Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Torbadan çıkanlar

    23 Temmuz 2025

    Ana yüreğiyle meydanı tutmak – Emine Ocak’a veda

    23 Temmuz 2025

    İki acının ortak sessizliği: Adaletin etik sınavı

    23 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Ana yüreğiyle meydanı tutmak – Emine Ocak’a veda

      23 Temmuz 2025

      İki acının ortak sessizliği: Adaletin etik sınavı

      23 Temmuz 2025

      Kıyıya vuran heykel: Lenin, 32 yıl sonra Akçakoca’da sergileniyor

      22 Temmuz 2025

      Suruç’un çocukları geri gelmeyecek

      20 Temmuz 2025

      Anayasa’dan Önce Yapısal Reform

      19 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Torbadan çıkanlar

      23 Temmuz 2025

      Postmodern barış

      23 Temmuz 2025

      ABD Kafkasya’ya mı yerleşecek?

      23 Temmuz 2025

      ücretsiz emek ya da feminizmin ekonomik politikası

      21 Temmuz 2025

      Jeopolitik ve emperyalizm

      21 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Kılıçdaroğlu: FETÖ’nün yapamadığını Erdoğan yaptı

    Kılıçdaroğlu: FETÖ’nün yapamadığını Erdoğan yaptı

    Siyasi Haber15 Temmuz 2018
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin 2. yıl dönümünde Hürriyet’e yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu yazısında: ‘Erdoğan, OHAL yoluyla hukukun üstünlüğü ve parlamenter demokrasiyi askıya aldı, tüm muhalif seslere karşı bir tasfiye hareketi başlattı’ ifadelerini kullandı.

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin 2. yıl dönümünde Hürriyet'e yazdı. "15 Temmuz’da FETÖ’nün yapamadığını, beş gün sonra ilan edilen OHAL sayesinde bizzat Recep Tayyip Erdoğan yaptı" diyen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, OHAL yoluyla hukukun üstünlüğü ve parlamenter demokrasiyi askıya aldı, tüm muhalif seslere karşı bir tasfiye hareketi başlattı. Diktatörlük rejimi 15 Temmuz'a dair kararlılıkla sorulan pek çok sorunun yanıt bulmasını, 15 Temmuz'un üzerindeki sis perdesinin aralanmasını şimdilik engelliyor" dedi.


    Kılıçdaroğlu'nun Hürriyet'te yer alan yazısı şöyle:


    Bugün, parlamenter demokrasimizi yıkmaya yönelik 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ikinci yıldönümü. Bu girişim, halkımızın ve 15 Temmuz gecesi parlamentoyu açık tutarak darbecilere meydan okuyan parlamenterlerimizin direnişi sayesinde başarısız kılındı.


    Modern demokrasiler, 'direnme hakkı'nı yurttaşlarının meşru hakkı olarak nitelendirir. Bazı ülkeler tarafından anayasal bir hak olarak da güvenceye alınan 'direnme hakkı', demokrasi yoluyla ulaştığı iktidarı kendi çıkarları doğrultusunda bir baskı aracına dönüştürenlere karşı gösterilecek tepkilerin tümünü kapsar. Bu hak darbecilere karşı da kullanılabilir.


    Dolayısıyla, terör örgütünün 15 Temmuz gecesi istediği hedefe ulaşamamış olması, dünya demokrasi tarihi açısından tarihseldir. Çünkü demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen FETÖ'nün girişimi, vatandaşlarımızın, mevcut parlamentoyla birlikte kullandığı direnme hakkı ve medyamızın da üstün yayın başarısıyla durdurulmuştur.


    Bu vesileyle 250 şehidimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Ancak yıl dönümü etkinliklerine '15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Haftası' adı verilmiş olsa da kendisi için zafer kazandığı savunulan demokrasinin ortadan kaldırıldığını da vurgulamak istiyorum.


    'Erdoğan demokrasiyi askıya aldı'


    16 Temmuz'da, yani darbenin bir gün sonrasında, Gazi TBMM'nin çatısından darbecilerin attığı bombaların dumanı tütmeye devam ediyorken, bizler yeni ve güçlü bir demokrasinin ilk adımlarını atmaya başlayabilirdik. Ancak bu olmadı… Aksine 15 Temmuz'da FETÖ'nün yapamadığını, beş gün sonra ilan edilen OHAL sayesinde bizzat Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan, OHAL yoluyla hukukun üstünlüğü ve parlamenter demokrasiyi askıya aldı, tüm muhalif seslere karşı bir tasfiye hareketi başlattı.


    'Suçun şahsiliği ilkesi yerini toplu cezalandırmaya bıraktı'


    Yüz binlerce çalışan kamu görevinden ihraç edildi, siyasi suçlamalarla çok sayıda akademisyen, gazeteci ve milletvekili tutuklandı, medya susturuldu, yargıya eşit biçimde erişim hakkı ortadan kaldırıldı. Suçun şahsiliği ilkesi yerini toplu cezalandırmaya bıraktı. Anayasa Mahkemesi, KHK'lar hakkında kendisini yetkisiz ilan etti. BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'nin 13 maddesine çekince konuldu; bu çekince işkence ve kötü muamele yapacağımızın uluslararası kabulü oldu.


    'Saray, Türkiye dikdatörlük rejimine dönüştürdü' 


    Biz bu nedenle iki farklı 15 Temmuz olduğunu savunuyoruz, 'Halkın 15 Temmuz'u…' ve 'Sarayın 15 Temmuz'u…' Halkımız, direnme hakkını kullanarak FETÖ’nün amacına ulaşmasını engelledi. Zulmün ve yağmanın sembolü olmuş saray ise 15 Temmuz bahanesiyle Türkiye’yi bir diktatörlük rejimine dönüştürdü.


