Bianet’ten Evrim Kepenek’in haberine göre, Tünel Meydanı’nda toplanan Kadınlar, “İsrail işgal hapishanelerinde cinsel işkence var” yazılı pankartlar açtı; “Kadınların bedeni savaş alanı değildir” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları attı.
Eylemde, Almanya’da antikapitalist mücadele yürüten ve Filistin’le dayanışma çalışmaları yürüten Zora’dan gazeteci Anna’nın İsrail hapishanesinde maruz kaldığı cinsel işkence de gündeme getirildi.

Açıklamada, Siyonizmin cinsel şiddeti bir silah olarak kullandığı belirtilerek, Anna isimli gazetecinin, İsrail hapishanesinde yaşadığı cinsel işkenceyi teşhir ettiğine dikkat çekildi. “Anna, Filistin’e yardım ulaştırmak üzere yola çıkan Özgürlük Filosu katılımcısıydı. Yaptığı konuşmada İsrail güçleri tarafından gözaltına alındığını, çıplak aramayı kabul etmemesi üzerine gardiyanlar tarafından tecavüze uğradığını anlatıyor ve ekliyor: ‘Odakta olmak istemiyorum, hapishanede cinsel şiddete uğrayan tüm kadınlar adına konuşuyorum.’”
Basın açıklamasını Seranay Sevimli okudu. Sevimli, İsrail’in yıllardır Filistin halkına yönelik saldırılarının soykırım boyutuna ulaştığına dikkat çekti.
Açıklamada, Siyonizmin hapishanelerindeki cinsel şiddetin münferit değil; sömürgeci, patriyarkal ve kapitalist egemenliğin kadınlara dönük bilinçli ve sistematik bir politikası olduğu, Filistinli tutsakların tüm haklardan mahrum şekilde, insanlık dışı koşullarda kaldığı; kadınların pede bile erişemediği ifade edildi.
Sevimli’nin okuduğu açıklamada, “Biliyoruz ki dünya üzerindeki tüm savaşlar, tüm işgaller kadınların halihazırda maruz kaldığı patriyarkal baskıyı, erkek-devlet şiddetini katmerlendiriyor. Savaş-işgal koşullarında kadınların bakım yükü orantısız biçimde artıyor, koşulların getirdiği ekonomik zorluklardan da kadınlar daha fazla etkileniyor. Cinsel şiddet, cinsel taciz hem devletler hem de erkekler tarafından, çoğunlukla kadınlara yönelik bir silah olarak kullanılıyor. Biz bu erkek devlet şiddetine Kürt kadınların ve siyasi tutsakların deneyimlerinden; gözaltına alındığımızda dayatılan çıplak aramalardan da aşinayız,” dendi.
Açıklama şu sözlerle tamamlandı: “Dünyanın her yerindeki savaşlarda bir de bedenlerimizin savaş alanına çevrilmesi sebebiyle, kadın mücadelesi enternasyonal olmak zorunda ve bizler de bu mücadelenin bir parçasıyız. Eşit ve özgür bir yaşam mücadelemiz, dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla ortak. Anna da Filistinli kadınlar da yalnız değil!”
Eylem, “Gözaltında ve hapishanelerde cinsel şiddete son”, “İsrail’le askeri, siyasi, kültürel ve akademik tüm ilişkiler kesilsin”, “Filistinli kadınlara özgürlük” ve “Nehirden denize özgür Filistin” sloganlarıyla sona erdi.
