşımını da uğramaz. Mutlaka adalet önünde hesabı sorulacaktır.”
“OHAL rejimi inşa edilmeye çalışılıyor” diyen Baydemir, “OHAL rejimini kaldırdık, OHAL artık tarihe karıştı’ diyen ve bununla övünen bir anlayıştan OHAL’in adeta bir rejime dönüştüğü karanlık Türkiye’yi yaşıyoruz. Her koşulda birliğin milletin iradesinin koruyucusu olacağını ifade eden siyasal iktidar Kürt halkına düşmanlığın, Kürt halkının yol olması için elinden gelen tüm çabayı ortaya koyuyor” ifadelerinde bulundu.
‘Biz şerre karşı ‘hayır’ diyeceğiz’
Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye halklarına çağrımız var: Bugün bedel ödetilen sadece HDP değildir. HDP şahsında bu ülkenin demokrasisidir. Çocuklarımızın aydınlık geleceğidir. Hiç şüpheniz olmasın Türkiye büyük bir yol ayrımına doğru ilerliyor. Bu yol ayrımında bir kez daha çözüm, değiştirme gücü halkın elinde. Böyle bir atmosfer içinde Eş Genel Başkanların cezaevinde olduğu, yarının ne olacağının belli olmadığı bir atmosfer içinde, medyanın bedel ödemeden objektif bir haber yapamayacağı bir atmosfer içinde referanduma gidiyoruz. Buna rağmen 16 Nisan Türkiye açısından bir fırsattır. Türkiye’nin önünde 17 Nisan sabahı 2 yol olacaktır. Bir bütün olarak Türkiye demokrasisi idam sehpasına götürülecektir, etnik kimliklerin bir arada yaşama arzusu idam sehpasına götürülüyor. Bu yola ‘evet ‘diyecek misiniz? Yoksa bütün bu musibetlere, şer dayatmalarına ‘hayır’ deyip Türkiye önünde yeni bir sayfa açacak ve Türkiye’yi masaya çekecek, diyalog masasına çekecek ‘Hayır’ı diyecek misiniz? Biz şerre karşı ‘hayır’ diyeceğiz ve bütün toplumu ‘hayır’da buluşmaya davet ediyoruz.
‘Hükümetin güney politikası diğer parçalara da sirayet etmeli’
Açıklamasının ardından Barzani’nin Türkiye’ye gelişine dair görüşleri sorulan Baydemir, “Sayın Barzani’nin Türkiye ziyareti diplomatik kanallar açısından şüphesiz ki önemlidir. Birkaç ay önce Eş Genel Başkanımız Demirtaş başkanlığındaki heyetle Güney Kürdistan’da temaslarda bulunmuştuk. O ziyarette HDP’nin Ortadoğu’daki gelişmeler ve Kürt halkının ittifakına ilişkin fikirlerini sunmuş, bilgilendirmiştik. Sayın Başkan HDP’nin duruşu konusunda bilgi sahibidir. Bu minvalde bu ziyaretin başarılı geçmesini diliyoruz. Hükümetin Güney Kürdistan’daki dostluk politikasının aynısının Rojava Kürdistan’ına ve Kürdistan’ın diğer parçalarına sirayet etmesini umuyoruz. Bu ziyaretin Kürt düşmanlığından da vazgeçişe de katkı sunmasını umuyoruz” yanıtını verdi.
CHP’li Erol’a tavsiye: Ayıkken açıklama yapmasını öneriyorum
CHP’li Gürsel Erol’un PKK'nin derin devlet ile anlaştığı, referandum sürecinde “evet” oyu kullanacağı ve kimi HDP’lilerin de tasfiye edileceği yönündeki iddiasını soran gazeteciye Baydemir, “Bütün bu zulümler karşısında böyle bir iddiada bulunmak herhalde kendinde olmadığı, ayık olmadığı bir zaman diliminde yapmış olduğu bir açıklamadır. Ayıkken açıklama yapmasını öneriyorum” diye yanıt verdi.
Baydemir, önceki Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen’in 31 Ocak’ta tutuklanmasının ardından geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu toplantısından bu göreve getirilmişti.(DİHABER)