Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    BM: Gazze’de Mayıs’tan bu yana gıda ararken 1500 kişi hayatını kaybetti

    4 Ağustos 2025

    Van’da kayyımın işten çıkardığı 223 işçi için yürüyüş: “Kayyım gidecek, işçiler dönecek”

    4 Ağustos 2025

    Tokat köylüsü madene geçit vermedi

    4 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

      4 Ağustos 2025

      “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

      2 Ağustos 2025

      Gerçek barış mı, ideolojik restorasyon mu?

      31 Temmuz 2025

      Aşkın ve özgürlüğün önüne engel konamaz

      31 Temmuz 2025

      Silahlanma Yarışı ve Savaş Tehdidi

      30 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      ‘Bir cisim’ yaklaşırken…

      4 Ağustos 2025

      Misak-ı Suriye!

      4 Ağustos 2025

      Kanlı gözyaşları: 2 Ağustos ve Roman Soykırımı

      2 Ağustos 2025

      Gazze’de açlık yoluyla yok etme: Uluslararası hukukun sınırında sistematik bir suçun analizi

      2 Ağustos 2025

      İnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı, tek cümleyle konu kapatıldı

      31 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Misak-ı Suriye!

    Misak-ı Suriye!

    FEHİM TAŞTEKİN Evrensel için yazdı: İddiaya göre “Kuzeydoğu Suriye’deki liderler, Şam hükümetiyle yürütülen müzakerelerin başarısız olması ve Özerk Yönetim’in herhangi bir siyasi taviz elde edememesi durumunda, Türkiye ile iletişim kanallarının açılması ve ‘Misak-ı Milli’ ile hizalanma da dahil bölgesel yeniden konumlanma seçeneğini değerlendiriyor.” ... Şu anda Suriye dosyasında parmağı olan pek çok tarafın çıkarları ‘Misak-ı Suriye’ metaforuna yatkın. Bunun Misak-ı Milli’ye karşı bir akım yarattığı da ortada.
    Fehim Taştekin4 Ağustos 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Komplo teorisyeninin ağzı yok ki büzesin! Komploculuk insanlığın kavga yaşı kadar eski bir üretmece. İmralı sath-ı mailindeki konverjans, Kürt sorununun bölünme değil genişlemeyle (Misak-ı Milli) çözüleceğine dair ayartıcı yaklaşımlar içerince, Suriye’deki Kürtlerin de Şam yolunda patinaj yaparken şoför mahallinde birilerinin “Rotayı kuzeye mi kırsak heval!” diye mırıldanması normaldir.

    Fakat bunu ciddiye almak gerekir mi? Suriye bir oyun sahnesidir ve birbirine rakip hiçbir senaryoda final sahnesi yazılmışa benzemiyor. Tek başına bunu yazmaya kadir bir güç de yok. İmparatorluklar çağında değiliz! Ama kanımız o illetten temizlenmiş de değil.

    Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın önce IŞİD’e, ardından Haşd’uş Şaabi’ye çarpan Musul aşkını; Bağdat’ı bypass ederek Kürdistan’la 50 yıllığına yaptığı petrol anlaşmasının öteki ucundaki Kerkük silüetini; Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarına paralel olarak Suriye politikasına yedirdiği Misak-ı Milli vurgusunu “gün ola harman ola” mantığıyla olgunlaşmaya bırakılmış hesaplara bağlamak mümkün.

    Suriye krizi yaratıldığı andan beri pek çok kişinin, Fransızların 1920’lerde denediği 5 parçalı Suriye haritasının yeniden devreye sokulduğuna dair teoriye “eyvallah” dediğini hatırlayalım. Suriye etki ya da kontrol alanlarına dönüştü ama gelişmelerin hiçbiri parçalanma senaryosunu karşılamadı.

    Nominal hesaplar

    Sahnedeki tarafların nominal hedeflerine bakıp önce durumun fotoğrafı çekilebilir. Ardından tıkanma noktalarında yedek hesapların ne olacağına dair spekülasyonlara bakılabilir…

    Batı-Körfez ekseninde şekillenen yıkım ekibinin yeni Suriye için el verdiği Colani yönetimi İslamcı söyleminin yetersizliğini Arap milliyetçiliğiyle kapatmaya çalışıyor. Bunu etkin kılacak yegane şey Suriye’nin her karışında egemenliğin tesisine yönelik söylemlerdir. Tabii İsrail işgali altındaki topraklar hariç! Süveyde’ye yönelik aşiret milislerinin devreye sokulduğu kanlı hamlenin arkasındaki siyasal motivasyon da vatan topraklarını parçalamaya dönük hain planları bertaraf etmekti. Kendileri Suriye’yi cehenneme çeviren müdahaleci güçlerin aparatı olsalar da! Fakat Arap milliyetçiliği, İslamcılığı aşan bir olgu olarak bu topraklara derinlemesine nüfuz etmiş durumda. Bu madene dalmak pragmatizmin bir emridir. Süveyde hamlesi tutsaydı muhtemelen Fırat’ın doğusu için pişirilen sıradaki planı konuşuyor olacaktık. Bu operasyonun parolası da “ayrılıkçı ve bölücülüğe karşı Suriye’nin birliği ve bütünlüğü” olacaktı!

