HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik, Şırnak’ta vahşi şekilde öldürülen kayınbiraderi Hacı Lokman Birlik’in ölümü ve sonrasında yaşananlarla ilgili İleri’ye özel açıklamalarda bulundu. İnfazın sorumlusunun o gece ekibin başında olan Şırnak TEM Şube Müdürü olduğunu belirten Birlik, “Hacı pusu kurularak öldürüldü. Çay ocağında emeğiyle geçinen bir gençti. Şırnak’ta herkes tanır, severdi” dedi. Birlik ayrıca “Can güvenliğim yok” dedi.
Hacı Lokman Birlik…Şırnak’ın Cizre mahallesinde polisin hendekleri kapatma gerekçesiyle düzenlediği operasyonda öldürüldü. Birlik, Türkiye’nin hafızasına öldürüldükten sonra cesedinin özel harekat polisi aracının arkasına bağlanarak metrelerce sürüklendiği görüntülerle kazındı.
Peki o gece neler oldu? Hacı Lokman Birlik polisle mi çatıştı? Boynuna ip bağlayan polislerin iddia ettiği gibi üzerinde bomba taşıyorduysa neden polisler yüzleri açık ve güvenliksiz bir biçimde Birlik’in cesedinin başında keyfi ve rahat hareketler sergiledi? Bu olayın yaşandığı gece Cizre mahallesinde olan ve cenazenin götürüldüğü morga kayınbiraderinin cenazesini almaya gelen HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik’e TEM Şube Müdürü alaylı biçimde ne söyledi? Birlik’i hangi sözlerle tehdit etti? 90’lardan beri bölgede olan söz konusu bu müdür kim? Bunun gibi akla takılan birçok soruyu ve infazın yaşandığı geceyi HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik İleri Haber’e tüm detaylarıyla anlattı.
“Yollanan müfettişlerden bir sonuç beklemiyoruz”
Birlik ilk olarak söz konusu insanlık dışı muameleyi yapan özel harekat polisleri hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı hakkında konuştu: “Buraya müfettişler gönderilmiş ama Roboski’de de gönderilmişti, hiçbir giden müfettiş gerçekten işin gerçek yüzünü ortaya çıkarıp bir açıklama yapmadı. Gelen İçişleri müfettişlerinin bir şey yapacaklarına inanmıyorum, hukuku işleteceklerine inanmıyorum. Ama biz hukuku sonuna kadar işleteceğiz. Hesabını soracağız bunun hukuki olarak. Hukuk yoluyla olacak bu. Bugün ilk olarak suç duyurusunda bulunduk. Bu sadece bir kurşunla vurulup öldürülen biri değil. Sağ yakalanıyor, bacağı bağlanıyor. Görgü tanıkları var. Yerdeyken 100’e yakın kurşun atılmış. Vücudu her kurşunda öyle bir tarama olmuş ki yukarı çıkıyormuş.”
“Olay yerinde çatışmaya dair kanıt yok”
Çatışma ve saldırı iddialarına ilişkin ise HDP’li Birlik şunlarla yanıt verdi: “Olay yerinde hiçbir şey yok. Roket atmış diyorlar, hiçbir şey yok orada. Bulunduğu yerde barikat filan yok. Mahallenin içi de değil. Çıktığı sokak da barikata çok uzak.
“Pusu kurulmuş!”
Birlik Hacı Lokman Birlik’in pusuya düşürüldüğünü söyledi ve devam etti: “Pusu kurulmuş, pusuya düşürülmüş. İnsanlar da öyle dedi. Pusu kurmuşlardı dediler. Ben Yeşilyurt mahallesindeydim. TEM Şube Müdürü de benim olduğum yerdeydi. Orada ilk kez tanıştık. Keşke de tanışmasaydık. Aynı gece hastanede, cenazenin (Hacı Lokman) başında beni bekleyen kişiydi.
Hacı Lokman Birlik’in vurulduğu yerde bir gün sonra yine dün gece yine Cizre Mahallesi, Bahçelievler ve Yenimahalle’de eş zamanlı olarak silah sesleri geliyordu. Saldırı gerekçesi “Hendek”.
“Davutoğlu açıklama değil, işlem yapsın”
Davutoğlu’nun ‘görüntüleri tasvip etmemiz mümkün değil’ şeklindeki açıklamasına ilişkin de konuşan Birlik “Açıklama yerine işlem yapmış olsalardı, biz derdik ki evet, o zaman belki inanırdık. Şu haliyle daha önce de bu tarz açıklamalar olmuştur ama sonuç alınmamıştır. Dün eğer İçişleri Bakanı istifa etseydi, Şırnak Valisi görevden alınsaydı, biz gerçekten inanırdık ama bu haliyle ben inanmıyorum.”
