Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    CHP İstanbul İl Başkanlığı polis ablukasında: Valilikten 3 gün yasak, muhalefetten “demokrasi” vurgusu

    7 Eylül 2025

    Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

    7 Eylül 2025

    6-7 Eylül Olayları: Devlet eliyle kışkırtılan ve yönlendirilen pogrom

    7 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      6-7 Eylül Olayları: Devlet eliyle kışkırtılan ve yönlendirilen pogrom

      7 Eylül 2025

      Ölü Canlar: Mustafa, Vezir, Yasin ve diğerleri

      4 Eylül 2025

      Ulus-devlet: Fili tarif etmek?

      2 Eylül 2025

      90’larda diziler eleştiriyordu, bugün haberler susuyor

      30 Ağustos 2025

      Körlükler ve akılsızlıklar ülkesinde kadın olmak

      30 Ağustos 2025
    • Seçtiklerimiz

      Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

      7 Eylül 2025

      Ertuğrul Kürkçü: “Bu bir onur isyanıdır”

      7 Eylül 2025

      Sürekli darbe rejiminde yeni bir gün

      4 Eylül 2025

      Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

      3 Eylül 2025

      İklim, sınıf ve kapitalosen: Yaşamın dokusunda gezegen ölçeğinde proletarya

      3 Eylül 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ertuğrul Kürkçü: “Bu bir onur isyanıdır”

      7 Eylül 2025

      Onur Emre Yağan: Komisyon yetersiz, yanıltıcı, çözüm açısından engelleyici potansiyeldedir

      2 Eylül 2025

      Mehmet Aytunç Altay: Faşist rejim yıkılmadan hiçbir temel mesele çözülmez

      2 Eylül 2025

      Berkay Ustabaş: Böyle barış olmaz!

      1 Eylül 2025

      Sezin Uçar: Adil ve demokratik bir barışın yolu faşizmin yıkılmasından geçiyor

      1 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Kivamini Tutturamaduk

    Kivamini Tutturamaduk

    Siyasi Haber27 Ocak 2019
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    KORKUT AKIN yazdı: “Son sözü Engels söylüyor: ‘Eğer yenilmişsek, o halde yeniden, baştan başlama dışında yapacak bir şeyimiz yok.’”

    KORKUT AKIN


    Rize Pazar’dan Recep Memişoğlu’nun, özellikle 12 Eylül sonrası anılarını okuyunca… “Neyi tutturabildik ki” diye sormaktan kendimi alamadım.


    Bir dönüp bakalım isterseniz… Recep Memişoğlu ve birkaç arkadaşı, 12 Eylül’le birlikte cuntaya karşı “savaşmak”, “direnmek” amacıyla dağa çıkar. Aynı günlerde, kimi nasıl bir şeyle karşı karşıya olduklarını bilmediklerinden kaygı ve korkuyla, kimi devrimci düşlerini sürdürmek amacıyla, kimi de kaçağa düşmüş oldukları için ikişerli, üçerli gruplar halinde çıkmışlardır dağa. Bir kısmı barınamadığından bir kısmı dayanamadığından bir kısmı da ihbarlar (anne baba iknası da var) nedeniyle birkaç ay içerisinde geri döner veya yakalanırlar.


    Siyasi değil…


    Burada önemli olan siyasi bir tavır göstermemeleridir. Grupların hemen hepsi kişisel düşünceleri ve bir şeyler yapabilmek amacıyla çıkmıştır. Memişoğlu, bunu özellikle vurguluyor. Bu durum, sadece Karadeniz bölgesinde değil bütün yurt genelinde böyle oldu. Memleketin “freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı” gittiği tespitini yapanlar bile 12 Eylül günü itibariyle bunun önlemini almadıklarını birebir gördüler. Hemen her siyaset böyle bir beklenti içindeydi, hatta diyebiliriz ki, Mısır’da sağır sultan duymuştu yaklaşan darbenin ayak seslerini ama hiçbir şey yapmadılar. Bu, o zamanki siyasi çevrelerin özeleştiri yapmasını gerektiren bir durumdu… Taban diyebileceğimiz sempatizanlar hâlâ bekliyorlar bu özeleştiriyi.


    İki kısım tekmili birden


    “Hiçbir şey tarif edildiği gibi olmuyor. Geçirdiğimiz onca yıl ve hayatı kavrama kapasitemiz, yaşadıklarımızı var olan realite olarak önümüze koyuyor. Bir gün geri dönüp baktığımızda, doğrularımızla birlikte eksik ve hatalarımızı da bütün yalınlığı ile bir şekilde mutlaka görüyoruz” (s.14) diyor yazar anılarının daha başında. Belli ki bizi (okurları) belli bir yere yönlendirecek, güçlendirecek… Ama öyle olmuyor. Belli bir grup içinde kalıyor ister istemez.


    İlk bölümde 12 Eylül ile birlikte dağa çıkan bir avuç arkadaşın yaşadıklarına tanık oluyoruz. Havaların da soğumasıyla daha da çetinleşen koşullarla mücadelelerini okuyoruz. İleriye yönelik düşünce geliştiriyorlar, ama yakalanınca gerçekleştirmek istedikleri kalıyor.


