KCK Sözcüsü Serhat Varto, PKK’nin TAK’la bir bağı olmadığını söyledi. Varto, baharla birlikte “Gerilla aktif bir biçimde devreye girecektir” derken batıda da güvenlik güçlerinin hedef alınacağını söyledi.
TAK'ın üstlendiği bombalı saldırılar sonrası KCK Sözcüsü Serhat Varto'dan TAK açıklaması geldi.
BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'ye konuşan KCK sözcülerinden Serhat Varto, TAK ile PKK arasında hiçbir organik ilişki olmadığını iddia etti.
KCK yöneticisi Sabri Ok'un ilk Ankara saldırısına ilişkin "Zinar yoldaşın eylemi her açıdan sahiplenilecek ve onur duyulacak tarihsel bir eylemdir" sözleri hakkında ise, Varto "İlk eylem zaten askeri hedeftir. Biz de zaten Kürdistan'da ulaşabildiğimiz yerlerde askeri hedefleri hedefliyoruz. Kendisi zaten KCK'nin Yürütme Konseyi üyesidir. O sıfatla konuşmuştur" dedi.
Bahardan sonra saldırıların artacağına ilişkin açıklamaları da değerlendiren Varto, "Erdoğan halk iradesini tanımadı, mücadeleyi hem kırsal alanda hem de kentlerde geliştirmek devletin halkımıza yönelik saldırılarını kırmanın bir yöntemi. Gerilla aktif bir biçimde devreye girecektir" dedi ve PKK'nin batıda da güvenlik güçlerini hedef alacağını söyledi.
Serhad Varto'nun verdiği demeçten bir kısım şöyle:
2013'teki çağrınız ardından TAK'ın eylemlerini durduğunu düşünürsek, şu anda TAK, sizin tabirinizle "bir sonuç olarak bunu yapıyor" olsa dahi, bu eylemlerin sürmesi, PKK'nın de bu eylemleri durdurmak istemediği anlamına gelmiyor mu? Şöyle bir algı var… PKK durdurmak istese durdurur, demek durdurmak istemiyor.
O tam doğru bir algı değildir. Dediğim gibi süreçle ilgilidir. PKK'nin çağrılarının karşılık bulabilmesi için bir kez sürecin ona uygun olması gerekiyor. Bu doğrudan PKK'yle ilgili değil, süreçle ilgilidir. Ortada Kürdistan'da bu kadar katliam olurken, Kürt toplumunun kendisinde bile bu katliamlara çeşitli biçimlerde cevap verilmesi beklentisi vardır.
Bu söylemden de TAK'ın eylemlerine olumlu yaklaştığınız anlamı çıkmıyor mu?
Hayır. Bizim eylem çizgimiz belli. Hareketimiz devletin doğrudan silahlı güçlerini hedefleyen bir harekettir. Onun dışında sivil hedefleri hedef almayı reddeden bir yaklaşımımız vardır.
KCK yöneticisi Sabri Ok, ilk Ankara açıklamasından sonra saldırıyı yapan kişiden yoldaş diye bahsetti ve şunu söyledi: "Zinar yoldaşın eylemi askeri sonuçları itibarıyla büyük bir eylemdir. Bu eylemi TAK ya da başka bir güç üstlenmiş olabilir. Fakat Zinar yoldaşın eylemi her açıdan sahiplenilecek ve onur duyulacak tarihsel bir eylemdir". Buradan PKK'nın ilk Ankara eylemini savunduğu anlamı çıkıyor. Bu çok net, değil mi?
Sabri Ok'un açıklamasını kişisel bir açıklama olarak değerlendirmeyecek olursak, o halde PKK bu eylemle gerçekten onur duyuyor denebilir…
Kendisi zaten KCK'nin Yürütme Konseyi üyesidir. O sıfatla konuşmuştur.
Bu eylemi PKK destekliyor desek, yanlış değil o zaman…
Dediğim gibi bizim eylem çizgimiz bellidir. Sivil hedefleri reddediyoruz ama askeri hedeflere yönelik eylemler, o eylemi yapan örgütlerin kendi takdiridir. Orada Kürt halkının bir meşru savunma konumu olduğunu belirtebilirim.