İnfaz gecesi ekibin başında olan TEM Şube Müdürü başsağlığı dilemiş
Birlik’in anlattıkları arasında en şaşkınlık verici olanlardan biri ise infazın olduğu geceki ekibin başında olan TEM Şube Müdürü’yle ilgili anlattıkları. Aktarıyoruz: “Devletten hiç kimseden başsağlığı mesajı almadım. Bir tek TEM Şube’den başsağlı mesajı aldım. Alaylı, dalga geçerek tek başsağlığı mesajı aldığım devlet kurumu TEM’dir. Operasyonun başında o gece bulunan kişidir. İsmi nedir, neyin nesidir hala belli değil. 90’larda burada olduğu söyleniyor.
“Leyla Hanım akrabanız diye başsağlığı diliyorum”
“TEM müdürü bana başsağlı diledi, gözlerimin içine bakarak, “Leyla Hanım” dedi, “Başınız sağolsun, söylemem bunu, akrabanmış, bu yüzden söylüyorum” dedi. Bu şekilde, hitap bu, surat bu, kendi odasında, kendi mekanında bana dalga geçerek bunu söyledi.
Şırnak TEM Şırnak Şube Müdürüyle Yeşilyurt mahallesinde karşılaştıklarını, aynı gece Cizre’de Hacı Lokman Birlik’in haberini alıp olay yerine gittiğinde kensdisini yine aynı kişinin karşıladığını aktaran vekil, şöyle devam etti: “Ben kaynımın haberini aldığımda, kaynım olduğunu bilmiyordum, telefon geldi ‘Yaralı var koşun’ diye. Beni hastane kapısında karşılayan, ben acilin kapısını açmaya çalışırken, göğsünü dayıyıp beni içeri aldırmayan, özel hareketıyla etrafımızı saran, bütün duvarları yumruklamama rağmen beni içeri almayan kişidir. Aynı gece aynı saatte cenazeyi hastaneye getiren kişidir. Ben hastaneye vardığımda aynı gece oradaydı, cenazeyi hastaneye kendisi götürmüştü.”
“İnfazın sorumlusu Şırnak TEM Şube Müdürü”
“Cenazeyi sürükleyerek götüren ekibin başındadır. Ve bu örgütlü bir suçtur, çete tarzı çalışılmıştır. Tek başına sorumlu o değildir demiyorum ama olay yerinde gördüğüm kurum amiri tek kişi odur.
“Hacı çay ocağında çalışan bir emekçiydi”
Leyla Birlik ‘çatışmada öldürüldü’, ‘roketatar atıyordu’, ‘üzerinde bomba vardı’ sözleriyle infazı meşrulaştırılmaya çalışılan Hacı Lokman’ı anlatarak sözlerini sürdürdü. Birlik, “Emeği ile geçinen bir gençti” ifadesiyle Hacı Lokman’ı şöyle anlattı: “Bu kirli savaşın tanığıydı. Farkında, bilincinde olandı. Yaşam tarzında, konuşmasında, oturmasında, bulunduğu her alanda Hacı Lokman’ı herkes devrimci olarak bilir. 2 kısa filmde oynamıştı. Emekçi, bulunduğu işte çalışan, doğayı seven, gülmeyi seven, hayata pozitif bakan, herkese dokunan, çocuğa da yaşlıya da dokunan herkesin sevdiği bir kişiydi. Şırnak halkının sevdiği biriydi. Hep Şırnak’taydı. Şırnak’ın içinden geçerken selam vermediği kişi yoktur.
Eğitim Sen’in çay ocağında çaycılık yapıyordu. Ondan önce de kafede çalışıyordu. Emekçi bir çocuk. Şehirde tanımayan hiç kimse yoktur. Yarın bir gazeteci gelsin, bu sokaklardan geçip de sorsun, bilmeyen kimse yoktur.
Şu anda gülümsemesi geldi aklıma. Ölebilir, devrimcidir. Ama bu şekilde ölümü hiçbir şekilde kabul edilemez. Ahlaki değildir, vicdani değildir. Hacı Lokman’ın şahsına yapılmamıştır. Orada o kadar kurşunlanan, o kadar sürüklenen Hacı değildir, ben öyle bakmıyorum. Baktığımda öyle birşey görmüyordum. Ahlakı görmüyordum, vicdanı görmüyorum, barbarlığı görüyordum. Maalesef barbarlığa yine geri geldik.
“Elimizde 50 polisin görüntüsü var”
“Şunu da belirtmek istiyorum: Elimde basında olmayan video görüntüleri var” diyen HDP’li Birlik şöyle devam etti: “Yarın mahkemeye kendi elimle bizzat vereceğim. Ondan sonra basınla da paylaşılır. Fotoğraflar var.