    'Siyasi ayak ortaya çıkarılmadı' 


    Öte yandan, darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılmaması/çıkmaması üzerine kurulmuş hukuki bir süreç de yürütülüyor. Harp okulu öğrencilerine, erlere ağır hapis cezaları veriliyor, on binlerce tutuklu yıllardır haklarındaki iddianamelerin tamamlanmasını bekliyor… Örnekleri çoğaltabiliriz. Siyasi/ekonomik gücü olanlar ise iktidar mensuplarının da ifade etmekten çekinmedikleri 'FETÖ Borsaları' yoluyla soruşturmalardan kurtuldular, kurtuluyorlar. Kimileri akrabalık ilişkileri sayesinde FETÖ üyeliklerini temizlemeyi başarıyorlar.


    'Ne istediniz de vermedik'


    Oysa Erdoğan ve ekibi, siyasi hayatlarında ve rant ekonomisine dayalı zenginleşme süreçlerinde kendilerine rakip gördüklerine karşı FETÖ ile işbirliği yaptı, 'Ne istediniz de vermedik' sözü bu işbirliğini sembolize eden bir itiraf olarak tarihteki yerini aldı. Bu iki yapının arasındaki ayrılık ise 'daha demokratik, özgür ve adil bir Türkiye' konusundaki görüş farklılıkları nedeniyle başlamadı. Aksine demokrasinin, özgürlüğün ve adaletin geriletilmesi konusunda birbirleriyle yarışan bu iki yapının çıkarları çatışmaya başladı. 15 Temmuz'un gerçek tarihi, bu politik arkaplan olmadan yazılamaz.


    'Dikdatörlük rejimi sis perdesinin aralamasını engelliyor' 


    Diktatörlük rejimi aynı zamanda 15 Temmuz'a dair kararlılıkla sorulan pek çok sorunun yanıt bulmasını, 15 Temmuz'un üzerindeki sis perdesinin aralanmasını şimdilik engelliyor. Şimdilik diyorum, çünkü doğru sorular er ya da geç doğru yanıtlarla buluşacaktır. Eğer Türkiye’nin geleceğinden darbeleri çıkarmak, demokrasimizi kökleştirmek, tek adam rejiminden kurtulmak, herkes için eksiksiz bir adalete ulaşmak istiyorsak, yapmamız gereken, doğru soruları sorma ve doğru yanıtları bulma kararlılığından vazgeçmemektir.


    Örneğin,


    1. Adil Öksüz, 2008 yılından bu yana kim olduğu bilinmesine karşın neden takip edilmemiştir?


    2. Darbe girişiminden hemen önce aralarında Adil Öksüz ve Kemal Batmaz'ın da bulunduğu beş kişi, MİT tarafından izlenen bir evde bir araya gelmişlerdir. MİT, darbe kararının alındığı bu toplantıyı dinlemiş midir? Dinlemediyse bu görevi ihmal suçu değil midir?


    3. MİT; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na FETÖ/PDY örgütü faaliyetleri ile ilgili olarak darbe girişiminden önce en son hangi tarihte bilgi vermiştir?


    4. Bilinen ve beklenen darbe teşebbüsünün 15 Temmuz'da olacağı MİT'e saat 14.00 itibari ile iletilmesine rağmen neden Cumhurbaşkanı ve Başbakan anında bilgilendirilmemiştir?


    gibi doğru yanıtlarını bekleyen yüzlerce soru bulunmaktadır. Bu nedenledir ki, 15 Temmuz gecesi tam olarak ne olduğunun ortaya çıkarılması, demokrasiye inanan herkesin tarihsel sorumluluğudur.


    Biz, 'öngörülen, önlenmeyen ve sonuçları kullanılan darbe'ye, 'kontrollü darbe' diyoruz. Bu bağlamda, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından ilan edilen OHAL sürecinin ülkemizi getirdiği noktayı, bir ara dönem olarak görüyoruz. Dolayısıyla, 16 Nisan 2017 Referandumu ve 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri, tek adam rejiminin tesisi açısından Erdoğan ve arkadaşlarına başarı getirmiş gibi görünebilir. Ancak demokrasi için kararlılıkla mücadele verenler bilmektedir ki diktatörlükler baki değildir. Tarih, diktatörlere karşı girdikleri mücadelelerden zaferle çıkmış demokrasi kahramanlarını yazar.


    Çok yakın bir zamanda Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de hedefi doğrultusunda cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracak; çağdaş parlamenter demokrasiyi birlikte kuracağız. Bunu başardığımızda 15 Temmuz'un üzerindeki sis perdesi de kalkacak. İşte o zaman her 15 Temmuz'da gerçek anlamda bir demokrasi zaferi kutlaması yapacağız.


     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Mahir Sayın: “Demokratik konfederalizm, bölge halklarının barışa ve refaha kavuşabilmeleri için tek seçenek gibi durmaktadır”

    28 Haziran 2025

    Barış Ünlü: “AKP ‘Türklük Sözleşmesi’nin devlet ayağını çökertti”

    6 Haziran 2025

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Ana yüreğiyle meydanı tutmak – Emine Ocak’a veda

    Ömer Bölüm

    İki acının ortak sessizliği: Adaletin etik sınavı

    Mehmet Murat Yıldırım

    Kıyıya vuran heykel: Lenin, 32 yıl sonra Akçakoca’da sergileniyor

    Mehmet Murat Yıldırım

    Suruç’un çocukları geri gelmeyecek

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Mehmet Horuş

    Torbadan çıkanlar

    Çetin Gürer

    Postmodern barış

    Yetvart Danzikyan

    ABD Kafkasya’ya mı yerleşecek?

    Ayşe Düzkan

    ücretsiz emek ya da feminizmin ekonomik politikası

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.