Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

    18 Mayıs 2025

    Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

    18 Mayıs 2025

    Gerilla’nın devletle bütünleşme örneği olarak Mujica ve Ortega

    17 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

      18 Mayıs 2025

      Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

      18 Mayıs 2025

      Gerilla’nın devletle bütünleşme örneği olarak Mujica ve Ortega

      17 Mayıs 2025

      Tarihi bir dönemeç: PKK’nin feshi ve barışın kapısı

      14 Mayıs 2025

      Makine Bilinci ve Pozitivist Aklın Eleştirisi

      13 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Eski gerilla, yeni makul: José “Pepe” Mujica

      17 Mayıs 2025

      Lozan öncesine değil, dönebiliyorsak daha da öncesine dönelim

      16 Mayıs 2025

      Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

      15 Mayıs 2025

      Erol Eğrek soruları

      13 Mayıs 2025

      PKK’nin kendisini feshi üzerine

      13 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025

      “Çelişkilerden imkân üretmek…” – Ertuğrul Kürkçü

      1 Mart 2025

      Kuzey Kore efsaneleri: Bir akıl dışı çılgınlıklar ülkesi mi? – Kavel Alpaslan

      26 Şubat 2025

      Suriye’de Aleviler hedef tahtasında: Tehcir, işkence, katliam* – Hamide Rencüs

      25 Şubat 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Obama – Erdoğan görüşmesi: Washington’dan farklı, Ankara’dan farklı açıklamalar

    Obama – Erdoğan görüşmesi: Washington’dan farklı, Ankara’dan farklı açıklamalar

    Siyasi Haber21 Şubat 2016
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Barack Obama’ya Suriye’nin kuzeyinde YPG mevzilerine yapılan top atışlarının durdurulması için Suriye, Rusya ve YPG’nin Münih’teki anlaşmaya uymasını şart koştuğu belirtildi. Görüşmeden sonra Münih şartı ve YPG açıklamaları Washington ve Ankara’dan farklı şekilde servis edildi.

    Hürriyet’ten Deniz Zeyrek’in haberine göre, Cumhurbaşkanlığı ve diplomatik kaynaklar, ABD ve Türkiye’nin farklı yönde açıklamalar yaptığı görüşmenin detaylarını aktardı.


    Buna göre, Erdoğan görüşmede Ankara saldırısını YPG’nin yaptığından şüphe duymadıklarını bir kez daha belirtip, büyükelçilere de bu yönde bilgi verildiğini söyledi. Suriye’nin kuzeybatısında Esad ve YPG güçlerinin muhaliflere yönelik saldırılarının IŞİD ile mücadeleye de zarar verdiğini savunan Erdoğan, Obama’dan bu saldırıların durdurulması için çağrı yapmasını talep etti.


    Beyaz Saray bunu olumlu karşılasa da görüşme sonrası açıklamada, YPG’nin dışında sadece Esad’a yönelik çağrı yer aldı.


    Münih şartı


    Rusya’nın tavrının IŞİD’le mücadeleye zarar verdiğini söyleyen Erdoğan, YPG’ye yönelik top atışları konusunda ise,  “Hedefleri IŞİD ile mücadele değil. Azez düşerse Türkiye ciddi bir göç ve güvenlik sorunu ile karşılaşacak. Esad, Rusya ve YPG, Münih’te varılan anlaşmaya uyarsa top atışları da duracaktır” şartını ileri sürdü. Obama ise, Türkiye’nin YPG’ye yönelik saldırılarını durdurması yönündeki ABD pozisyonunu tekrarladı.


    ‘Beyaz Saray metni değiştirdi’


    Üst düzey bir yetkili ise, ABD ile Türkiye’nin farklı açıklamalar yapmasının altında, Beyaz Saray’ın üzerinde mutabık kalınan metni son anda değiştirmesinin yattığını ileri sürdü.


    Buna göre, Türkiye üzerinde mutabık kalınan metni yayınlarken, Beyaz Saray iki kritik değişiklik yaptı. Bu durum, Beyaz Saray’ın gazetecilere gönderdiği bilgi notu ile yaptığı resmi açıklamanın da farklı olmasına neden oldu. Üst düzey yetkili, “Beyaz Saray metni açıkladıktan sonra bize değişiklik yapıldığı bilgisini verdi” dedi.


    Yaşananların ardından metnin değiştirildiğine ve haber ajanslarından farklı servis edildiğine dair ise Hürriyet gazetesi yazarı Tolga Tanış, bugünkü yazısını ‘Gerçekler’ başlığı altında yazdı.


    Gerçekler


    2010 yılından beri Türk-Amerikan ilişkilerini yerinden takip ediyorum. ABD Dışişleri Bakanlığı’nda sayısız basın toplantısına katıldım. Ancak Ankara ve Washington’ın böylesine temel bir ayrılık yaşadığını gösteren perşembe günkü brifing gibisini hatırlamıyorum.


    Hayır. İki ülke arasında daha önce başka derin farklılıklar da olmuştu. 2010’daki İran krizi gibi. Ama perşembe günü benim o salonda gördüğüm şu: Washington, Ankara’nın Suriyeli Kürtler konusundaki pozisyonunu desteklemediği gibi Türkiye’nin öfkesini de umursamıyordu.


    Ne dedi Ankara?


    1- 17 Şubat saldırısını Suriyeli Kürtlerin kurduğu PYD’nin silahlı kanadı YPG yaptı.


    2- Meşru müdafaa hakkımız var. Yani Suriye’deki YPG hedeflerini vurabiliriz.


    3- Kanıt kesin olduğuna göre ABD de artık YPG’ye desteğini kessin.


    Washington cevap olarak ne dedi?


    1- YPG’nin yaptığına ikna olmadık.


