Kadıköy Demokrasi Meclisi, Süreyya Operası önünde Kaz Dağları, Hasankeyf ve Salda Gölü’nde yaşanan doğa katliamlarına dair bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, ”Kaz Dağları’na karşı sesimizi yükseltme zamanı. Ama bunu yaparken, Salda Gölü’nün ve Hasankeyf’in başına gelenleri unutmadan mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek gerekiyor.” denildi.
Siyasi Haber
Kaz Dağları'nda Kanadalı Alamos Gold şirketi tarafından gerçekleştirilen doğa katliamına tepkiler hızla büyüyor. Kadıköy Demokrasi Meclisi, akşam saatlarinde Kaz Dağları, Hasankeyf ve Salda Gölü'nde yaşanan doğa katliamları dair basın açıklaması yaptı. Kadıköy Demokrasi Meclisi Fidan Üredi açıklamada, ''Gezi isyanının ruhu her direniş odağında, her muhalefet hareketinde, doğanın ve yaşamın tahrip edilmesine itiraz eden her başkaldırıda yaşamaya devam ediyor. Kaz Dağları'nda yaşanan doğa katliamına karşı sesimizi yükseltme zamanı… Ama bunu yaparken, Salda Gölü’nün ve Hasankeyf’in başına gelenleri unutmadan, mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek gerekiyor. Doğa düşmanlarının kışkırtmaları, Kazdağları’nın Hasankeyf’le kardeşliğini engelleyemiyor.'' ifadelerini kullandı.
''Dün Kadıköy Demokrasi Meclisi olarak, Kazdağları’ndaydık'' diyen Üredi şöyle devam etti: ''Önümüzdeki günlerde de Kazdağları’na gitmeye direnişe ortak olmaya devam edeceğiz.''
Kadıköy Demokrasi Meclisi'nden Koray Türkay, Adnan Yücel'in ''Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek'' şiirini okumasıyla basın açıklaması sonlandırıldı.
Açıklamanın tam metni:
Kazdağları’ndan Hasankeyf’e, Salda’dan Munzur’a, Fatsa’dan Eskişehir’e Ekolojik Katliamlara İzin Vermeyeceğiz!
Gezi isyanının ruhu her direniş odağında, her muhalefet hareketinde, doğanın ve yaşamın tahrip edilmesine itiraz eden her başkaldırıda
yaşamaya devam ediyor.
Şimdi Çanakkale Kazdağların’da, Kirazlı’da, doğanın talan edilerek yüz binlerce ağacın kesilmesi, bütün insanlığın ortak varlığı olan suların siyanürle kirletilmesi ve ekosistem içindeki bitki ve hayvan varlığının yok edilmesine karşı sesimizi yükseltme zamanı… Ama bunu yaparken, Salda Gölü’nün ve Hasankeyf’in başına gelenleri unutmadan, daha dün Kuzey Ormanları’nın başına gelenleri unutmadan ve geriye milyarlarca tonluk siyanürlü çamurlar ve arsenikli sular bırakan daha önceki maden arama sahalarını unutmadan mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek gerekiyor. Bergama’da ve Cerattepe’de süren mücadele bize gösterdi ki; Kapitalizmin doymak bilmez kar hırsına karşı birleşik ve top yekün bir mücadele sürdürülemezse başarı elde edilemez.
Ruhsat alır almaz kendi güdümünde çevre dernekleri kurmaktan, bölgeyi kalkındırma ve yeni iş imkanları yaratma propagandasına kadar türlü dalaverelerle maden şirketleri, yöre halkını birbirine kırdırarak işletme sahalarını insansızlaştırarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Bu durum toplumsal barışı tehdit ediyor ve köylülere açlıktan veya siyanürden ölmek tercihi dayatıyor. Türkiye’de önceki iktidarlar döneminde olduğu gibi şimdi de “yerli” ve milli” yalanının doğaya hükmetme hamleleri olduğunu; Tortum’dan Fatsa’ya, Gerze’ye, Sinop’a, Eskişehir’e kadar yayılan direnişlerden görüyoruz.
Bu direnişin en ön saflarını kadınlar tutuyor. Doğa düşmanlarının kışkırtmaları, Kazdağları’nın Hasankeyf’le kardeşliğini engelleyemiyor.
Kanada’dan Güney Afrikaya’ya, Yunanistan’a kadar altın madenciliğine karşı gezegenin kurtuluşu için enternasyonalist dayanışma ağları dünyanın hemen her yerinde örülüyor.
Dün Kadıköy Demokrasi Meclisi olarak, Kazdağları’ndaydık. Kazdağları Kirazlı Köyü Balaban Mevkiinde çadırlar kurarak ‘Vicdan ve Su Nöbeti’ tutan arkadaşlarımızın dostlarımızın ziyaretine gitik. Önümüzdeki günlerde de Kazdağları’na gitmeye direnişe ortak olmaya devam edeceğiz.
Dün Kazdağları’nda maden sahasında konuşan İbrahim Öğretmen direnişin özetiydi adeta. Ne diyordu İbrahim Öğretmen: “Bu gördüğünüz cehennem çukurunun bir arkasında, ayrı bir cehennem çukuru daha vardır. Bu projenin tamamı 36 bin dönümdür. Gördüğünüz cehennem olacak cehennemin sadece onda biridir. Dağa bu iki tane dağ Kirazalan Köyü’ne kadar patlatılacak. Ama biz izin verirsek. İzin vermeyeceğiz”
Başta Kazdağları, Hasankeyf, Salda, Fatsa Muznur, Eskişehir olmak üzere, ekolojik kıyım ve katliamlara izin vermeyeceyeğiz… Ekoloji mücadelesinin Demokrasi mücadelesinin kopmaz bir parçası olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkartmadan, nasıl ki 23 Haziran seçimlerinde tüm demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle başta İstanbul, Ankara olmak üzere kentlerimizi talancıların ve yağmacıların elinden kurtarmak için bir adım attıysak, bugün de ortak ve birleşik mücadeleyle kentlerimizin, dağlarımızın, ovalarımızın, derelerimizin katliamına izin vermeyeceğiz. Kazdağları, Hasankeyf, Salda, Fatsa, Munzur, Eskişehir için geç değil. Birleşe Birleşe Direneceğiz…. Birleşe Birleşe Kazanacağız…. Kadıköy Demokrasi Meclisi