KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Medya Haber TV’de katıldığı programda, gündemdeki barış süreci, Şengal soykırımı, Abdullah Öcalan’ın durumu, Meclis’te kurulan komisyon, Türkiye’nin demokratikleşme ihtiyacı, Suriye’deki gelişmeler ve ekolojik yıkım üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
“Komisyonun ilk görüşmesi Öcalan ile olmalı”
Karasu, Meclis’te kurulan çözüm komisyonunu olumlu bulduğunu, ancak bu komisyonun ilk işinin Abdullah Öcalan ile doğrudan görüşmek olması gerektiğini belirtti. Öcalan’ın, Kürt sorununun ve çözüm sürecinin merkezinde olduğunu vurgulayan Karasu, “Önder Apo ile tartışmadan, bu komisyon işlevsel olamaz” dedi.
“Sadece silah bırakmaya indirgenen çözüm anlayışı eksiktir”
Komisyonun sadece silah bırakmaya odaklanmasının çözüm üretmeyeceğini söyleyen Karasu, sorunun yüz yıllık bir tarihi olduğunu, Kürt halkının uğradığı inkârın, isyanların ve bastırmaların derin bir demokratikleşme ihtiyacı doğurduğunu vurguladı. “Eğer sadece gerillaların durumu konuşulacaksa, bu süreç dağ doğurur fare doğurur” dedi.
Êzidî Soykırımı ve Şengal Direnişi: “Tarihi bir duruştur”
DAİŞ’in Êzidî halkına yönelik gerçekleştirdiği saldırının bir soykırım olduğunu söyleyen Karasu, bu saldırının önlenmesinde HPG, YPG/YPJ ve YJA-Star’ın büyük rol oynadığını vurguladı. KDP güçlerinin geri çekildiği anda PKK’nin tüm askeri gücünü Şengal’e yönelttiğini belirtti. “Gerillalar onay almadan bile Şengal’e gitmek istiyordu. Bu, tarihsel bir sahipleniştir” dedi.
Abdullah Öcalan’ın uyarıları ve rolü
Karasu, Abdullah Öcalan’ın daha DAİŞ saldırısından önce Êzidîlere yönelik olası katliam riskine dikkat çektiğini ve hareketi uyardığını söyledi. “Eğer Êzidîler kurtulmuşsa, bu Önderliğin uyarıları ve hareketimizin müdahalesi sayesindedir” dedi.
Umut Hakkı: “Devlet Bahçeli sözünün arkasında durmalı”
AİHM’in Öcalan için “Umut Hakkı” kararı verdiğini hatırlatan Karasu, Türk devletinin bu konuda hiçbir adım atmadığını söyledi. Bahçeli’nin “örgüt feshedilsin, Umut Hakkı devreye girsin” açıklamasına atıfta bulunan Karasu, “Bahçeli ve Erdoğan bu sözün arkasında durmalı. PKK feshedildi, şimdi Öcalan’ın özgürlüğü tartışılmalı” dedi.
Demokratikleşme olmadan çözüm olmaz
Türkiye’deki tüm krizlerin kaynağının Kürt sorununun çözümsüzlüğü olduğunu belirten Karasu, “Kürt sorununu çözmeden Türkiye demokratikleşemez. Bugün işsizlikten yolsuzluğa kadar her sorunun temelinde bu var” dedi. Muhalefete seslenen Karasu, “Kürt sorununu reddedip demokrasi talebinde bulunmak samimi değildir” dedi.
CHP’ye: Destek önemli ama daha fazlası gerekiyor
CHP’nin komisyona katılmasını olumlayan Karasu, bu sürece daha güçlü destek verilmesi gerektiğini belirtti. “CHP dahil muhalefet, süreci samimi biçimde sahiplenmeli. Aksi halde kendi eleştirileriyle çelişirler” dedi.
Suriye ve Rojava politikası: “Kürt kardeşliğinden söz ediyorsan…”
Karasu, Türkiye’nin Rojava’ya dönük tehditkâr tutumunu eleştirdi: “Kürt-Türk kardeşliğinden söz ediyorsanız, Rojava’daki Kürtler de kardeşinizdir. Onlara karşı tehdit dili kullanmak çelişkidir.” Şam yönetiminin de merkeziyetçi ve baskıcı yapısını eleştiren Karasu, Kürtlerin, Dürzilerin ve Süryanilerin iradesini tanıyan bir anayasal çözümün şart olduğunu vurguladı.
Ekolojik yıkım ve endüstriyalizm eleştirisi
Endüstriyalizmin doğaya ve insanlığa karşı en büyük tehdit olduğunu belirten Karasu, mevcut sosyalist çevrelerin bile bu konuda yeterince duyarlı olmadığını söyledi. “Kadın özgürlüğü paradigmasında nasıl öncüysek, ekolojik mücadelede de öyle olmalıyız” dedi.
Barajlar, orman kıyımı ve Kürdistan’ın insansızlaştırılması konularını da ekolojik soykırım başlığı altında değerlendiren Karasu, ekolojik yıkıma karşı örgütlü bir halk direnişinin ve ideolojik mücadelenin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Kadın özgürlük mücadelesiyle ekolojik mücadele birleşmeli”
Kadın özgürlüğü konusunda Kürt kadın hareketinin tarihi bir gelişme sağladığını vurgulayan Karasu, bu çizginin ekolojik bilinçle bütünleştirilmesi gerektiğini söyledi. “Yurtseverlik, sadece diline, kimliğine sahip çıkmak değil; doğana, suyuna, ormanına da sahip çıkmaktır” dedi.