1970’lerde devrimci gençlik hareketi içinde örgütlü bir öğrenci olan ve 15-16 Haziran İşçi Direnişi’ne tanık olan, Melek Ulagay Taylan ile konuştuk: Öğrenciler olarak ilk defa işçilerle bir yürüyüşte birlikteydik. İşçilerin örgütlülüğünün ve dayanışmasının ne kadar büyük olduğunu gördük.
İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olan ve devrimci gençlik hareketinin içinde olan, 15-16 Haziran İşçi Direnişi’ne tanık olan, direnişin öznesi olan Melek Ulagay Taylan ile konuştuk.
“Ben o dönem İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde öğrenciyim. O sırada öğrenciler İstanbul Üniversitesi’nde hatta İstanbul’da Fikir Kulüpleri Federasyonu adı altında örgütlü bir güç olarak varlar. Dolayısıyla özellikle öğrenci kesimini ilgilendiren konularda bir haberleşme söz konusu. Haberleşme derken tabii bugünkü gibi bir haberleşme ağının olmadığının hemen altını çizeyim genç izleyiciler için. (Gülüyor.)
Bildiğimiz eski tür telefonlar var, ya da kulaktan kulağa haberi duyurmak var. Yani haberleşme bugünkü gibi değil.
15-16 Haziran’da böyle bir olay olacağını öğrenciler olarak çok önceden bilmiyorduk. Belki de olaydan 3-4 gün önce haberdar olduk.
Şimdi benim şöyle özel bir konumum var: Ben sanayici bir ailenin kızıyım. Dedem ve babamlar Türkiye’deki yerli ilaç sanayinin ilk kurucuları arasında. Dolayısıyla bir ilaç fabrikamız var. Ve bu ilaç fabrikasında yeni kurulmuş olan Kimya İş Sendikası çok güçlü. Kimya İş’in önde gelen liderlerinden birkaç tanesi bizim fabrikada işçi olarak çalışıyorlar.
Ben ise bir öğrenciyim. Ama sol hareket içerisinde olan bir öğrenci olduğum için fabrikadaki Kimya İş’in temsilcisi olan işçi arkadaşlarla özel bir haberleşmem ve konuşmam oluyor. Bir tanesi Nuran ablaydı. Güçlü bir kadın işçiydi Nuran abla…”
Röportajın tamamı için videoyu İZLEYİNİZ…