Doğayı ve yaşam haklarını savundukları için yargılanan NKP’liler, “Nükleer karşıtları yargılanamaz! Eğer yargılanma olacaksa; yaşamı, doğayı, ekolojik dengeyi bozanlar yargılanmalıdır” dedi.
Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Mersin’in Gülnar ilçesinde bulunan Akkuyu’da ısrarla inşaatı sürdürülen nükleer santrale karşı, 1976 yılında yer lisansının verilmesinden bu yana 45 yıldır kararlılıkla mücadele vermeye devam ediyor. Bu yıl, Fukişima’da 11 Mart 2011 yılında meydana gelen nükleer felaketin 10. yıldönümü nedeniyle Akkuyu’ya giderek, felaketten zarar görmüş insanları anmak isteyen NKP’liler, araçlarından iner inmez kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısına ve psikolojik şiddete maruz kalmıştı. Sonrasında NKP’liler, evlerine gönderilen tebligatlarla Akkuyu’da anma yapmak istedikleri için, haklarında dava açıldığını öğrendiler.
25 Ekim’de saat 10.00 da Mersin Adliyesi’nde görülecek mahkemeleri için herkes kesimden insanı dayanışmaya çağıran NKP’liler, “Gelin dayanışma nasıl olur gösterelim ve hep birlikte haykıralım; Nükleer Karşıtları yargılanamaz!” dedi.
NKP’lilerin süreçle ilgili yaptığı açıklama ve dayanışa çağrısı şu şekilde:
“45 yıldır kararlılıkla mücadele ediyoruz”
“Bilindiği gibi halkın büyük çoğunluğunun istememesine rağmen Akkuyu’da ısrarla inşaatı sürdürülen nükleer santrale karşı, 1976 yılında yer lisansının verilmesinden bu yana 45 yıldır kararlılıkla mücadele ediyoruz. Bugünümüzü ve geleceğimizi büyük bir riske atanların çok iyi bildiği gibi mücadelemiz nükleer santrallar ve nükleer silahlar yeryüzünden temizlenene kadar da sürecek. Çünkü bizler geçmişte yaşanan büyük nükleer felaketlerden ders çıkarıyoruz. Çünkü inşaatın daha en başında zeminde iki kez çatlak oluşmasına rağmen son sürat ilerlemesini, bölgede yaşayan insanların sağlığı ve huzuru gözetilmeksizin yapılan patlatmaları, covide rağmen kalabalık ortamda güvensiz şartlarda çalışan işçilerin durumunu gördükçe, başta insanlar olmak üzere canlıların yaşamına nasıl da değer vermediklerini çok iyi idrak ediyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.
“Psikolojik şiddete maruz kaldık”
Bu amaçla bu yıl, 11 Mart 2011 yılında Fukuşima’da meydana gelen nükleer felaketin 10. yıldönümü nedeniyle Akkuyu’ya giderek farkındalık yaratmayı hedefledik. Havaya on adet balon bırakarak felaketten zarar görmüş insanları anacak, bölgedeki yaşayan hemşerilerimizle sohbet edecektik. Ama öyle olamadı. Daha aracımızdan iner inmez kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısına maruz kaldık. Sorumluluk duygularımız gereği iyi niyetle çıktığımız yolda jandarmanın psikolojik şiddetine maruz bırakıldık. Hal böyle olmasına rağmen sonradan adreslerimize gönderilen tebligatlardan gördük ki bizim hakkımızda dava açılmış. Öyle bir iddiame hazırlanmış ki muhtemelen önümüzdeki zamanlarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak. Ama hukuk nasıl olmaz temelli bir ders olacak bu.
İddianamede; anayasada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının izinsiz olarak kullanılabileceği kabul edilmiş ama buna rağmen zorlama bir alt maddeyle dava açılmış.
Doğrusu hakkın, hukukun, adaletin esamesinin okunmadığı zamanlarda yaşayanlar olarak bu duruma pek de şaşırmadık. Ama sormadan da edemiyoruz: Biz niye Akkuyu’ya gitmeyelim ki? Hemen yanı başımızda sadece bölgeyi değil bütün Akdeniz havzasını yaşanmaz hale getirecek bir nükleer santral inşaa ediliyor. Biz tabi ki hem kendimizin hem de gelecek kuşakların yaşam hakkını savunacağız. Biz tabi ki tarım alanlarımızı, ormanlarımızı bizim dışımızdaki canlıların yaşamını savunacağız.
“Nükleer Karşıtları Yargılanamaz!”
Nükleer Karşıtları Yargılanamaz! Eğer yargılanma olacaksa; yaşamı, doğayı ekolojik dengeyi bozanlar yargılanmalıdır.
Ülkemizi nükleer çöplük yapmak isteyenler, suyumuzu, havamızı kirletenler, ülkemizi betona boğanlar yargılanmalıdır.
Her kesimden herkese çağrımızdır; Gelin hep birlikte yaşamı savunalım.
25 Ekim’de saat 10.00 da Mersin Adliyesi’nde mahkememiz var.
Gelin dayanışma nasıl olur gösterelim ve hep birlikte haykıralım; Nükleer Karşıtları Yargılanamaz!”