    Ankara, Arap milliyetçilerin ‘işgalci’ olarak gördüğü Türk askeri varlığını Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma amacına bağlıyor. Paradoksal bir meşrulaştırma!

    Nominal stratejiler derken ABD’nin ayak izlerinde, karşılanması gereken şartlara bağlı pragmatik tercihler görüyoruz. O yüzden Colani ile çalışma kararı dönemsel ya da geçici olabilir. Ancak Colani’de karar kılan tercih, parçalanmış bir Suriye hedeflemiyor çünkü bu Amerikan çıkarları açısından işe yaramayacaktır.

    Şu anda her istenileni yapmaya mahkûm bir HTŞ rejimiyle Suriye’yi Amerikan düzenine konumlandırmakla meşguller. Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) de bu hedefe tampon yapmak istiyorlar. ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın “Onlara, devlet içinde ayrı bir bağımsız hükümet kurma borcumuz yok” sözü aslında 2014’den beri geçerli bir önermeydi.

    Suriye’nin ‘direniş ekseni’nden çıkması, İsrail’le barışması, Batılı sermayeye açılması ve Ortadoğu’da Amerikan düzeninde yer alması temel öncelik setini oluşturuyor. Sürücüyle değil aracın istikametiyle ilgileniyorlar.

    Trump’ın bölgede paralı ya da emlak değeri yüksek stratejik ortakları “Colani’yle yürüyelim” diye telkinde bulununca bir çakışma oldu. Yaptırımları kaldırarak Colani’ye açtıkları kredinin sonuçlarını görmek için bir süre bu istikamette gideceklerdir. Duruma göre at değiştirmek için kafa yormaya başlayabilirler.

    İsrail’in Suriye’deki müdahaleleri de aceleyle Davud Koridoru’na bağlandı. Yani İsrail’i güney Suriye’den Ürdün ve Irak sınırları boyunca ilerleyip Fırat’la birleşme planına. Fakat İsrail’in nominal hesabı Kuneytra, Dera ve Süveyde’nin ağır silahlar ve askerden arındırılmış bir tampon bölgeye dönüştürülmesi. Bu aynı zamanda onlar için erişilebilir bir hesap. İkinci etapta Golan Tepeleri’nde genişleyen işgal üzerinden bir normalleşmenin Şam’a kabul ettirilmesi.

    SDG’nin resmi söylemi ise Fırat’ın doğusundaki ‘demokratik özerklik’ modelinin tüm Suriye’ye uygulanması. Bir ara sahada ABD ile kurulan ortaklığın verdiği güvenle Akdeniz’e kadar koridor açma fikrine kapılanlar oldu ama Amerikan desteği ve güvencesi Türkiye ile çatışan herhangi bir planı kapsamıyordu. O yüzden Afrin, Tel Rıfat ve Menbic’i hiç umursamadılar. Özerk yönetimin toplumsal sözleşmesinde Suriye’nin birliği ve bütünlüğü temel bir hedef olarak belirlenmişti. Bu, Kürtlerin Araplar ve diğer halklarla ortaklığının teminatıydı.

    Olası sapmalar

    Nominal hedeflerde tıkanma olduğunda yedek hesaplar devreye girebilir. Ya da alternatif yollar orijinal planlar için baskı aracı ya da pazarlık kozu olarak da kullanılabilir.

    Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin herhangi bir somut kaynak belirtmeden öne sürdüğü bir iddia hızlıca yankı uyandırdı. İddiaya göre “Kuzeydoğu Suriye’deki liderler, Şam hükümetiyle yürütülen müzakerelerin başarısız olması ve Özerk Yönetim’in herhangi bir siyasi taviz elde edememesi durumunda, Türkiye ile iletişim kanallarının açılması ve ‘Misak-ı Milli’ ile hizalanma da dahil bölgesel yeniden konumlanma seçeneğini değerlendiriyor.”

    Yine iddiaya göre “Ankara, SDG ile Şam arasında bir anlaşma ihtimalini engelliyor; SDG de ‘Misak-ı Milli’ vizyonuyla ‘potansiyel bir müttefik’ olarak Türkiye’yi kendi yanına çekmeye çalışıyor.”

