MLSA’nın 15 Haziran-31 Aralık 2020 dava gözlem raporuna göre; gazetecilerin tutuklanması düştü ancak gazetecilere yönelik suçlamalar hiç değişmedi.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneğinin (MLSA) 15 Haziran- 31 Aralık 2020 tarihleri arasında izlediği ifade özgürlüğü davalarına ilişkin istatistikler, gazetecilere yönelik davalarda tutuklu yargılama oranının büyük oranda düşmesine rağmen, gazetecilere yönelik suçlamaların değişmediğini ortaya koydu.
MLSA, 15 Haziran-31 Aralık 2020 tarihleri arasında 13 ilde gazetecilere, akademisyenlere ve sivil toplum çalışanlarına yönelik devam eden 132 davada 195 duruşma izledi.
‘Gazetecilik Hâlâ Suç’ başlıklı rapora göre, tutuklu yargılama oranlarında büyük bir düşüş gerçekleşti. İzlenen davalarda yargılananların tutuklu bulunduğu davaların oranı yüzde 6 oldu. Bu oran, 2019 şubat ve 2020 mart tarihleri arasında gerçekleşen bir önceki dava izleme döneminde yüzde 49’du.
Aynı dönemde haberleri nedeniyle cezaevinde bulunan ortalama gazeteci sayısı ise 95’ten 66’ya düştü.
2018 verilerine göre açılan davalarda Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yöneltilen suçlamaların oranı yüzde 72 iken, 2019 ve 2020’nin ilk çeyreğinde bu oran yüzde 61’e düşmüştü. Son izleme döneminde ise bu oran yüzde 46’ya düştü. Ancak sonuçlanan davalarda TMK hükümlerinden ceza verme oranı bir önceki dönemle aynı kalarak yüzde 78 oldu.
Haber hala terör suçu
Bu dönemde ayrıca, davaların yüzde 79’unda sanıklara isnat edilen suçlamalara haberler ve yayınlar temel teşkil etti. Bu rakam önceki dönemlerle benzerlik arz ediyor. Sanıklara, TMK kapsamında suçlamalar yöneltilen 74 davanın 71’inde (yüzde 96) sanıkların yaptıkları haberler terör örgütü üyeliği veya propagandası gibi suçlara delil olarak gösterildi.
Adil yargılamayla ilgili sorunlar
34 duruşmada (yüzde 17) gözlemciler adil yargılanmayı etkileyebilecek unsurlar bulunduğunu bildirdi. Bunlar arasında salona gazeteci ve izleyici alınmaması; mahkeme heyetinin söz kesmesi; bazı durumlarda sanıkların ifadeleri dinlemeden karar verilmesi; sanıkları konuşturmama gibi ihlaller yer aldı.
Haber kaynaklarıyla görüşmeler ‘delil’ oldu
İzlenen 132 davada sanıklara 156 farklı suçlama yöneltildi.
38 davada sanıklara terör örgütü propagandası yapmak; 20 davada silahlı (terör) örgüt üyeliği; 19 davada kişilik haklarına saldırı (hakaret veya iftira); 15 davada cumhurbaşkanına hakaret ve 8 davada halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçlamaları yöneltildi.
132 davanın 80’inde (yüzde 61) sanıklara yöneltilen suçlamalara yazdıkları haberler, yayımladıkları haber fotoğrafları veya yaptıkları yayımlar delil gösterildi. İzlenen davaların 55’inde (yüzde 42) sanıkların sosyal medya paylaşımları da suç delili olarak dava dosyasına alındı. 132 davanın 104’ünde (yüzde 79) deliller haber ve yayımlara ek olarak haber kaynaklarıyla görüşme, gazetenin yayım politikası gibi doğrudan gazetecilikle ilgili faaliyetler oldu.
20 davada (yüzde 15) gazetecinin haber kaynağı ile yaptığı telefon görüşmesi suçlamaya delil teşkil etti.
Haberciler, haber takibi amacıyla katıldıkları basın açıklamaları ve yürüyüşler nedeniyle toplam 11 davada (yüzde 8) suçlandılar. Altı davada sanığın çalıştığı gazetenin genel yayım çizgisi konu edilirken, 3 davada dernek faaliyetleri de suça kanıt gösterildi.
“Hiç yargılanmamaları gerekirken yargılanıyorlar”
Raporun bulguları hakkında konuşan MLSA Eş-Direktörü Avukat Veysel Ok, “Bizim dava gözlem bulgularımıza göre özellikle gazeteci davalarında tutuklu yargılamalarında büyük bir düşüş var. Önceki dönemde yüzde 49 civarında olan tutuklu yargılama oranı yüzde 6’ya düşmüş durumda. Silahlı örgüt üyeliği dahil her türlü suçlamaya gazetecinin mesleki faaliyetleri delil gösteriliyor. Bu nedenle daha sık tutuksuz yargılama görmemize rağmen yargının iyi bir noktaya geldiğini söylemekte zorlanıyoruz. Gazeteciler hâlâ, bırakın tutuksuz yargılanmayı; hiç yargılanmamaları gereken davalarda yargılanıyorlar” dedi.
(Evrensel)