Altın Koza Film Festivali’nde Belgesel dalında Jüri Özel Ödülü’nü kazanan “Kardeş Türküler: 30 Yılın Öyküsü” filmi, bir dönemin sesini, umudunu ve direnişini perdeye taşıdı. 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’nde başlayan bu kolektif müzik hareketi, yalnızca ezgileriyle değil, yarattığı toplumsal hafızayla da bir kuşağın ortak belleğine dönüştü.
Belgesel, Türkiye’nin son otuz yılına damga vuran politik dönüşümlerin, yasların, direnişlerin ve umutların içinden geçerek “Kardeş Türküler”in yolculuğunu yeniden izleyiciyle buluşturuyor. Film, izleyenleri hem çocukluklarına hem de toplumsal geçmişin duygusal izlerine götürüyor.
Yönetmenliğini Çayan Demirel’in üstlendiği yapım, grubun 20. yılı için başlatılan ancak yönetmenin sağlık süreci ve ülkenin yoğun gündemi nedeniyle 30. yıla denk gelen uzun soluklu bir yaratım sürecinin ürünü. “Yaşamın kendisi gibi inişli çıkışlı” bir hikâyeyi anlatan film, her izleyicide ortak bir duyguyu uyandırıyor: geçmişle yüzleşme ve bir arada kalma umudu.
Belgeselde Hrant Dink’ten Neşet Ertaş’a, Arto Tunçboyacıyan’dan aramızdan ayrılan nice değerli isme uzanan bir anı zinciri kuruluyor. Cezaevlerinden meydanlara, yaslardan dayanışmalara uzanan bu yolculuk, bir yandan acıyı, diğer yandan direnci ve birlikte yaşama isteğini görünür kılıyor.
“Kardeş Türküler”in hikâyesi, yalnızca bir müzik grubunun değil, farklı dillerden, kültürlerden ve kimliklerden insanların ortak ezgisinin hikâyesi. Bu belgesel, o ezginin notalarını yeniden duyuruyor: “Birlikte söylemek hâlâ mümkün.”