    Ankara’nın öncelikli tercihi 10 Mart anlaşması çerçevesinde SDG’nin yeni sisteme yedirilmesi. SDG ‘erime’ planına direniyor ve özerkliği koruyarak entegrasyonu hedefliyor. Bu konuda ABD’den yeterince anlayış görmedi. HTŞ aşiret kartını devreye sokabileceğini hissettirdi. Türkiye de “askeri seçenek masada” mesajı verdi.

    Cumartesi gecesi Deyr Hafır taraflarında yeni Suriye ordusuna katılmış olan Süleyman Şah Tugayı’nın başlattığı saldırılar bir işaret fişeği. İlk kez denenen bir yol değil. Bu bir baskı stratejisi.

    Bütün bunlar Süveyde olayları sırasında çıtayı biraz yükseltmiş olan SDG’yi daha esnek söylemlere itiyor.

    Paris’te planlanan SDG-HTŞ buluşmasından önce Misak-ı Milli cephesine atılan sinyal belli amaçlara matuf olabilir: Türkiye’nin askeri seçeneğini bertaraf etmek ve Şam’ı ‘makul’ olmaya itmek.

    Fakat çaresizlik karşısında mesele, Şam’daki cihatçılara teslimiyet mi yoksa Türkiye ile ortaklık mı noktasına sürüklenebilir. Bu durumda Misak-ı Milli bir yedek hesaba dönüşebilir.

    Bölünme senaryosu gerçeğe dönüşürse o zaman bütün taraflar kendi ‘nominal’ hesaplarından sapabilir. Türkiye kuzeyde tanklarını yürütürken İsrail de tampon kurgusunu değiştirebilir. Misak-ı Milli cephesinin arzuladığı bu mudur? Emin değilim.

    Bütün bu hesaplarda Amerikan tutumunun belirleyiciliği göz ardı ediliyor.

    ABD’nin yatırım yaptığı Colani hesabı garantide değil. Barrack’ın görevden alınması yönünde kampanyaların hedefe ulaşıp ulaşmayacağını kestirmek zor. SDG’yi Ankara’nın istediği şekilde köşeye sıkıştırmaya çalışan Barrack da artık Colani’ye verilen desteğin geleceğinin ev ödevinde yapılanlara bağlı olduğunu söyleme gereği duyuyor. Sonuçta Colani ellerinde patlayabilir. O vakit kiminle yol alabilirler, alternatifleri nedir? SDG Komutanı Mazlum Abdi ile el sıkışabilirler. Fakat milliyetçi ve İslamcı Arap bileşenleri bu plana dahil etmek şu koşullarda imkân dahilinde değil. Öyle olsaydı Amerikalılar ta başından SDG’yle Şam’a yürümeyi tercih ederdi.

    İçerideki tökezlemelere ve mezhepçi fecaate rağmen Colani ve ekibinin ayağına serilen kırmızı halılar sözünü ettiğimiz nominal sapma senaryolarını biraz daha kenarda tutmayı gerektiriyor. Colani’nin hariçten gelen suflörleri bütün siyasi ve diplomatik yeteneklerini HTŞ’nin başarısı için kullanıyor. HTŞ’nin Moskova’da açtığı yeni sayfa harici ekibin son başarısıydı. Çok hafife almaya gelmez.

    Şu anda Suriye dosyasında parmağı olan pek çok tarafın çıkarları ‘Misak-ı Suriye’ metaforuna yatkın. Bunun Misak-ı Milli’ye karşı bir akım yarattığı da ortada.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    BM: Gazze’de Mayıs’tan bu yana gıda ararken 1500 kişi hayatını kaybetti

    4 Ağustos 2025

    ‘Bir cisim’ yaklaşırken…

    4 Ağustos 2025

    Kanlı gözyaşları: 2 Ağustos ve Roman Soykırımı

    2 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Tuncay Yılmaz

    Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

    Ömer Bölüm

    “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

    Zeynel A. Göçer

    Gerçek barış mı, ideolojik restorasyon mu?

    Elif Gamze Bozo

    Aşkın ve özgürlüğün önüne engel konamaz

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    M. Ender Öndeş

    ‘Bir cisim’ yaklaşırken…

    Fehim Taştekin

    Misak-ı Suriye!

    Hatice Çetinkaya

    Kanlı gözyaşları: 2 Ağustos ve Roman Soykırımı

    Rüştü Demirkaya

    Gazze’de açlık yoluyla yok etme: Uluslararası hukukun sınırında sistematik bir suçun analizi

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Van’da kayyımın işten çıkardığı 223 işçi için yürüyüş: “Kayyım gidecek, işçiler dönecek”

    4 Ağustos 2025

    Tekirdağ’daki fabrika patlamasında iki işçi hayatını kaybetti

    3 Ağustos 2025

    DEM Parti Van İl Örgütü’nden 223 emekçinin işten atılmasına tepki: “Kayyımın hukuksuz kıyımı derhal durdurulmalı”

    2 Ağustos 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.