Kadınlar Birlikte Güçlü, cezaevlerindeki kadın tutukluların ve LGBTİ+’ların yaşadığı ihlallere karşı başlatmış olduğu kampanya kapsamında Bakırköy Cezaevi önünde “Hapishanede erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar birlikte güçlü!” diyerek ses çıkardı.
Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG), cezaevlerinde kadın tutukluların ve LGBTİ+’ların yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla “Hapishanede erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar birlikte güçlü!” şiarıyla kampanya başlattı.
Kampanyanın eylem startı bugün Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ile verildi.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde bir araya gelen kadınlar, “Hapishanede erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar birlikte güçlü!” diyerek ses çıkardı.
Çağla Akdere tarafından okunan açıklamada, “Bizler biliyoruz ki kadın dayanışmasının aşamayacağı duvarlar yoktur. Buradan içeride mücadele eden tüm kadınları sevgiyle selamlıyoruz, 8 Mart’larını kutluyoruz, mücadele arkadaşlarımızın direnişi, direnişimizle buluşacaktır. Özgür eşit bir yaşamda mutlaka buluşacağız” denildi.
Açıklamanın tamamı:
“8 Mart’a giderken erkek-devlet şiddetine, yoksulluğa, savaşa, işsizliğe, hukuksuzluğa, cezasızlığa, ayrımcılığa, hapishanelerde artan şiddete, tutsak kadınlara ve LGBTİ+’lara hukuksuzca uygulanan işkenceye karşı; hayatlarımız, haklarımız ve özgürlüğümüz için isyandayız.
8 Marta giderken içerisi ve dışarısı arasındaki dayanışmayı büyütmek için Bakırköy Cezaevi önündeyiz.
Cezasızlık ve kadın düşmanı politikalarla cesaretlenen erkekler, kadınları katlederken indirim dağıtan erkek adalet, hayatını savunan kadınlara ağır cezalar veriyor; mücadele eden kadınları ise 8 Mart’ta ritmik zıpladığı için, 25 Kasım’da erkek şiddetine dur dedikleri için yargılıyor!
Yetmiyor, hapishanelerde tutulan kadınlar bu kez de burada şiddete maruz kalıyor.
Sağlık ve yaşam hakkı engellenen, tahliye edilmesi gerekirken cezaevinde tutulan onlarca ağır hasta tutsak, ATK’nin tıp etiğine göre değil iktidarın talebine göre karar veriyor olması ile adeta ölümle cezalandırılmak isteniyor.
Her yerde seslendiğimiz gibi bir kez daha Bakırköy cezaevi önünden sesleniyoruz.
“Hasta tutsak olan yol arkadaşımız Aysel Tuğluk şahsında hasta kadın ve LGBTİ+ tutsakları özgür bırakın”
Hapishanelerde, yoğun olarak ölümler, sevk ve sürgünler, infaz erteleme ve infaz yakma, işkence ve kötü muamele, tecrit ve izolâsyon, ailelerle görüş engelleri, haberleşme haklarının engellenmesi, çıplak arama, kelepçeli muayene, ayakta tekmil vererek sayım uygulamaları, disiplin soruşturmaları gibi çok sayıda hak ihlali yaşanmaktadır.
Özellikle son süreçte başta Bakırköy hapishanesi olmak üzere birçok kadın hapishanesinde disiplin soruşturmaları ve cezaları artmış durumda. Bakırköy Hapishanesinde açık görüşlerde tokalaşma ve sarılma gerekçe gösterilerek disiplin soruşturması açılıyor. Tecrit ve ceza politikası giderek artmış durumda dün sorun olmayan her şey bugün disiplin soruşturması hâline getiriliyor. açıkça yaşanan bu hak ihlallerine, idarenin keyfi tutumlarına sessiz kalmıyoruz!
Kadınları ve LGBT+’lari her yerde nefessiz bırakmaya çalışan iktidar, koğuş içerisinde ve mahrem alanları görecek şekilde kameralar bulundurarak, özel yaşam ve mahremiyet hakkını da ihlal ediyor. Ama aynı kameralar Garibe Gezer’e yapılan cinsel işkenceyi görmüyor ve soruşturmayı açmaya delil üretmiyor. Tek başına bir hücreye konulan Garibe Gezer katledilirken, biz kadınlar Garibe Gezer’in ölümü aydınlatılsın diye sesimizi yükseltiyoruz.
Giderek derinleşen kadın yoksulluğu hapishanelerde daha da yoğun hissediliyor. Kantinlerde temel ihtiyaçların alınamayacak kadar zamlanması, hijyen ürünlerinin alınamaması zaten kötü olan koşulları daha da kötü hale getiriyor. Kadınlar yoksulluğu içerde ya da dışarda her yerde yaşamaya devam ediyor.
Krizin bedelini bizler ödemeyeceğiz. Cezalar ve tutuklamalarla sinmeyecek, mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bizler biliyoruz ki kadın dayanışmasının aşamayacağı duvarlar yoktur. Buradan içeride mücadele eden tüm kadınları sevgiyle selamlıyoruz, 8 Mart’larını kutluyoruz, mücadele arkadaşlarımızın direnişi, direnişimizle buluşacaktır. Özgür eşit bir yaşamda mutlaka buluşacağız.”