25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü haftasında, araştırmalar kadının toplumsal hayattaki yerine işaret ediyor. 2010 ile 2015 arasında Türkiye’de 1134 kadın yaşamını yaşamını yitirdi.
25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü haftasında, araştırmalar kadının toplumsal hayattaki yerine işaret ediyor. 2010 ile 2015 arasında Türkiye'de 1134 kadın yaşamını yaşamını yitirdi. Bunların 15'i yaşları 13 ile 18 arasında değişen kız çocuklarıydı. Şiddet gören her 3 kadından biri intihar etmeyi düşünürken, kadınlar endişe verici bir oranla yardım ummadığı için kurumlara başvurmadı. Polisten istenen yardımın yüzde 27'si de eşle uzlaştırılmayla sonuçlandı.
Kadına yönelik şiddette uygulanan ceza sistematiğinin caydırıcı özellikler taşımaması, yargının cinayetlere ilişkin davalarda 'tahrik', 'iyi hal, 'pişmanlık' gibi 'indirimlere' gitmesi, kadına yönelik şiddetin engellenmesinin engelliyor. Cinsel istismar, cinayet ve kadına şiddete karşı uygulanan cezasızlık ya da 'indirim' politikası sorunun çözümünü de ortadan kaldırıyor.
25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne girilirken, ülkede 5 yılda yaşanan kadın cinayetlerindeki çarpıcı rakamlar, kadına yönelik şiddetin ulaştığı noktayı da gözler önüne seriyor. 2010 yılı ile 2015 arasında Türkiye'de hayatını kaybeden kadın sayısı 1134. Cinayetlerin 235'i devam eden ayrılık veya boşanma sürecinde yaşandı. Cinayetlerin bahanes; ‘saçını kızıla boyatmak’, ‘yeni elbise almak’, ‘patates köfte yapmamak’, ‘tuzluğu uzatmamak’ veya sadece ‘gıcık olmak’ olurken, failler ise 'koca', sevgili, baba, oğul, erkek kardeş, kısaca kadınların en yakınındaki erkekler oldu. 2010-2015 arasını kapsayan dönemde öldürülen kadınlardan 608’inin faili eşi veya eski eşi olurken; 161’inin faili erkek arkadaşı veya eski erkek arkadaşı, 213’ünün faili ise ailesindeki erkekler (babası, oğlu, erkek kardeşi, damadı, kayınpederi) veya akrabası oldu.
Bahaneler: Şüphe, reddedilme, ayrılma isteği, namus, töre…
Cinayetlerden 'neden' olarak öne çıkan sebepler ise kadının toplumsal yaşandaki yerini işaret eder nitelikte: Erkeğin ifadesi temel alınarak oluşturulan bahaneler kategorisinde öne çıkanlar aldatılma şüphesi, barışma isteğinin reddi, kadının ayrılma ya da boşanma isteği ve ‘namus ya da töre’.
Yaşanan 1134 cinayetin 217‘sinde kadına yönelik sistematik şiddet, taciz veya tehdit vardı. Cinayetlerin 141’i şiddet, taciz veya tehdit karşısında kadınların güvenlik amacıyla resmi bir kuruma başvurmasına rağmen yaşanırken, 234 cinayet de, devam eden bir ayrılık veya boşanma sürecinde işlendi.
Cinayet mahalleri suçun planlı işlendiğini gösteriyor
1134 cinayetin 676’sı çiftlerden birine ait veya ortak evde ya da kadın veya erkeğin ailesinin evinde gerçekleşti. 225 cinayet, sokak, park, bahçe, ormanlık alan vb. kamuya açık alanda yaşandı. Kadının işyeri ve evin önünde gerçekleşen cinayetler ise çoğunlukla erkeğin kadını takibini içeren, dolayısıyla planlı cinayetlere işaret etmektedir.