O halde sizin için desteklenebilecek bir eylem…
Değerlendirmemiz zaten yeterince açıktır.
Bu ilk eylemde de ölenler arasında siviller de vardı. Bunun dışında, PKK'nın söyleminde yıllarca, asıl olarak çatışma bölgelerinde güvenlik güçlerini hedef almaktan bahsediliyordu. Bunları düşününce, bu saldırı yöntemi, PKK'nın kendi söylemi içinde savunabileceği bir yöntem mi?
Kürdistan'da Türk devletinin halkımıza karşı topyekûn bir savaş başlatmasıyla beraber biz de yeni bir direniş yaklaşımı içerisine girdik. Artık daha çok kentlerde yoğunlaşan, gençlerin başlattığı öz savunma direnişlerini destekleme yaklaşımı içerisine girdik. Bu, yeni bir savaş, yeni bir mücadele biçimdir. Bu, yoğunlaşarak gelişecektir. Önce Kürdistan kentlerine yayılacak ardından da Türkiye'ye doğru bir yayılma eğilimi içerisine girecektir.
TAK'ın ikinci Ankara saldırısıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
Halkımızın kendisini savunma hakkı vardır fakat bu hak, doğru temelde kullanılmalıdır. Sivil hedeflere yönelik eylemler olmamalıdır. Bu, hareketimizin savunduğu ideolojik çizgiye terstir. Biz sadece Kürtlerin mücadelesini vermiyoruz. Türkiye'deki tüm halkların eşit, özgür ve kardeşçe yaşaması için mücadele veriyoruz. Dolayısıyla bu tür eylemler bizim hedeflerimize zarar veren eylemlerdir. Herkesi de bundan kaçınmaya çağırıyoruz. Devletin güçlerine yönelik eylem geliştirirken halkların bir arada yaşama istek ve iradesine zarar veren tutumlardan uzak durulması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu anlamda TAK'a kendi kanallarınızla bir çağrı yaptınız mı?
Bunu zaten buradan söylüyoruz. Bu açıktır.
TAK'a bu yönde kurumsal bir çağrı yapacak mısınız?
Bizim değerlendirmelerimiz zaten herkese ulaşıyor, herkes de mutlaka kendine göre değerlendirecektir.
90'lardaki savaş şu durumu ortaya çıkardı. Büyük bir Kürt nüfusu Türkiye'ye doğru kaydı. Bu savaş ayrıca Türkiye'deki demokrasi, devrim güçlerini güçlendirdi. Şimdiki mücadelenin de bu trendi izleyerek önce Kürdistan'a sonra da yavaş yavaş Türkiye'ye yayılacağını söyleyebiliriz.
Yani, PKK bundan sonra Türkiye'nin batısında da mı güvenlik güçlerini hedef almayı hedefliyor?
Mutlaka. Bu çatışmalar devam ederse bunlar sadece bir bölgeyle, bir alanla sınırlı kalmaz. Bunlar hem sosyal, hem ekonomik hem de askeri olarak Batı'ya yansıyacaktır.
PKK 1990'larda çatışmaların en yoğun olduğu dönemde Batı kentlerinde yoğun saldırı yapmayı tercih etmemişti. Yani şimdi yeni bir taktik mi izleyecek?
Kuşkusuz savaşın kentlerde yoğunlaşmasıyla beraber Kürdistan'da toplumun önemli bir bölümü savaşın bir parçası oluyor. Böyle bir savaşın Batı'ya yansımaması beklenemez. Farklı boyutlar kazanarak Türkiye'deki kentlere de sıçraması bu işin doğal bir sonucu olarak gelişecektir. Çatışmalar gerçekten çok yoğunlaşırsa çok uzun olmayan bir süre içinde bütün toplumun bundan etkilenmesi, bütün toplumun çeşitli biçimlerle bu çatışmanın bir parçası olması beklenecek bir gelişmedir.