Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Kadınlardan Adalet Bakanlığı önünde Rojin Kabaiş isyanı: “Adalet nerede?”

    20 Ekim 2025

    İHD ve Vicdani Ret İzleme: Türkiye, vicdani ret hakkını tanımalı

    20 Ekim 2025

    Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde CHP’li belediye başkanları dahil 40’ı tutuklu 200 kişi var

    20 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Ötekiyi yemek: Arzunun nesnesi olarak Roman kadını

      17 Ekim 2025

      Adaletin DNA’sı: Rojin Kabaiş dosyasında görülmeyen gerçekler

      15 Ekim 2025

      Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

      13 Ekim 2025

      Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

      12 Ekim 2025

      AİHM kararı: Hukuk mu, egemenlik mi?

      7 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

      20 Ekim 2025

      Türkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu?

      20 Ekim 2025

      Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

      18 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      KKTC liderlik seçimleri

      15 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025

      Herkes için Onurlu Bir Barış

      5 Ekim 2025

      Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

      1 Ekim 2025

      David Adler: İsrail ablukasının normalleştirilmesine direnmeliyiz

      28 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

    Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

    TUNCAY YILMAZ yazdı: Belli ki bu komisyon faşizmin kurumsallaşmasına karşı sürdürülen mücadelenin yeni bir mevziisi olacak. Erdoğan’ın hileli ve planlı bir başlangıç yapmasına rağmen, komisyondan kaç(ın)mak geleceği şekillendirme mücadelesinde etkili olmaktan imtina etmek anlamına gelecektir. İçerisindeki tüm çelişkilere ve eksikliklere rağmen, komisyon çalışmaları vesilesiyle barış ve demokrasi güçlerinin ortak davranış reflekslerini güçlendirmeyi hedeflemeliyiz.
    Tuncay Yılmaz4 Ağustos 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türkiye siyasetinde “komisyon” kelimesi iki anlam çağrıştırır: Biri sorunların çözüm yollarını araştırmak / tartışmak için oluşturulan siyasi komisyonu, diğeri ise ihale komisyonunu işaret eder. Siyaseti kamusal sorumluluk değil ticaret olarak gören, ülkeyi şirket gibi yöneteceğini ta başından ilan eden bir zihniyetin kuracağı komisyon söz konusu olunca kelimenin ikinci anlamının aklımızdan geçmemesi mümkün değil.

    Erdoğan ve AKP çevresinin uzun yıllardır dahil olduğu pek çok büyük ihalede aracı şirketler ve yandaş müteahhitler üzerinden komisyon alındığı kamuoyunda defalarca gündeme geldi. 128 milyar dolar nerede sorusu, şehir hastanelerindeki örtülü ortaklıklar, beşli çeteye aktarılan milyarlar, KÖİ projelerinin arkasındaki karanlık sözleşmeler, uyuşturucu ticareti, mafya marifetiyle el konulan şirketler bu komisyonculuk düzeninin kilometre taşlarıdır. “Komisyonculuk” pratiğine bu kadar alışık bir siyasi iktidarla masa kurulmaya çalışırken hepimizin yoğurdu üfleyerek yemesi şart.

    Ne var ki bugün, Erdoğan’ın mecbur kalarak kabul ettiği bir başka komisyon meselesi var önümüzde. Bu sefer mevzu para değil — en azından doğrudan değil. Bu sefer mevzu, Türkiye’nin 100 yıllık temel sorunu olan Kürt meselesi. Erdoğan, bu devasa tarihsel ve siyasal sorunu da esnaf aklıyla ele alıyor. Gerçek bir yüzleşmeden, samimi demokratikleşmeden, hesaplaşmadan yana değil. Yine “ne koparırım” derdinde. Zaten boyunca izlenen oyalama taktiği ve muhataplarını sistemin dışına itme siyaseti bu yaklaşımın açık bir göstergesiydi.

    Bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Öcalan ve PKK’nin, tüm çabalarına ve yapıcı tutumlarına rağmen Erdoğan’ın dilinde hâlâ “terörsüz Türkiye” lugatı var. Bu dil, meseleyi güvenlikçi paradigmanın dışına çıkaramayan, hâlâ Kürt halkının haklı taleplerini “sorun” olarak gören bakış açısının devam ettiğini gösteriyor.

