MİT TIR’larıyla ilgili haber nedeniyle açılan soruşturmada ifade vermek için bugün adliyeye Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Can Dündar’la gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan MİT TIR'larında silah taşındığı yönündeki haberi yayımladığı için "devletin sırlarını ifşa ettiği" iddiasıyla haklarında soruşturma açılan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, ifade vermek üzere Çağlayan Adliyesi'ndeydi. Can Dündar ve Erdem Gül, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Dündar, savcılıktaki ifadesi öncesinde yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın MİT TIR’larıyla ilgili “Silah olsa ne olur olmasa ne olur” sözlerine atıfla, “O halde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur” demişti.
Erdoğan, MİT TIR’ları haberini yapan Dündar için, “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” diye konuşmuştu.
Cumhurbaşkanı, hakkında suç duyurusunda bulunduğu Dündar’ın Türk Ceza Yasası’nın 312, 327, 328, 330, 220, 285 ve 289. maddeleri uyarınca biri ağır iki kez müebbet ve 42 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Söz konusu maddeler, terör örgütü kurmak ve yönetmek, kurulan örgüte üye olmak, terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, soruşturmanın gizliliğini ihlal, Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçlarını düzenliyor.
İfade vermeden önce açıklama yapan Can Dündar:
"Biliyorsunuz MİT tırlarında silah taşındığına dair yaptığımız haberden dolayı bir soruşturma yürütülüyor. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın şikayetçi olduğu bir soruşturma bu" dedi. "Gazeteciliği, halkın haber alma hakkını, kamuoyunun hükümet yalan söylüyorsa bunu bilme hakkını savunmaya geldiklerini" dile getiren Dündar, "Hükümetlerin hiçbir şekilde illegal yollara sapmaması gerektiğini göstermeye, kanıtlamaya, bunun savunmasını yapmaya geldik" dedi.
‘Bu sır devlete ait bir sır mı?’
Cumhurbaşkanı'nın bu durumu kendi kişisel davası olarak ele aldığını, "Takipçisi olacağım" dediğini söyleyen Dündar, Cumhurbaşkanı'nın tek başına şikayetçi olmasının nedenini bilmediğini söyledi. Dündar, "Bu sır devlete ait bir sır mı? Kendi şahsi sırrı mı? Bunu da herhalde bu soruşturma gösterecek" dedi. Casuslukla suçlandıklarını ve Cumhurbaşkanı'nın "Vatana ihanet" dediğini belirten Dündar, "Bizler casus değiliz, hain değiliz, kahraman değiliz. Bizler gazeteciyiz. Burada yapılan şey de baştan sona gazetecilik faaliyetidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nın iddialarına ilişkin haklarında iki kez müebbet istendiğini belirten Dündar, olayın bu çapta büyümesini anlayabildiğini, çünkü ortada bir suçüstü olduğunu söyledi. Dündar, "Suçüstü yakalanmış bir hükümet var. Bunun yarattığı bir panik var. Bu anlaşılabilir birşey. Ama bütün bu soruşturma sürecinin bu paniği daha da büyüteceğini düşünüyorum. Bunu uluslararası boyuta taşıyacağını ve bize de burada gizli ibaresi altında yapılan silah ticaretini, insan ticaretini belgeleme ve bütün dünyaya kanıtlama şansı vereceğini düşünüyorum" dedi.
‘Asıl suçluları değil, suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar’
Cumhurbaşkanı'nın önceki gün "Silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur" ifadesinde bulunduğunu söyleyen Dündar, "Ben de aynı şekilde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur diyorum" dedi. TIRlar için önce gıda yardımı dediklerini, sonra içinde silah çıktığını, bunun da Türkmenlere gittiğini söylediklerini hatırlatan Dündar, "Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş 'Vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu' açıklamasını yaptı. Herhalde bizim soruşturmamızda gelip tanıklık yapacaktır. Bugünkü hükümet adına o sözünü tekrarlayacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu. Dündar, "Türkmenler'in de bize gelmediğini söylemeleri üzerine bu kez asıl suçluları değil, bu suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar" dedi.
‘Devlet bir şey yapıyorsa, milletin bunu bilmeye hakkı var’
Can Dündar, bir gazetecinin "Rus uçağının düşürülmesinin ardından MİT tırlarının, Türkmenler'e gittiği yönünde yapılan iddianın tekrar gündeme getirildiği gün ifadeye çağrılmasını nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine ise "Hikmet diyelim. Biliyorsunuz bazı tırlar tekrar bombalandı Rus uçakları tarafından. Devlet birşey yapıyorsa milletin bunu bilmeye hakkı var. Çünkü bu devlet bizim devletimiz. Ve biz de gazeteci olarak milet adına kamuyu denetlemekle görevliyiz. Bu kez karşılarında hemen sinmeye hazır gazeteciler yok. Bu kez kararlılıkla bu işi takip edecek, dik duracak, sonuna kadar arkasında duracak gazeteciler var" diye konuştu.
‘Halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmakla görevlidir’
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül de, "Gazeteci aynı zamanda, eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır. Geriye doğru dönersek, Suruç katliamı ve Ankara katliamı var. Bu haberler biraz da bununla ilgili haberler. Dolaysıyla halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmakla görevlidir" diye konuştu.