Kobani davasında dinlenen tanık Sami Baran, “İfadelerin altındaki imzalar benim. Okumam yok. Ruhsal durumum kötüydü” diyerek emniyet ifadesini reddetti. Kürt siyasetçiler ise “Tanığın beyanları kumpası gösterdi. Başka kanıta gerek var mı” dedi.
Kürt siyasetçilerin yargılandığı Kobani davasının 11’inci duruşması, beşinci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
Duruşma mahkeme heyetinin salona gelmesiyle başladı. Heyet, müşteki ve tanık beyanlarının alınmaması için dava dosyasına eklenen avukatların taleplerini bir kez daha reddetti.
Tanık Sami Baran dinlendi
Ardından duruşma, Antalya Savcılığı’ndan SEGBİS ile bağlanan tanık Sami Baran’ın beyanlarının alınmasıyla devam etti. Mahkeme başkanı tarafından okunan ve iddianamede geçen isimlerin hemen hemen hepsini tanıdığını ifade eden Baran, “Çünkü ben üç dönem parti meclisinde (PM) yer aldım. 40 yıla yakın Kürt siyasal mücadelesinin içerisinde yer aldım. Çok ağır bir süreç yaşadım. 2017’den bu yana ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Bu bahsettiğiniz tarihteki olaylar birçok kesimi aşan bir planlamaydı. Ne kadar derin güç ve el varsa 3-4 gün içerisinde devreye girdi. Kürt ve Türk halkını karşı karşıya getirme, birbirine kırdırtmak için ellerinden geleni yaptılar. Şu yaptı, bu yaptı diyemem. İllegal bir şekilde kimin ne yaptığını bilmiyorum. Parti Meclisi’nde yer aldım, illere gittim, ilçelere gittim. Cemaat mi dersin kim dersin bilmem ama kana buladılar” diye belirtti.
Emniyet ifadesini reddetti
Sosyal medya hesabından yaşadıklarını açıkladığını kaydeden Baran, “Daha ağır süreçler de yaşadım. O şekilde geldim, ifademi verdim. Kadınların ne iş yaptığını, nasıl çalıştığını bir erkek olarak hiç kimsenin bilme ihtimali yok. Parti Meclisi’nde olduğum için bütün siyasetçileri tanıyorum. Antalya’daki ifadem de oradaki memurların ellerindeki bilgiler, tutanaklarla bana bir şeyler sormuş olabilirler. Ağır bir hastalığım var. Kulaklarımda sorun var. Bir şey sormuş olabilirler, evet demişimdir. Bunları söylerken aklım başımda değildi” şeklinde konuştu.
‘Kimin ne yaptığını bilme şansım yok’
Kimin ne yaptığını ne talimat aldığını bilme şansının olmadığının altını çizen Baran, “Ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Belki ilk defa bir Kürt olarak, bu örgüte karşı kamuoyuna kendi sosyal medya hesabımda açıklama yaptım. Benim bir suçum yok, bildiğim bir şey varsa söylerim. Devletin elinde yüzlerce sayfa flash bellek bilgileri var. Örgüt ile ilgili benim ismim geçmez, çünkü mekanizma içerisinde değilim. HDP’yi de bir çok şeyi de aşan bir provokasyon, olaydı. Derin devlet devreye girdi, halkla devleti karşı karşıya getirdi. Ellerinden geleni yaptılar ve bir noktada da başladılar” dedi.
’10 kat fazla isim tanıyorum’
Mahkeme başkanının, “İsmini okuduğum sanıkların örgütle bağı var mı?” sorusuna Baran, “Bilmiyorum, olsa da bana söylemez. Çoğunu Parti Meclisi’nden tanıyorum. Herkesi orada tanıdım. Üç dönem parti meclisinde yer aldım. Bu ismini okuduğunuz 10 katı insan tanıyorum. Kimin ne yaptığını bilme şansım olamaz. Bir güne bir gün ne toplantılarına katılma şansım yok” diye yanıt verdi.
Mahkeme başkanı sorusunu yineleyerek, “İsmini okuduğum sanıkların 6-8 Ekim 2014 tarihinde olayların yaşanmasında bir rolleri oldu mu?” dedi. Baran ise, “Olayın birinci gününden sonra Kayapınar Mahallesi’ndeydim. Bilgim yok” yanıtını verdi.
Mahkeme başkanı HDP eski MYK üyesi Mesut Bağcık’ı tanıyıp tanımadığını, hakkında ne bildiğini sordu. Baran, “Parti çalışmalarında yer aldığını biliyorum. Birlikte çay içmişliğimiz var o kadar” dedi.