    2- Meşru müdafaa hakkın kendi toprağında geçerli, Suriye’deki hedeflere topçu atışına son ver.


    3- Bizim YPG’ye desteğimiz sürecek.


    Üç konuda birden Washington’ın Türkiye’yi geri çevirmesi, Ankara’daki bir şehir efsanesinin de sona ermesi anlamına geliyordu: “ABD’nin bize duyduğu ihtiyaç, bizim onlara olan ihtiyacımızdan daha fazla…”


    Eski ABD Büyükelçisi, Washington’da Türk-Amerikan ilişkilerini en doğru izleyen isimlerden Robert Pearson’ın 6 Ocak’ta Ortadoğu Enstitüsü için yazdığı yazıda vardı aslında ipucu.


    Aynen şöyle diyordu Pearson:


    “Eğer 2015 Washington ve Ankara’nın birbirlerinden daha da uzaklaştıklarına tanıklık eden bir yıl olduysa, 2016 ABD’nin Ortadoğu’daki politikalarını Türkiye’ye daha az güvenerek şekillendireceği bir yıl olabilir.”


    Olan tam da bu.


    Bunun hazırlığı elbette yapıldı. Zira perşembe günkü basın toplantısına tarihi bir özellik kazandıran asıl boyut da bu. Türkiye’nin YPG ayrılığı yüzünden IŞİD karşıtı koalisyondan çekilme ihtimali sorulduğunda Sözcü John Kirby’nin suratında beliren ifade. Hiç de önemsiyor gibi değildi. Türkiye’nin IŞİD’le savaşa katkılarını sıralayıp “Biz bunun olmasını istemeyiz” dedi sadece. Ve “Türkiye’nin kendi kararı” dedi.


    İncirlik Üssü’nün kullanımı, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşa katıldığını göstermesi nedeniyle asıl sembolik açıdan önemli oldu ABD için. Yoksa biraz daha riskli ve pahalı bir operasyonla başka seçenekler zor değil. Ankara bunu yanlış okudu.


     Peki ne zaman başladı Washington bu Ortadoğu’da Türklere daha az güvenerek ilerleme politikasının altyapısını oluşturmaya?


    Bunun operasyonel hazırlığı Pearson’ın işaret ettiği gibi muhtemelen ancak geçen sene şekillendi. Ancak bana sorarsanız, fikri altyapısı Türkiye’nin Suriye’deki tartışmalı politikalarının yanı sıra ta 2013 Gezi’ye kadar gidiyor.


    Ben Washington’ın, Erdoğan’a yönelik bu yeni yaklaşımı oluştururken, Türkiye’de Gezi sonrası şekillenen özgürlük eksenli düşünce iklimini de hesap ettiğine inanıyorum. Daha önce “Gezi olmasaydı, 2014’de Kobani’de Kürtlere silah vermezlerdi” derken de bunu kast etmiştim. Buna rağmen Ankara durumu farklı yansıtıp içeriye ABD’nin YPG konusunda kendi çizgisine geldiği izlenimi vermeye devam etti.


    Ve bunu da büyük bir riske girip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Obama’yla yapacağı bir telefon görüşmesiyle tescil etmek istedi. Sanki John Kirby’nin açıklamaları ABD’nin pozisyonunu yansıtmıyormuş gibi. Sanki Obama’nın Özel Temsilcisi Brett McGurk, iki hafta önce Kobani’ye kendi başına gitmiş gibi.


    Peki ne oldu?


    Tam da beklenen oldu.


    Ankara yayınladığı bildiride görüşmenin içeriğini Washington’dan farklı aktardı.


    Hükümet yanlısı basın, gazeteciler, “ABD, YPG konusunda Türkiye’nin çizgisine geldi” iddiasını yine devam ettirdi.


    Ancak Obama, içeriğini halen tam bilmediğimiz ve bana kalırsa iki lider arasında son yıllarda yapılmış en kritik telefon konuşmasında bu sefer Erdoğan’ın yüzüne söyledi: YPG ilerlemesin ama siz de Suriye’de Kürtlere yönelik topçu atışlarına son verin.


    Ne YPG’ye yönelik bir kınama.


    Ne ABD’nin YPG’ye desteğinin sona ereceğine dair bir söz.


    Ne de Erdoğan’ın istediği, Suriye’de bir sınır ötesi kara operasyonuna yeşil ışık.


    Bu iş nereye gider?


    Washington, bu politikasıyla Ankara’nın önüne tek bir seçenek koymuş durumda. İçeride Kürtlerle süren gerginliğin azaltılması ve çözüm sürecine dönüş. Erdoğan bu politikasını daha ne kadar devam ettirir, Washington’la ilişkileri daha ne kadar tırmandırır kestirmek zor. Ama durum aktardığım minvalde. Ve Washington’ın tavrı da çok net.


    Tıpkı brifingde Kirby’nin söylediği gibi: Kendi tercihi.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025

    Bahçeli’nin ‘totaliter’ fantezileri

    3 Nisan 2025

    RTÜK Başkanı Şahin’den ‘boykot’ açıklaması: Destek veren kanallar takip edilip gereği yapılacak

    2 Nisan 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

    Tolga Güney

    Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

    Burak İmrek

    Gerilla’nın devletle bütünleşme örneği olarak Mujica ve Ortega

    Zeynel A. Göçer

    Tarihi bir dönemeç: PKK’nin feshi ve barışın kapısı

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Barış Yıldırım

    Eski gerilla, yeni makul: José “Pepe” Mujica

    Ohannes Kılıçdağı

    Lozan öncesine değil, dönebiliyorsak daha da öncesine dönelim

    Zafer Yörük

    Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

    Ercüment Akdeniz

    Erol Eğrek soruları

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.