Komik mi? Evet komik. Üzücü mü? Evet üzücü.
Bir olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, susmayan öfkemi bir nebze olsun sakinleştirme çabası içerisine girerek, ruhumu özgürleştirip, haksızlığı yazarak haykırmaya çalıştım. Evet çünkü yazmak özgür olmaktır. Üniversiteye yeni gelmiştim, sol görüşe yatkın öğrenciler de olan görüşler az çok bende de vardı diyebilirim. Örneğin üniversiteye gidince böyle yapacağım, şöyle yapacağım, insancıl eylemlerde bulunacağım, istediğim kitapları okuyacağım, kendimi tamamlayacağım gibi düşünceler.
Neyse üniversiteye geldik, bize öyle bir anlatılmış ki görende YÖK’ün cennetine gideceğiz sanki. Üniversiteler demokrasi yeridir, özgürlük var, insan hakları falan filan ama baya abartmışlar. Neredeyse mutluluğun suç olmadığı yerler diyeceklerdi. Yok öyle bir şey, geçin siz orayı.
Adaletsizliği, haksızlığı, sevdiklerini kaybetmeyi, zulme uğramışlığı, inkarı, asimilasyonu İliklerime kadar hissediyordum. Tüm bu olanlara rağmen bir kaç kelimeden oluşan bir cümle ile yaşamda kavganın ve savaşın yer edinmeyeceğini usulca fısıldama çabası içerisindeydim. Belki çok tuhafınıza gidecek, belki saçmalık diyeceksiniz, belki de ucuz kahramanlık dersiniz yazının sonuna vardığınızda.
Bildiğiniz gibi Irak da Kürdistan dediğimiz bölgesel Kürt yönetimi bulunmaktadır. Şöyle devam edeyim Fifa’nın tanımış olduğu Kürdistan diye bir futbol takımı var, haliyle bir de takımın forması olacak tabi. İşte Kürdistan takımının formasını almıştım, ara ara giyecektim ama malesef bırakmadılar. Kısa sürdü yani . Formanın ön kısmında Kürdistan yazılıydı, sağ omuz üzerinde bir amblem vardı bide. Gerisi bembeyazdı, ben de arka kısmına kendi ismimi yazacağıma Türkiyeyi ve ilimin plaka kodunu yazmayı tercih ettim. Ne de olsa 2013 yılındayız diyordum kendime.
Evet düşüncemi istediğim şekilde gerçekleştirdim, bunu yazarken de Formanın arka kısmına istediğim yazıyı yazan abiye teşekkür ediyorum buradan , belki o da bir gün öğrenir olanları da içten içten gülümser. Formamı bazen giyiyorum, tebrik edenler oluyor, ters ters bakanlar oluyor, içinden küfür edenlerde oluyordu emindim buna.Sevinenler de oluyordu ama hatta polislik okuyan bir tane öğrenci vardı gelip çok güzel olduğunu söyleyip, mutlu etmişti beni. Neyse tehdit edenler oluyor, dövmeye gelenler oluyor, bana yardıma gelenler oluyor kimse sana bir şey diyemez falan, tabi bunlar pekte önemli değil. Ta ki Terörle mücadelenin olaya dahil olmadığı vakte kadar, her şey o zaman başlayacaktı. Kırılacaktım, Yüreğim kin kusacaktı kaç saatliğine, Nefretti serecektim haksızlığa karşı… Her şey formanın ön tarafında Kürdistan yazılıyken bende arkasına Türkiye yazdırdığım içindi …
Düşünebiliyor musunuz, bunun için gözaltına alınacağım, terörist olacağım, PKK propagandası yapmakla suçlanacaktım. Ve formama el konulacaktı, ifade verirken de formaya el konuldu demeyeceksin, ben teslim ettim diyeceksin diyorlardı. Formayı aldılar, ondan sonra, soruşturma başlattılar ve onun sonucunda da, Diyarbakır Ağır Ceza mahkemesi formaya el koydu. Gerekçe: Suç unsuru teşkil ediyormuş. Bakar mısınız buraya, faili meçhuller suç değil, işledikleri hiçbir şey suç değil, kadın ve çocuklara yapılanlar suç değil, ama insan olmak suçmuş. Ben kardeşlik mesajını vermeye çabaladım. TÜRKLER ile Kürtlerin et tırnak gibi olduğunu söyleme çalıştım (Ape Musa gibi) Cenazesinde iki tören düzenlenmesini isteyen barış elçisi rahmetli Şerafettin Elçi’nin söylemek isteğini söyleme çalıştım.
Hep derim kendime acaba bizim de uğruna canımızı verebileceğimiz bir memleketimiz olamaz mıydı? İnsanların kör bir kurşunla veya bir gaz kapsülüyle yaşamlarını yitirmedikleri, veya bir maden ocağında hayalleriyle birlikte sağ salim çıkıp evlerine gidebilecekleri, katliamların olmadığı, basın özgürlüğün olduğu, insan haklarının daha az ihlal edildiği ve daha aklınıza ne gelirse artık. Size soruyorum olamaz mıydı? Zafer Çağlayan Erbil’e gidip “Erbil mala mıne” diyecekti (Erbil evimdir, Türkçesi) Türkiye ile Irak’ın Kürdistanı arasında çok büyük ilişkiler başlayacaktı, Kürsülerde Kürdistan tartışması olacaktı, hatta Atatürk de böyle demiş diye gündem oluşacaktı. Neyse fazla uzatmayayım. Kimin propaganda yaptığını, kimin terörist olduğunu size bırakıyorum…
Son olarak şunu söyleyeyim; aldığınız formanın aynısını yaptırdım, gün gelecek sizde olanı da alacağım, böylece iki formam olacak ve birine hediyem olacak o aldığınız forma…
( Bahs edilen olay 2013 Yılında Erzincanda gerçekleşmiştir)