    Bu anlayış kurulmaya çalışılan barış masasının doğasını da etkiliyor. Oysa barışın bir tarafı — ki bu tarafta başta Öcalan ve PKK olmak üzere, DEM Parti, Kürt halkı, sosyalistler, feministler ve demokrasi güçleri yer alıyor — masaya herkesi davet etme, tüm ülkeyi kapsayacak bir demokratikleşme sürecinin kapılarını aralama niyetini her seferinde açıkça dillendiriyor. Erdoğan ise Kürtleri yalnızlaştıracak, CHP’yi bu süreçten uzaklaştırarak demokrasi güçlerinin ortak davranma potansiyelini sabote edecek ve böylece kendi iktidarını biraz daha uzatacak bir formülün peşinde.

    Nitekim TBMM çatısı altında kurulan ve 5 Ağustos’ta ilk toplantısını gerçekleştirecek olan komisyona dair tutumu, Erdoğan’ın yaklaşımının bir göstergesi oldu. DEM Parti ve CHP’nin TBMM Komisyonunun bağlayıcı olabilmesi için yasayla kurulması ve eşit temsil talebi dikkate alınmadı. Komisyon, Meclis Başkanı’nın çağrısıyla — yani Erdoğan’ın vesayeti altında — kuruldu. Erdoğan’ın planı komisyonda “salt çoğunlukçu” anlayışı işleterek AKP-MHP oylarıyla karar alabileceği dikensiz gül bahçesi yaratmak yönündeydi ancak CHP ve DEM’in bu konudaki ısrarlı muhalefeti kararların “Nitelikli çoğunlukla” alınmasını sağladı. Komisyonun ismine ve çalışma tarzına ilişkin tartışmalar ise devam ediyor.
    Yani anlaşılacağı üzere kuruluş tartışmalarından itibaren komisyon önemli bir siyasal mücadele zemini niteliğini kazandı. Şayet Erdoğan’ın istediği biçimde salt çoğunlukla karar alabilen bir komisyon olsaydı, bu sorunlara ilişkin çözüm komisyonu olmaktan öte iktidarın “politikalarını meşrulaştırma” komisyonu olacaktı.

    Nasıl bir komisyon?

    Peki nasıl bir komisyon barışa ve demokratikleşmeye hizmet eder, madde madde yazmaya çalışalım

    • Komisyonun ilk kararı kuruluşunun bir yasayla TBMM açısından bağlayıcı hale getirilmesi yönünde olmalı.
    • Komisyonun adının da çözüm sürecine etkisinin olacağının bilincinde davranarak “Terörsüz Türkiye” söylemine son verilmeli, barış, kardeşlik, çözüm ve demokrasi kavramlarını öne çıkartan yeni bir söylem geliştirilmeli.
    • Kararlar nitelikli çoğunlukla almalı,
    • Meclis dışındaki toplumsal aktörlerin, emek örgütlerinin, siyasi partilerin, kadın, ekoloji ve LGBTİ+ hareketlerinin, Alevilerin ve diğer inanç gruplarının, baroların, akademisyenlerin aktif şekilde sürece katılacağı alt komisyonlar kurulmalı,
    • Tüm tartışmalar, halkın katılımına imkan sağlayan platformlar, forumlar ve kamu toplantılarıyla şeffaf ve kamu denetimine açık şekilde organize edilmeli.
    • Dünya barış ve çözüm deneyimlerinden yararlanmak için uluslararası istişare komisyonları kurulmalı,
    • Komisyonun önerilerinin “tavsiye” düzeyinde kalmaması, yasal yetki, yaptırım ve takip mekanizmalarının kurulması için yasa teklifine dönüşme süreci garanti altına alınmalı,
    • Çalışmaların sonuçlarını takip edecek kalıcı “Toplumsal Barış ve İzleme Kurulu” kurulması kararlaştırılmalı.

