Koronavirüs salgını bahane edilerek Kazdağları’nda ruhsatsız varlığını sürdüren Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik’e karşı 273 gündür 7/24 nöbet tutan doğa ve yaşam savunucularının alandan tahliye edilme girişimlerine karşı milletvekilleri bir video mesajıyla ‘Kazdağları’na ses ver” çağrısı yaptı.
SiyasiHaber
Kazdağları’nda altın ve gümüş madeni faaliyetini ruhsatsız bir biçimde sürdüren Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik’e karşı, yaşamı ve Kazdağları’nı savunmak için 273 gündür sürdürülen 7/24 çadır nöbetinin koronavirüs bahanesiyle sonlandırılmaya çalışılmasına ve nöbetçilerin alandan tahliye etme girişimlerine tepkiler sürüyor. Önceki gün İl Hıfzısıhha Kurul Kararı Kazdağları’nda nöbet tutan doğa ve yaşam savunucularına Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü tarafından tebliğ edilmiş, dün de Kirazlı Orman Şefi nöbet alanına gelerek, bir kaz daha nöbetin sonlandırılmasını, alanın tahliye edilmesini aksi takdirde idari para cezası uygulanacağını bildirmişti.
Dün milletvekilleri bir video yayımlayarak koronavirüs bahanesiyle Kazdağları için nöbet tutan doğa ve yaşam savunucularına yönelik tahliye girişiminin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Salda Gölü’nün başına gelenlerin Kazdağları’nın başına gelmemesi için “Kazdağları’na ses ver” çağrısında bulundu.
Selin Sayek Böke, Murat Çepni, Oya Ersoy, İlhan Cihaner, Züleyha Gülüm, Hasan Baltacı, Ali Şeker, Tülay Hatimoğulları ve Barış Atay’ın yer aldığı videoda şöyle denildi:
“Koronavirüs salgını bahane edilerek, ekolojik katliamlara devam edilmek isteniyor. Önce Kanal İstanbul ihalesini yapmak istediler sonra Salda Gölü’ne iş makinalarını sokup talan ettiler. Şimdi de Kazdağları’nda Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik’in orman katliamının yeniden önünü açmak istiyorlar. Kazdağları’nda 271 gün önce başlatılan 7/24 çadır nöbeti 400 bin ağacı katleden Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik’in ruhsat süresinin uzatılmamasını sağlamıştı.
Kendilerini nöbet alanında salgına karşı izole eden doğa ve yaşam savunucuları maden şirketinin yeni doğa katliamlarını engellemek için nöbetlerini sürdürüyor. Kazdağları’nda nöbet tutan dağa ve yaşam savunucuları “havana, suyuma, toprağıma dokunma” diyerek, sadece Kazdağları’nın değil tüm ekoloji mücadelelerinin sesi oluyor.
Ruhsatsız bir biçimde maden sahasında varlığını koruyan maden şirketi ise faaliyetlerini sürdürmek, Kazdağları’nda yüzbinlerce ağacı keserek, doğayı talan ederek maden sahasını genişletmek için fırsat kolluyor. Koronavirüs salgını bahane edilerek Kazdağları’nda 7/24 nöbet tutan doğa ve yaşam savunucularının nöbetine son verilmek, Kirazlı/Balaban’daki nöbet alanı tahliye edilmek isteniyor. Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü tarafından nöbet alanındaki doğa ve yaşam savunucularına nöbet alanını tahliye etmeleri için tebligat yapıldı.
Kazdağları nöbetini “Onlar buradan gidene kadar biz burayı terk etmeyeceğiz”, “Kazdağları Evimiz” diyerek sürdüren doğa ve yaşam savunucularının alandan tahliye girişimi kabul edilemez. Kazdağların’dan gitmesi gerekenler ruhsatsız Kazdağları’nda bulunan maden şirketidir.
Kazdağları’nda nöbet tutan doğa ve yaşam savunucuları alandan gönderilerek, Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik’in maden faaliyetlerinin ve doğa katliamının belgelenmesinin de önüne geçilmek isteniyor. Ormanlık olanda Drone uçuş yasağı kararı da bunun bir göstergesidir.
Salgına karşı izole bir biçimde nöbeti sürdüren doğa ve yaşam savunucularının alandan tahliye edilmesi girişimi onları şehirlerarası yolculuğa zorlamak, koronavirüs tehdidiyle yüz yüze bırakmak, yaşamlarını riske atmak anlamına geliyor.
271 gündür devam eden 7/24 çadır nöbeti tutanların ve nöbet alanının tahliyesi kararı geri çekilsin.
Nöbetteki doğa ve yaşam savunucuları üzerindeki ceza baskısına son verilsin
Drone uçuş yasağı kaldırılsın
Salgın süresince ruhsatsız madende çalışma yapılıp yapılmadığı denetlensin.
Çanakkale’deki tüm madencilik faaliyetleri durdurulsun.
Madenlerde çalışanlar ücretli izne gönderilsin.
Kazdağları Evimiz…
Havama, suyuma, toprağıma dokunma…
Kazdağları yok olmasın…
Birlikte güçlüyüz…
Doğa ve Yaşam savunucularına ses ver…”