    İkinci bölüm hapishane koşulları, işkenceler ve direnişi anlatıyor. Nasıl canla başla direndiklerini, işkencede, yanlarında öldürülen arkadaşlarının acısını içlerine gömüp, yapılabileceklerin en iyisini, en doğrusunu yapmaya çalıştıklarını okuyoruz. Vahşi saldırılara karşı sinirlenmemek, direnenlerin yanında olamamanın haklı hüznüyle elden bir şey gelmemesine hayıflanmamak mümkün değil. Bu arada yazarın; işkenceye dayanamayıp kararlılık gösteremeyen, koşullara uyum sağlayamayan arkadaşlarını güçlendirme ve yeniden kazanma çabası çok önemli. Sadece oradaki değil, bütün hapishanelerde tutsak edilen devrimciler açısından da bir tanıklık bu… Üzerinde durulması gereken bu tanıklığı daha da yaygınlaştırmaktır. Zaten kendisi de, “Biz devrimciler her koşulda haklarımızı almasını ve korumasını bilen insanlardık. Böyle bir kültürün içinde yetişmiştik, bu bizim refleksimiz olmuştu” (s. 147) diyor.


    Sonunda ise “Dünyayı güzellik kurtaracak” demekten kendini alamıyor, okuru da ikna ediyor…


    “İyilik” ve siyasi savunma


    İşkenceci asker, savcı, gardiyan ve askerlerin direnenlere karşı haklı bir saygı (çok belli etmeksizin ama söylememeyi de içlerine sindiremediklerinden) göstermesi muhakkak ki bir kazanımdır. Bununla birlikte elde edilen kazanımlar birbiri ardına geliyor. Hatta “karıştır-barıştır” sürecinde faşist tutukluların nasıl da boyun eğdiklerini, devrimcileri öldürecek kadar gözü kararmış olanların bile asker tokadıyla ağladıklarını, çözüldüklerini okuyunca direnmenin ne denli önemli, bir o kadar da gerekli olduğunu anlıyorsunuz. Buna da bağlı olarak bir kez daha saygı duyuyorsunuz. “İyi olmak iyidir tabii ki, ama kimin için iyi olduğunuz önemlidir. Evet, devrimciler iyidirler ama kimin için iyidirler? Bu iyiliğimizi sermaye sınıfından yana kullansaydık yine zindanda mı olacaktık?” (s. 129) diye soruyor. İyi polisi oynayan sorgucusuna da “İyi insansam böyle şeyleri -işkence ve zulmü- bana layık görmemeliydiniz, demek ki iyilik farazi bir durum” (s. 142)


    Erzincan Askeri hapishanesinde direnen sadece kendilerinin olduğunu söylemesi biraz yanlı gibi geldi bana… Kendilerinin dışında hiçbir siyasi yapının onlar kadar direniş göstermediklerini söylemesine, Naim Kandemir’in yayına hazırladığı Sabahattin Selim Erhan’ın, 12 Eylül sonrası ilk tünelden kaçma başarısını aktardığı, “Yine Kazacağız, Yine Kaçacağız” (Dipnot Yayınları) adlı anılarını hatırlayınca hayret ediyor insan (http://www.radikal.com.tr/kitap/mahpus-kaca-kaca-biter-1026572/).


    Recep Memişoğlu, bir gerçeği dile getiriyor: Siyasi savunma yapılmadığını… Kendisinin de içinde bulunduğu örgütlenmenin Türkiye genelinde bir gecede çökmesini ve lider kadroların bile siyasi savunma yapmaktan kaçınmasını “Örgütsel yapımız dağılmış, yenilmiştik. Aramızda konuşmuş, çok da siyasi savunma yapmamıştık. Böylesini uygun görmüştük” (s.150) diye anlatıyor. Çıktıktan sonra kendisinden daha üst düzeyde olan arkadaşlarının bile nasıl sindiğini, “tırstığını” anlatırken onunla birlikte aynı acıyı siz de duyuyorsunuz…


    Son sözü Engels söylüyor: “Eğer yenilmişsek, o halde yeniden, baştan başlama dışında yapacak bir şeyimiz yok.”


    Kivamini Tutturamaduk, Recep Memişoğlu, Yakın Tarih, anılar, Ayrıntı Yayınları, 2018, 176 s.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    6-7 Eylül Olayları: Devlet eliyle kışkırtılan ve yönlendirilen pogrom

    7 Eylül 2025

    Ölü Canlar: Mustafa, Vezir, Yasin ve diğerleri

    4 Eylül 2025

    Ulus-devlet: Fili tarif etmek?

    2 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Toros Korkmaz

    6-7 Eylül Olayları: Devlet eliyle kışkırtılan ve yönlendirilen pogrom

    Ercüment Akdeniz

    Ölü Canlar: Mustafa, Vezir, Yasin ve diğerleri

    Mehmet Ali Ayan

    Ulus-devlet: Fili tarif etmek?

    Mehmet Murat Yıldırım

    90’larda diziler eleştiriyordu, bugün haberler susuyor

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ümit Akçay

    Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

    Siyasi Haber

    Ertuğrul Kürkçü: “Bu bir onur isyanıdır”

    Ertuğrul Kürkçü

    Sürekli darbe rejiminde yeni bir gün

    Gülfer Akkaya

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Mobbingin böylesi: Kayyım yönetimindeki Batman Belediyesi sosyoloğu temizlik işçisi yaptı

    5 Eylül 2025

    AKP’li Çerçioğlu’ndan, CHP’li personellere istifa dayatması ve mobbing

    3 Eylül 2025

    KESK’ten KHK tepkisi: “Hukuksuz ihraçlara son verin”

    3 Eylül 2025
    KADIN

    Ağustos ayında 28 kadın katledildi, 25 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti

    6 Eylül 2025

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    3 Eylül 2025

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.