Aralık 2024’te iktidara gelen Ahmed El Şara (Colani) liderliğindeki HTŞ rejimi, Suriye halkının temel ihtiyaçlarına kulak asmadan, demokrasi ve adaleti tamamen askıya alarak, ülkeyi “yatırıma açık” gösterip milyar dolarlık anlaşmalar peşinde. Kalyon, Cengiz, TAV ve Katar merkezli UCC şirketlerinin oluşturduğu konsorsiyum, Şam Uluslararası Havalimanı’nı 8 yılda yıllık 31 milyon yolcu kapasiteli devasa bir merkez haline getirmek için 4 milyar dolarlık anlaşmaya imza attı.
Yatırımların gerçek yüzü ise net: Halkın susuz, elektriksiz ve güvencesiz kaldığı Suriye’de savaş yıkımını örtecek beton projeleri… BAE ile 2 milyar dolarlık metro projesi, İtalya’nın UBAKO şirketiyle 2 milyar dolarlık lüks “Damascus Towers”, Baraamka Kuleleri ve Alışveriş Merkezi için yüz milyonlarca dolarlık anlaşmalar peş peşe imzalanıyor.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın “refah dolu bir gelecek” vaadi ise projelerin belirsizliği ve bitiş garantisinin olmamasıyla çelişiyor. Kalyon ve Cengiz Holding’le Katar’ın UCC’si, enerji ve altyapı alanında da milyarlarca dolarlık yatırım sözleşmelerini imzalarken, savaşın sonuçları ise hâlâ milyonlarca insanın kaderini belirliyor.
Türkiye üzerinden Azerbaycan’dan Suriye’ye doğalgaz akışı için Katar finansmanlı yeni anlaşmalar yapılırken, savaş fırsatçıları hem bölgesel hem küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda Suriye’nin geleceğini inşa ediyor. Ancak bu gelecek, halkın değil, şirketlerin çıkarlarına hizmet ediyor.