İnfaz anından görüntüler. Hiçbir yerde delil yok. Şırnak Devlet Hastanesi’ndeki görüntülere yetişemedim ama bu görüntüleri aldım. “Bomba yüklüymüş bu yüzden sürükledik” diyorlardı, ki bomba da olsa hiçbir insanı bu halde götüremezsin. Götürmüşsün, karakolun önünde 50’ye yakın yüzü aleni açık, o sokağın ortasında hiçbir güvenlik kaygısı taşımadan duruyorlar, saldırı var diyorlar, ama cenazenin başında keyifle sohbet ediyorlar. Çok net bir şekilde belli. Bomba diyorlar, ne bombası, geliyorlar başında duruyorlar. Fotoğraflarda boynuna ilmik takıldığı andaki hali var. Sürüklenmeden önceki, yerdeki hali, çok yakın çekilmiş. Eğlence bunlar. Benim vicdanım kabul etmiyor, ben bu fotoğrafları basına veremem. Fotoğrafları gördükten sonra artık dayanamadım. Ölümler acıdır ama ölümün şekli daha da acıtır. Hele öptüğünüz, kokladığınız, tanıdığınız kişiyse. Çok acıtır. Ama bu ilk değil. Hacı’da biraz somutlaştı, kendileri aleni görüntüyü açık bir şekilde verdiler.
Savaş devam ediyor. Bu kaygıyla yaşıyoruz. 4 aydır Şırnak morgundayım. Asker gerilla sivil cenazesi var sürekli. Şırnak Devlet Hastanesi’ne gidin bir sorun bizi. Zorlanıyoruz artık bu kadar cenaze almaya.”
TEM Mmüdürü yine devrede: “Kafasını kaldırana sıkın”
“Ben o gece o duvarlara vurdum, bağırdım “Yeter artık ne istiyorsunuz, bu kaçıncı genç” diye. Bana verdikleri karşılık, “Kafasını kaldıran herkesin kafasına sıkın” talimatı verdiler benim yanımda. Ben “Kapıları açın, içerideki yaralıyı görmek istiyorum, yaşıyor mu yaşamıyor mu” diye bağırdığımda “Yaşamıyor” dediler, gittiğim her kapıyı kapattılar. Yine aynı TEM Şube Müdürü…
Bu müdürü ilkin olayın yaşandığı gün gündüz Yeşilyurt mahallesinde gördüm, sonra hastanede gördüm, sonra da bir gece sonrası cenazeyi defnettikten sonra, benim arabam durduruldu. Arabamın içindekiler gözaltına alındı. Arabam karakola çekiliyor. Dalga geçer gibi, sanki Şırnak’ta araba çalınıyor, “Leyla hanım arabanız çalındı” deniyor. Sebeplerini biliyoruz. Arabadakileri çok iyi tanıyorlar, biri benim arabamı sürekli kullanan kişi, biri seçim boyunca benim yanımda çalışan arkadaş. TEM bunu çok iyi biliyor. Arabamı ‘çalınmış olabilir’ diyip durduruyorlar, tutanak tutuyorlar. Taziyedeydim, rahatsız etmek istiyorlar.
“Bir tek şu çok acıtıyor…”
Ama aileminizin başı dik. En ufak bir tereddütümüz yok. Bir tek şu inanılmaz acıtıyor: Her kurşun atışı çok acıtıyordu. Annesiyle onu yan yana getirdiğimde nerem acıyor çok iyi biliyorum. Savaşın bir ahlakı vardır. Onurlu bir şekilde yapılır. Madem saldırdı, göğüs göğüse ahlaklı bir şekilde çarpışın. Saldırı olmuşsa onun da bir ahlakı vardır. Yaralı birini, vücuduna 28 tane kurşun almış, bütün vücudu paramparça olmuş birini, panzerle eziyor. Sağ tarafı olduğu gibi ezik, göğüs kafesi tamamen açılmış. Panzerde akrebin kan izleri karakola kadar gidiyor. Vicdan yok, ahlak yok. Savaşın bir ahlakı vardır, kabul ederiz. Bu halk ahlaklı bir savaşı kabul eder. Alçakça, barbarca yapılanı kimse kabul etmez, hesabını da sorar.
“4 ayda hızla eskiye…”
Türkiye’de seçimlerin yapılacamayacağını düşünen Birlik, “Şırnak’da ya da bölgede bir seçim durumu yok şu an. Burada seçim olur olmaz mı, bu koşullarda çok zor. Öyle bir muğlaklık var ki, Türkiye’nin bir geleceği yok. O kadar kirli ki hiçbir şey görünmüyor. 4 ay önce biz neredeydik, dört ay sonra bu kadar hızlı, bu kadar eskiye geriletilen bir durum… Hiçbir şeyi kestiremiyoruz” dedi.
“Can güvenliğim yok”
Birlik sözlerini “Can güvenliği konusunda tereddütlüyüm, aynı gece benim bulunduğum yere de kurşun geldi” ifadeleriyle sonlandırdı.