Şiddet sonucu yaralanma: Kentlerde oran kıra göre daha fazla
T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün 2014 yılında 'Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması' raporu kadına yönelik şiddette çarpıcı bilgiler veriyor. Türkiye genelinde fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalan kadınların dörtte biri şiddet sonucunda yaralandıklarını belirtirken, bu oranın kentte yaşayan kadınlarda, kırda yaşayanlardan yüzde 6 daha fazla olduğu belirtiliyor. Şiddete maruz kalmış her 10 kadından 6’sı 3 kez veya daha fazla sayıda yaralanirken, bu yaralanmaların yarıya yakınının tedavi gerektirecek düzeyde olması, şiddetin kadınların fiziksel sağlığına yönelik ciddi bir tehdit yarattığını gözler önüne sermektedir. Kadınların maruz kaldıkları şiddet sonucu tedavi gerektirecek kadar yaralanan kadınların oranı yüzde 41’den yüzde 47’ye yükselmiş.
Gebelikte şiddet oranı endişe verici
2008 araştırması sonuçlarına göre yüzde 10 olan gebelik sırasında fiziksel şiddete maruz kalma, 2014'te yüzde 2'lik bir gerilemeyle yüzde 8 düzeyine çekilse de endişe veriyor. Gebelik sırasında fiziksel şiddete maruz kalmış kadınların oranı yüzde 11 ile en fazla Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan, eğitimi olmayan veya ilkokulu bitirmemiş (yüzde 11) ve düşük refah (yüzde 11) düzeyindeki kadınlar arasındadır.
Şiddet gören her 3 kadından 1'i intiharı düşünüyor
Türkiye genelinde, şiddete maruz kalmış kadınlar arasında sağlık durumunun “kötü veya çok kötü” olarak belirtenler (yüzde 19), şiddete maruz kalmamış kadınlara (yüzde 10) oranla iki kat daha fazladır. Fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalan kadınların üçte biri yaşamlarının herhangi bir döneminde intihar etmeyi düşünüyor. Benzer biçimde, şiddet mağduru kadınlar arasında intihar girişiminde bulunma, şiddet mağduru olmayan kadınlardan 5 kat daha fazla.
Kadınlara göre şiddetin nedenler neler?
Araştırmaya göre kadınların dile getirdiği şiddet nedenleri arasında en büyük pay yüzde 33 ile “erkeğin ailesiyle yaşanan sorunlar”a ait. Yüzde 28'i 'erkekle ilgili nedenler' (Erkeğin kadını kıskanması, erkeğin yetiştirilme tarzı, erkeğin fiziksel/zihinsel sorunları, erkeğin diğer/ilk eşi)yüzde 27'si de "ekonomik sıkıntılar/zorluklar, erkeğin işsiz olması'. Sonuçlar, kadına yönelik aile içi şiddetin çeşitli ve geniş bir elpazede yer alan nedenlerinin arasında, erkekle ve erkeğin ailesiyle ilgili nedenlerin öne çıktığını ortaya koymaktadır.
Şiddet nedeniyle kurum ve kuruluşlara başvuru
Yine 2014 verilerine göre Türkiye genelinde fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmış kadınların yüzde 89 kurum ya da kuruluşlara başvurmamış. Yüzde 7 oranında polise yapılan başvurulardan yüzde 29’unun da kadının eşiyle uzlaştırılmasıyla, yüzde 23’ü tedbir kararı alınmasıyla, yüzde 41’i polisin başka kurum kuruluşa yönlendirmesiyle sonuçlanırken, başvuruların yüzde 13’ünde hiçbir şey yapılmadığı ortaya çıktı.
Kadınların yüzde 4'ü yardım edileceğine inanmadığı için başvuru yapmıyor
Şiddet nedeniyle yardım talebinde bulunan kadınların yüzde 69'ı maruz kaldıkları şiddete daha fazla dayanamadıklarından ötürü başvuru yaptığını belirtiyor. Yüzde 30'u kötü bir şekilde yaralanmış olmaktan, yüzde 27'si erkeğin tehdit etmesi/öldürmeye çalışması/erkeğin kendisini öldürmesinden korkmasından, yüzde 25'i ise hukuki destek almak istemesinden dolayı başvuru yaptığı ortaya çıktı.
Maruz kaldıkları şiddet sonucunda herhangi bir kuruma başvurmayanların yüzde 15'i 'utanma' veya 'aile adının kötüye çıkma' korkusundan ötürü başvırmadığı ifade ediliyor.
Nereye başvuracağını bilmedikleri için yardım talep etmeyen kadınların oranı yüzde 13 iken, kadınların yüzde 4'ü ise yardım alabileceğine inanmadığı için başvuruda bulunmuyor.