İstanbul’da kadınlar Büyük Kadın Buluşması için Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda buluştu. Polis, LGBTİ+ bayraklarını ve ‘renkli’ olduğu için femenli bayrakların alana alınmasını yasakladı. Buluşmanın ardından LGBTİ+ aktivistler polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı.
İstanbul’da kadınlar Büyük Kadın Buluşması için Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda buluştu. Polis, LGBTİ+ bayraklarını ve ‘renkli’ olduğu için femenli bayrakların alana alınmasını yasakladı.
Polis yasak olduğu iddiası ile LGBTİ+ bayraklarının alana girişini engellemeye çalıştı. Gökkuşağı renkli şemsiyesi olan bir kişinin dahi alana girişine engel olunmaya çalışıldı. LGBTİ+ bayrakları ile alana gireceklerini dile getiren Trans kortejine polis saldırdı. Mor Sarmaşık üyeleri tarafından taşınan femenli bayraklar ‘renkli’ denilerek engellenmeye çalışıldı. HDK’nin LGBTİ+ korteji ise polis müdahalesine rağmen alana girdi.
Alanda kadınlara üzerinde “özgürlüğümüzü kazanacağız” yazılı mor maskeler dağıtıldı.
Basın açıklaması
Alanda 8 Mart Kadın Platformu adına Kürtçe, Türkçe ve Arapça ortak açıklama okundu. Kürtçe açıklamayı Şenay Kumuz, Türkçe açıklamayı Nazlı Andan, Arapçayı ise Cemile Baklacı okudu.
“Yaşamımızı, kampüsümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz”
Pandemi sürecinde evlere kapatılmayı, isyanlarını dile getirmeyi, dayanışmayı bir kenara bırakmadığı ifade eden Nazlı Andan, “Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Ortadoğu’ya dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak isyanımız pandemiye rağmen devam ediyor. Bugün Boğaziçi’nde “atanmış değil seçilmiş” diyerek kayyımlara karşı üniversitelerimizi savunan kadınlarız! Yıllardır kayyımların kadın kazanımlarına karşı erkek-devlet şiddeti icraatlerini yürütmesine karşı kentlerimizi savunan kadınlarız! Özgürlüğümüz için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız. Yaşamımızı, kampüsümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz” dedi.
“Hayatımız bizimdir”
Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizinin yükünün omuzlarına yıkıldığını aktaran Andan, “Gebze’de Migros’un emek sömürüsü ve tacizlerine karşı ‘emeğimiz bizimdir’ diyen, Avcılar’da SML direnişinden kadınlarız! Sinbo direnişimizle sendikalaşma hakkımızı savunuyoruz, Kod-29’a, ahlak safsatasıyla işten atılmalara, ücretsiz izine karşı direnen kadınlarız! İnsanca yaşayacak ücret talep ettiği için düşmanlaştırılan, grev hakkı gaspedilen belediye işçisi kadınlarız! Evden çalışma adı altında sınırsız ve ücretsiz mesaiye karşı “hayatımız bizimdir” diyen kadınlarız, pandemide çalıştığımız evlere hapsedilen, bazımız aylarca işsiz bırakılan ev işçisi kadınlarız; İstanbul’un her yerinde emeği, iş güvencesi ve hakları için mücadele eden kadınlarız” ifadeleri kullanıldı.
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demekten vazgeçmeyecekleri söyleyen Andan, “İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 Sayılı Kanun’u, önleme ve koruma kararlarını uygulamayan erkek-devlete “Suçlu sensin!” diyen kadınlarız! Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, devlet eliyle kadınların kaybedildiğini gören ve birbirinden asla vazgeçmeyen kadınlarız! Erkek şiddetine karşı hayatını savunduğu için tutsak edilen kadın arkadaşlarımızın sesini sesimize katıyoruz. Özgür, eşit ve şiddetsiz bir yaşam için mücadele eden, prangalarla evlere, ilçelere hapsedilen bütün kadınlar için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız. Çünkü biz sözümüzü, örgütlenmemizi, mücadelemizi ve hayatlarımıza sahip çıkma özgürlüğümüzü de kazanacağız” dedi.
LGBTİ+
Andan, “Devlet eliyle yok sayılmaya, hedef gösterilmeye çalışılan ama “Alışın, burdayız, her yerdeyiz!” demekten bir an olsun vazgeçmeyen LGBTİ+’larız! Atanmış kimliklere karşı seçilmiş aşklarımızla heteropatriyarkaya karşı mücadele eden LGBTİ+larız, bir aradayız. Translar başta olmak üzere tüm LGBTİ+’lara yönelen devlet şiddetine ve devlet eliyle yerinden etmeye karşı birlikte direniyoruz. Erkek-devletin LGBTİ+fobiyi ve kadın düşmanlığını büyüttüğünü görüyoruz” diye konuştu.
Açlık grevleri
“Tutsak edilmeyle, çıplak arama işkenceleriyle korkmuyoruz” diyen Andan, “Ne IŞİD’in ne devletin aynı yöntemlerle yaptığı infaz ve katliamlarıyla; erkek-devlet şiddetiyle sinmedik. Hayatın her alanında, her biçimiyle mücadele eden biz kadınlar, bizlere dayatılan kuşatmalara boyun eğmedik. Gökçe Kurban’a yapılan işkencenin insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Hayatına savaş, tecrit, sömürü, işkence dayatılan kadınlarız ve birlikteyiz. 100. Gününde Açlık grevlerine ses olmak, dayanışmayı büyütmek için, çocuklarıyla tutsak edilen kadınlar için, hala tahliye edilmeyen hasta tutsaklar için mücadelemizi büyütüyoruz” dedi.
Mücadele kararlılığı
“Yıllardır 8 Martlarda emek sömürüsüne, işsizliğe, güvencesizliğe, erkek-devlet şiddetine, LGBTİ+fobiye, ırkçılığa, irade gaspına, adaletsizliğe karşı sokakları dolduruyoruz. Bu sene de hayatlarımızı kuşatan faşizme, patriyarkaya, erkek-devlet şiddetine, ekolojik yıkıma, kapitalizme, emek sömürüsüne ve saray rejimine karşı; isyanımızı, öfkemizi, mücadelemizi her yerde büyütüyoruz. Özgürlüğümüzü kazanmak ve hayatlarımızı savunmak için 8 Mart’ta ve her günde bir aradayız, alanları, sokakları doldurmaya devam edeceğiz.”
Gözaltı ve darp
Buluşma sonrası alandan çıkan ve taksiye binmek isteyen çok sayıda LGBTİ+ aktivistleri, polis tarafından araçlardan darp edilerek indirilmesinin ardından gözaltına alındı. Çevrede bulunan ve duruma tepki gösteren kadınlara da müdahale eden polis, çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Polis gazeteciye tokat attı
Haber takibi için alanda bulunan ve görüntü almaya çalışan Şener Yılmaz Aslan isimli gazeteciye polis tokat attı. Aslan, daha sonra polisler tarafından gözaltına alındı.