MHP’den ihraç edilen Meral Akşener, anketlerin 16 Nisan referandumunda ‘hayır’ çıkacağı görüşünü savunarak, iktidara “Çıkın saraydan, inin arabalardan, gelin buraya, milletin önüne gelin, eşit yarışalım. Kazanırsanız her şey size helal olsun” dedi.
Akşener gittiği yerlerde ya elektrikler kesilerek ya afişler yırtılarak engel çıkarıldığını belirterek, "Kütahya'da 10'uncu salon değişti, bakalım sabaha kadar ne değişecek?" diye konuştu.
Akşener, Eskişehir'de Odunpazarı Kent Konseyi tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Milli İrade'nin Dünü Bugünü Yarını' konulu söyleşiye katıldı. Akşener yaptığı konuşmada referandumda 'Hayır' diyeceklerini belirterek şunları söyledi:
Referandumun olağanüstü hal şartlarında yapıldığını hatırlatan Meral Akşener hayırcıların imamlar tarafından kafir, Başbakan tarafından terörist, hain, FETÖ'cü, Cumhurbaşkanı tarafından ise 15 Temmuz'da bomba yağdıranlarla eş düzeyde görüldüğünü söyledi.
"Hukuk guguk olduysa…"
Akşener şöyle devam etti:
"Bu referandumu bütün olağanüstü şartlara rağmen meşruiyetini sağlayan biziz. Yani bu arkadaşlarımızın ben akıllı olduğunu zannederdim. Tek başına herkesin evet dediği, itirazı olanların da sandığa gitmediği bir referandumun sonucu uluslararası alanda, evrensel hukukta, iç hukukta her ne kadar bizim hukuk guguk olduysa da adaletin yerle bir edilmiş bir Türkiye'de bile referandum sonuçları meşru olarak kabul edilemez. Milletin önünde bütün eşitsizliğe rağmen biz varız. Herkes olarak biz varız. En önemlisi kadınlar var kadınlar."
"10 salon değişti, bakalım sabaha ne değişecek"
Meral Akşener gittiği ilerde engellemelerle karşılaştığını da söyleyerek şöyle konuştu:
"Milli iradenin önemi için buradayız. Milli iradenin önemini yıllarca, milli irade diye diye seçim kazanın bugünkü iktidarın, bu milli iradenin önemi konusunda anlatılacaklara dahi tahammül edemediği, fırsat tanımadığı cep delik cepken delik yolara düşmüş bu fakirin bulunduğu her yerde ya elektrik kesiliyor, ya bilboardlardaki afişler yırtılıyor, ya da çeşitli engellerle karşılaşılıyor. Kütahya'da 10'uncu salon değişti, bakalım sabaha kadar ne değişecek. Yani bir şehirde 10 ayrı salonla, 3'ü sözleşmeli, diğerleri karşılıklı söz usulü yapılan bütün sözleşmeler son dakikada sahiplerinin endişesi sebebiyle iptal ediliyor."
"Çıkın saraydan, eşit yarışalım"
Akşener, "Çıkın saraydan, inin arabalardan, gelin buraya, milletin önüne gelin, eşit yarışalım. Kazanırsanız her şey size helal olsun. Eşit yarışalım, kaçmayın bizden, kaçmayın milletten. Millet iradesi dediniz, dediniz millet kaçağı oldunuz. Bütün anketler Hayır'ı gösteriyor. Şöyle bir endişem var; yani Hayır çıkacağı söz konusu olunca bir kanun hükmünde kararnameyle daha sonraki bir zamana ertelenebilir mi diye. Ama huzurunuzda söz veriyorum, ant olsun, şart olsun ki meydan meydan, kapı kapı gezer, zil çalar hepinizi millet kaçağı ilan ederim" dedi.
Ümit Özdağ: Bana, Meral hanıma, Sinan beye, Koray beye suikastlar olabilir
Öte yandan MHP’den ihraç edilen diğer isim Ümit Özdağ, Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Özdağ, MHP’nin kritik bir süreçle karşı karşıya olduğu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partinin tüzüğüne ve siyasal ilkelerine aykırı olarak ülkede bilfiil, firavun yönetiminin önünü açacak bir sürece ön ayak olduğunu söyleyen Ümit Özdağ, bugün ülkücü hareketin yönetici kadrolarının yüzde 95 gibi bölümünün, ’hayır’ noktasında bu anayasa değişikliğine kararlılık sergileyeceklerini öne sürdü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin saldırıların devamı konusunda ısrarcı göründüğünü ileri süren Ümit Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son attığı tweetlerle de saldırıların devam edeceğinin işaretlerini verdi. ’Uzun yaşamak istiyorsanız şöyle yapmalısınız’ şeklinde öğütler vererek bizleri adeta ölümle tehdit etti. Sinan Oğan ile görüştüm. Toplantısına bir saldırı yapılmak istenmiş fakat oradaki güçlü kalabalık, saldırıya izin vermemiş. Bunlar siyasi yöntemler değil, mafyavari yöntemlerdir. Ülkücülüğün şeref, haysiyet ve mücadele geleneğiyle bu yöntemlerin uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu çocuklara kim bunları yaptırıyorsa büyük vebal altındadır.
Meselenin bir boyutu daha var. Toplantılara saldırılar düzenlenebilir, onlar engellenirler. Ama daha önemli ve vahim boyut Bahçeli’nin açmış olduğu bu saldırının arkasına saklanacak karanlık odaklar, üçüncü güçler, suikastlarda bulunabiliyorlar. Bana yönelik, Meral hanıma, Sinan beye, Koray beye suikastlar olabilir. Devlet Bahçeli’nin ağzından ölümle tehdit edilmişken bu tür bir suikast politikası Türkiye’yi karmaşaya sürüklemek isteyen güçlere büyük fırsat verir."