Baran: Böyle bir ifadem yok
Antalya Emniyeti’nde Bağcık hakkında verdiği ifadenin mahkeme başkanı tarafından okunmasının ardından Baran, “Böyle bir ifadem yok. Şahıslarla ilgili Emniyette notlar vardı. Bunları sorduklarında bilmediğimi, haberimin olmadığını söyledim. Ellerindeki bilgileri bana sormuşlarsa bende bilmiyorum demişimdir” dedi.
Mahkeme, siyasetçilerin görüntülerini zoomlayarak tanık Baran’a sırayla gösterdi. Nezir Çakan’ın gösterilmesi üzerine tanık Baran, “Cezaevi arkadaşımdır, tanıyorum. 2015’ten bugüne ilişkimi kesmişimdir” dedi.
Sebahat Tuncel için ise Baran “Evet, evet Sebahat hanımdır” dedi. Selahattin Demirtaş’a dair Baran, gülerek, “Eş Başkanımdır” dedi. Gültan Kışanak için de “O da benim Eş Başkanımdı. Gülser Yıldırım da Mardin milletvekiliydi, tanıyorum” diye konuştu.
‘Yanımda avukat yoktu’
İfade verdiği döneme dair Baran, “Memurların ellerinde herkesle ile ilgili notlar, bilgiler vardı. Benim bilmediğim şeyler söylüyorlardır. Psikolojik anlamda çökmüş bir durumdaydım” dedi.
Ardından iddia makamı, “Bu hastalıklarınızdan dolayı mı daha önce vermiş olduğunuz beyanları hatırlamıyorsunuz, yoksa alınan beyanların içeriği mi doğru değil?” diye sordu. Tanık Baran, “Ben Antalya’da ifade verirken ağır sağlık sorunları yaşıyordum. Bu şahıslarla ilgili Emniyetin elinde notlar, kağıtlar vardı. ‘Böyle bir şey var mı?’ diye soruyorlardı. Benim bundan bilgim yok. Siyasal alan dışında bu insanların neler yaptığını bilme şansım olamaz. Çünkü o mekanizmanın içinde değilim. Ben siyasal alanda yaşadıklarımla ilgili kamuoyuna en ince ayrıntısına kadar açıkladım. Örgüt bana bunu yaptı diye bazı insanlara bunu yapamam, bu vicdansızlığı yapamam” şeklinde konuştu.
İddia makamı “İfadeniz alınırken yanınızda avukat var mıydı?’ diye sordu. Baran, “Hayır, avukat yoktu” dedi.
‘İmza benim ama okumadım’
Ardından mahkeme başkanı Baran’ın DBP eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna hakkında verdiği ifadeyi okudu. Mahkeme başkanının “Baskı ve tehditle mi ifade verdiniz” sorusuna da Baran, “İfadelerin altındaki imzalar benimdir. Benim okuma durumum yok. Fiziki, psikolojik, ruhsal durumum yok. İmza attım ama aynen bunları da söyledim. Artık onlar nasıl ettiler, ellerindeki bilgilere göre ne yaptılar bilmiyorum. Avukatı da gerek görmedim, ihtiyaç duymadım” diye konuştu.
Avukat Cihan Aydın, “Size zulüm eden 15-20 kişiden bahsediyorsunuz. Bu 15-20 kişi dosyada tutuklu yargılanan kişiler mi?” diye sordu. Baran, “Bu insanlarla alakası yok” diye cevap verdi.
‘Tanığın beyanları kumpası gösterdi’
Baran’ın beyanları ardından siyasetçiler söz aldı. Gültan Kışanak, “Bu dosyanın nasıl bir kumpas üzerine kurulu olduğuna tanık olduk. Bu dosya tamamen belli odakların talimatıyla, yalan beyanlar üzerine kurulu bir kumpas dosyasıdır. Bugün dinlediğimiz tanığın beyanları da bunu çok net ortaya koymuştur. Emniyet teşkilatının yaşlı, hasta bir insanın yaşadığı trajedileri kullandığına ve o insanın söylemediği şeylerin dosyaya konulduğuna şahit olduk.” şeklinde konuştu.
‘Başka kanıta ihtiyaç var mı?’
Ardından tanık beyanına dair söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Az önce Sami Baran bizim hakkımızda bu ifadeleri vermediğini söyledi. Başka bir kanıta ihtiyaç var mı? Bu durumda sizin suç duyurusunda bulunmanız gerekir. Savcı yalan beyan peşindeydi. Açık tanık Sami Baran hür iradesiyle kumpasa alet olduğunu, okumadan ifadesini imzaladığını söyledi” ifadelerini kullandı.
Duruşma yarın saat 10.00’da Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam edecek.