    Komisyondan kaç(ın)mak

    Belli ki bu komisyon faşizmin kurumsallaşmasına karşı sürdürülen mücadelenin yeni bir mevzisi olacak. Erdoğan’ın hileli ve planlı bir başlangıç yapmasına rağmen, komisyondan kaç(ın)mak geleceği şekillendirme mücadelesinde etkili olmaktan imtina etmek anlamına gelecektir. İçerisindeki tüm çelişkilere ve eksikliklere rağmen, komisyon çalışmaları vesilesiyle barış ve demokrasi güçlerinin ortak davranış reflekslerini güçlendirmeyi hedeflemeliyiz.

    Barıştan ve demokrasiden yana olan bütün güçlerin bu komisyonda savaş ve istibdat güçlerine karşı birlikte davranması, bu yönlü sonuçları çıkarması için komisyonu zorlamaları gerekmektedir. AKP ve MHP’nin barış ve demokratikleşmenin önünü kesmeye çalıştığı her hamle en güçlü şekilde teşhir edilmeli, her seferinde barış ve demokrasi güçleri onların karşısına dikilmeli.

    Unutmayalım ki bu komisyonda ortak davranmayı başaramayan seçimlerde asla ortaklaşamayacaktır. O yüzden komisyon çalışmaları bütün çevreler için turnusol kağıdı niteliğindedir.

    Önümüzdeki süreçte komisyon çalışmasının yanı sıra CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar, Öcalan’ın durumuna ve kendini fesheden PKK’nin üylerine, cezaevlerindeki siyasi tutsakların serbest bırakılmasına yaklaşım, hukuki alanda zaruri olacak düzenlemeler, Suriye’deki dinamiklerle ilişkiler gibi önemli politik süreçlerde takınılacak tutumlar Türkiye’nin geleceğini belirleyecek önemli eşiklerdir.

    Seçimlerin erken ya da zamanında yapılmasından çok bu konularda bir arada kalabilmek, barışı ve demokratik toplumu birlikte örmeyi başarmak geleceğimizi tayin edecektir. Bu birliktelik, duygudaşlık, politik ortaklık sağlanamadığı taktirde erken seçimin kaderi öncekilerden farklı olmayacaktır.

    Yani esas olan; bu komisyon gibi süreçlerde ortaklaşmayı, birlikte davranmayı, barışı ve demokrasiyi birlikte örmeyi başarabilmektir. Bunu başaramayanlar, seçimlerde de başarıya ulaşamayacaktır. Zira Erdoğan’ın temel stratejisi oyunu artırmak değil (bunu yapamayacağının bilincinde artık), karşısındaki bloku parçalamak.

    Bu nedenle bu komisyonun kaderi “komisyonculara” terk edilmemelidir.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde CHP’li belediye başkanları dahil 40’ı tutuklu 200 kişi var

    20 Ekim 2025

    TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

    20 Ekim 2025

    DEM Parti Eş Başkanları, Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti

    19 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Cumur Ülker

    Ötekiyi yemek: Arzunun nesnesi olarak Roman kadını

    Ömer Bölüm

    Adaletin DNA’sı: Rojin Kabaiş dosyasında görülmeyen gerçekler

    Cumur Ülker

    Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Mehmet Horuş

    TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

    Ümit Akçay

    Türkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu?

    Şebnem Oğuz

    Hakan Tosun cinayetinin anatomisi: Fosil faşizminin çıplak yüzü

    Siyasi Haber

    Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    KESK’lilerin Ankara yürüyüşüne polis engeli: “KHK’ler gidecek, biz kalacağız”

    16 Ekim 2025

    Tekstilde işten çıkarılan işçiler açlıkla boğuşuyor

    15 Ekim 2025

    KESK’in Ankara’ya yürüyüşü sürüyor (GÜNCELLENDİ)

    15 Ekim 2025
    KADIN

    EŞİK: “11. Yargı Paketi, ahlak bekçiliğini yasalaştırma girişimidir”

    19 Ekim 2025

    CHP’li Cem Avşar: “aile yılında kaç kadın cinayeti işlendi?”

    16 Ekim 2025

    Rojin Kabaiş soruşturmasında yeni gelişme: Cinsel saldırı ihtimali ortaya çıktı

    11 Ekim 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.